Kapınız çalsın.

Başkasına bırakmayın, siz açın.

Özenle hazırlanmış bir masanın üstünde şampanya, şık ve güzel bir çiçek demeti ve yanan bir mum ile karşılaşın.
Keyif verdiği kadar da dinlendiren müzik dolsun kulaklarınıza birden.
Yeni yıl size böyle gelsin.

Masanın bu tarafında siz oturun , o da karşınızda olsun.
Sevdiklerinizi de davet edin yanınıza, isteyen gelsin ama siz bu sofradan hiç kalkmayın ve karşınızdakinin gözlerinizin içine, onun size gülümseyerek bakışlarından gözlerinizi hiç kaçırmadan, siz de ona gülümseyerek bakın….

Duvarlarınız sevgi pembesi, tavanlarınız umut mavisi olsun. Bahar desenli perdelerinizden içeriye karanfil ve açık deniz kokuları dolsun.
Ve saat tam ‘yirmidört’ de pencerenizin pervazına bir çift beyaz güvercin konsun…



/---Ve siz, orada bir başka pencerenin kenarında, dalgın ve umutsuzca uzaklara bakan, uykusuz ve hüzünlü gözlü, saçları dağınık kadın. Siz de gelin lütfen ve bu masanın bir başında ya da hemen yanı başımda oturun. Ama isterseniz önce biraz dışarı çıkalım sizinle . Güverte gibidir teras. Bir ateş yakarız orta yere. En sevdiğimiz balıklardan kızartır, en sevdiğimiz içkiden de birer kadeh içeriz. Siz bana sek sek oynar gibi koştuğunuz çocukluk günlerinizi anlatırsınız ben de size boyama kitaplarımı, yuvarlak gözlüklü dedemi, bembeyaz saçlarını topuz yapmış ninemi anlatırım. Üşümezsiniz inanın bana. Eğer üşüyecek olsanız bile sırtımdan ceketimi çıkarır, sırtınıza örterim. Siz de bana boynunuzdaki atkıyı verirsiniz. Belki dans bile ederiz yıldızların altında . Ne dersiniz. Sonra beraberce geçeriz salona ve yan yana otururuz.
Bu masada ; unutması zor bile olsa geçmişin acılarından uzaklaşmak, sevgi, barış ve yarınlara umut toplamak adına toplanıldı. Haydi…
Hatta yemek servisini yapmaya da ilk siz başlayın .
(önce ben uzatayım mı pilav almak için tabağımı)---/



Şimdi gitmeye hazırlanan eskisinin ardından ise el sallamayın, güle-güle git filan demeyin. Nasıl giderse gitsin. Bir daha asla geri gelmeyecek ki. Karşılaşma şansınız olmayacak nasılsa . Yaşattığı acıları, savaşları, her türlü katliamları, yarattığı yoksullukları, açlıkları, ektiği kör cehalet tohumlarını da sırtındaki yamalı ve çöp kokulu bohçasına doldursun öyle gitsin.
Belki tarihin aç gözüne güzel görünür ve nasiplenip karnını doyurmasını sağlar.
Siz bu gecenin keyfini , eskisini düşünerek kaçırmayın. Eğer hak ettiği teşekkürler varsa onu da arkasından fırlatın…



2009 GÜZELLİKLER VE GÜLÜMSEMELERLE GELSİN ve HEP ÖYLE KALSIN…

Yarınlarınız aydınlık, yolunuz açık denizlere doğru olsun…
Saygı ile , sevgi ile ….

Cevat Çeştepe