Çizmelerimin içine dolan suya aldırış etmeden sazlıkların içinde yol aralıyorum..Umudum inancım engin bir suya ulaşmak.İçsel korkularım zihnimi kemirirken adımlarım hızlanıyor.

İmbat rüzgarını yüzümde duyumsamak istiyorum.Kayboluşun ürpertisi sarıyor içimi.Kalp atışlarım hızlanıyor.Derin bir nefes alıp uzaklaştırmaya çalıştığım korkularımı, engin denizin içinde yitişlerini hissederek güç alıyorum.

Karabataklar önümde saklambaç oynarken, arılar kıyıdan uzak sessizliğin şefleri sanki..Dalga sesine karışan martı sesinin düşsel duyumunda, yorgun bacaklarım suya karşın hızlanıyor.

Çaresizlik umutsuzluk rüzgarına savrulmak an meselesi.Gücün tükenişinin, yenilginin kuyusuna düşmeden yaşamın sıra dışı mucizelerini bağırıyorum dağların eteklerine.

Asırlar önce yapılmış gömütlerden yankılanıyor sesim kulaklarıma.Bir doğum gibi,filiz gibi,çoğalmak gibi,paylaşmak gibi..sevdim, seviyorum, severim, seveceğim avaz avaza ses.

Tuzlu yosun kokusunda yüzüme çarparak karşılayan rüzgarda, erişilen umudun, inanmış yürek gücüyle, benliğimi sonsuzluğa bırakıyorum