33
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2338
Okunma


Adaletin bun mu Ülkem?
Gündem değiştirme, sorgulanmaktan kaçınma girişimi olarak servis edilen ne_idüğü henüz bilinmeyen davalar zinciri ile suçlamalar karşında, çok daha önemli işler yapılacakken heba edilen vakte mi yanalım, yoksa adaletin katli ile hukukun işlemez hale getirilmeye çalışılarak kaos ortamına sürüklendiğimize mi? Kim istemez ki ülkesinde faili meçhul kalmasın? Kim istemez ki terörist örgütlenmeler, bölücü ve kışkırtıcı eylemler yapanlar yakalanmasın? Kim istemez ki şeffaf ve güven veren kurumlar ülkesinde bulunmasın?
Bu şekilde mi olacak bütün bu özlemler?
Yasaların boşluğundan faydalanmalarla, hukukun yanlışları, yargının şaşırmasını nasıl getirebilir? Gelişimi sağlanmak istenen genç demokraside?
Yasaların kendilerine verdiği hak ile aldıkları emirleri uygulayan kurumların üst kademeleri, her türlü emri kendilerine veren yönetim erkinin nasıl bir hukuk ihlali ile bulundukları mevkîde olduklarının bilincinden yoksunluktan mı, yoksa düşünemediğimiz nedenlerden mi hukuka aykırı fakat yasal yetki kullanılarak verilen emri yerine getirmişlerdir?
Bu nasıl bir oyundur ki, bölünmez bütünlüğümüz sağlayıcısı ve geliştiricisi olarak göreve getirilen yönetim bunu bilmekten acizdir. Hukuku(açığını) kullanarak kendilerince izledikleri yöntemle dokunulmazlık kazanmışlar, yasallaştırdıkları şekli ile vatandaşı endişe ve korku içinde yaşamaya mahkum etmişlerdir. Asıl korkularını gizlemenin bir yolu bu olabilir mi acaba? Emrinde oldukları dış güçlerin yönlendirmeleri ile yasalara aykırı dinleme ve izleme olayları ile oluşturulan yüzlerce dosya ile yaptıkları suçlamaların altında kalacaklarını düşündükleri için, batırmaya çalışırken batacaklarını anlama kuşkusu içinde tutarsızlıklar sergilemeye başlamışlardır.
Demokrasilerde hiçbir suçun cezasız kalmayacağı çok açıktır.
Bu güne dek yaptıkları yapacaklarının garantisi bilinen Adalet adamlarımızla, Ordumuzun yüksek rütbeli şahsiyetleri, hukuka uymayan, yasaların yetkisi kullanılarak resmen paketleniyorlar!
Bu olanlar bizlere “Onlar bile bu işleme uğrarken, biz sade vatandaşlara neler yapılmaz?” dedirtmektedir. Ürküntü verici ve bazı büyük ve kritik kurumların küçük düşürücü olaylara uğratılması ile adları aşağılanmak istenmektedir. Bu olayların sonucunda nelerin yapılmak istendiği yakın geçmişimizden örneklerle zihinlerimizdedir. Demokrasiden bî_haber uygulayıcıların siyasî öçleri Cumhuriyetimize karşı yapılan yıkımdır!.
İsteklerinin ve görüşlerinin takiye ile örtülü olması, içlerinin gerçeğini örtmediğinden açıkça görülmektedir. O kadar Demokratlar! ki, sanıktan delile ulaşmayı yasal görebiliyorlar.
Uzatmalarla, usandırma ve yıldırma politikası güdenlerin siyasi sonları olacak konularda çok daha düşünmeleri ve suçladıkları kişilerin vatandaşın gönlündeki yerini çok iyi bilmeleri gerekmektedir.
Emanet edilen her değerimizin koruyuculuğunu yapmak için canlarını emeklerine katmış, her koşulda görevi hizmet bilerek ibadet gibi yerine getirmiş büyüklerimizin her zaman ve şartta yanında olma görevimizi, biz ATATÜRK gençleri olarak yerine getireceğimize, Bayrağımız üzerine ettiğimiz kutsal yeminimize olduğu kadar sâdık kalarak yapacağız.
Kimsenin bundan kuşkusu olmasın.
Ülkemizin bölünmez bütünlüğüne, cumhuriyetimizin korunup kollanmasına, Ülkemizde demokrasinin her konum ve koşulda herkese eşit işletilmesine, yaygınlaştırılarak sosyal, işletilerek hukuksal ve erk ayırımı ile laik olan Devletimize olan inancımızdan asla ödün vermeyeceğiz.
İZİNDE OLDUĞUMUZ ATAMIZIN AYDINLIĞINDA, CUMHURİYETİMİZİN YILMAZ BEKÇİLERİYİZ!
Nöbetteyiz.
Saygılarımla.
Gönül Ersin Gürsu
07.01.2009 ANKARA.