İki gündür bakıyorum hiç bir sitede, hiç kimse, hiç bir şekilde, bu konu üstüne ne konuşuyor, ne de yazıyor. Sanki hepimizin dili lal olmuş, kalemlerimiz kırılmış ve yalnızca olanları dizi filimi izler gibi izliyoruz.

Son yapılan açıklamalar gerçek anlamda çok korkunç. " ÖÇ ALMAK" 28 ŞUBAT’IN Öcünü ve cumhuriyet rejimini yıkmak için uğraşıyor ise bu günkü hükümet, sanırım bizler gibi vurdumduymaz insanlar var iken başaracak da.

Kendi adıma, olan gelişmeleri kaygı ile izliyorum. Bir ülkenin adalet sistemi ile bu kadar oyun oynayan bir hükümet hiç görmedim ve bir örneğine de bundan sonra rastlayacağımı sanmıyorum.

Bir ülkenin en büyük makamlarından birinin onursal başkanının telefonu dinleniyor, evi izleniyor ise hepimizin gerçek anlamda düşünmesi gerek.

Dün eşim ile aynı konuyu konuştuğumuzda " NELER OLUYOR, BEN HİÇ BİR ŞEY ANLAYAMIYORUM, BEN Mİ YARGILAMAYI YA DA DÜŞÜNME YETİLERİMİ YİTİRDİM, YOKSA GERÇEKTEN BU KADAR ANLAŞILMAZ YAPMAK İÇİN VAR GÜÇLERİ İLE Mİ ÇABALIYORLAR” diye sormuştum ve birkaç dakika sonra TV ’de Sayın Hüsamettin CİNDORUK "benim bu olaylara aklım ermiyor ve şaşkınlık ile izliyorum olanları" diye açıklama yapıyordu. O zaman rahatladım “ Demek yalnız ben değilmişim olanları anlayamayan” deyip, kendi kendimi rahatlatmıştım. (Yani düşünme yetilerimi yitirmediğimi anladığım içindi rahatlığım).

Oysa bu duyduklarım karşısında çok fazla üzülmüştüm “ yalnız bizim değil, hukuku en iyi şekilde bilenlerin bile olanlara aklının ermediğini görmekten dolayı idi üzüntüm..

Bir istatistik yapılmıştı bir sitede ve orada sorulan soru " bu gidişatı kim düzeltir" diyorlardı ve seçenekler içinde çok dikkat çekici bir seçenek vardı " ordu dizletir" seçeneği %47 gibi büyük bir oran ile ilk sırada gidiyordu.

Bu bizim için ne kadar korkunç değil mi? Bizim bu gün, bu kadar çıkmaz içine sürüklenmemize neden olan 1980 darbesi ve 1983 ANAYASASI olmasına rağmen halk yine ordunun darbesinden umut bekliyor ve yine çaresizce orduya bel bağlıyordu.

Siyasiler bu gidişata dur diyemedikleri sürece sanırım bizleri çok iyi günler beklemiyor. 1980 öncesinde ordu siyasileri uyarmış “ dikkat edin ve aranızda anlaşın yoksa geliyorum” demiş ama siyasiler bu gün olduğu gibi yalnız kendi çıkarları peşinde koştuklarından yapılan uyarıları görmemiş, duymazlıktan gelmişlerdi. Şimdi 29 yıl sonra aynı senaryoyu bir kez daha izliyoruz sanki. Ve yine siyasiler kör ve sağır bir durumdalar.

Sonumuzun ne olacağını bekleyip de mi göreceğiz. Yoksa ses çıkartıp “ bu olanlar nedir lütfen açıklayın” diye yazıp, çizip sesimizi mi duyuracağız buna da yine sanırım biz karar vereceğiz.

Yazmayan kalem, susmuş dil, görmeyen göz, düşünmeyen beyinlerin uyanması dileği ile. Saygılar
Türkan DİNÇER