18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2052
Okunma
KIRMIZI GÜL
Adam karısını kaybettikten sonra hayata küstü... Kimseyi görmek istemiyordu...Sadece her sabah bir kırmızı gül alıp eşinin mezarına götürüyordu... Zamanla, orta yaşta olmasına rağmen kendini çok ihtiyarlamış hissetmeye başladı... ayakları tutmaz oldu...yürüyemiyordu... pencerenin önündeki koltuğunda geçiyordu günleri... bir süre sonra iyice yatağa düştü...
Bir sabah kapı tıkladı...çocukları kapının önünde buldukları kırmızı gülü adama getirdiler... üzerinde bir not:....’Seni seviyorum!’... ve anımsadığı bir kadın parfümü...ertesi gün...sonraki gün... daha sonraki gün...bu böyle devam etti her sabah...
Adam giderek iyi hissetmeye başladı kendini...yürüyebiliyordu artık... daha genç ve daha dinç hissediyordu...kadın olduğundan emin olduğu, hiç görmediği, bu gülün sahibine aşık olmuştu zamanla...onun kim olduğunu öğrenmeye karar verdi...
Her sabah erkenden pencerede bekliyor fakat bir türlü göremiyordu... bahçe kapısından uzanan bir el, gülü kapıya doğru atıp kaçıyordu... ertesi gün bahçedeki bir ağacın altına saklandı... kapişonlu bir kadın yine bahçe kapısından içeriye bir gül atıp kaçmaya başladı... Adam peşinden koşup yakaladı kadını...bu, bir zamanlar her sabah bir gül aldığı dükkanın sahibesiydi...
-- Siz! dedi adam... Neden?
Kadın gözleri yaşararak:
-- Siz, dedi... Bir zamanlar her sabah dükkanıma geliyordunuz... hayat dolu merhabanızla, sevgi dolu gözlerinizle, yüreğinizden dökülen sıcacık, yumuşacık kelimelerle yüreğimi ısıttınız... beni hayata bağladınız...ve size aşık oldum... ama bir gün artık gelmez oldunuz... kötü durumda olduğunuzu hissettim... güllerimle ve yüreğimden kopan sözcüklerimle sizin de yüreğinizi ısıtmak istedim.................................’Seni seviyorum!’......
Şengül CENNET