5
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
848
Okunma

Dün, sizi bilmem ama ben televizyon başındaydım. Malum tartışmayı seyrettim.
Uğur Dündar; “elimden geldiğince toplantıyı eşit bir şekilde sürdürmeye çalışıyorum” diyordu fakat maalesef elinden hiçbir şey gelmiyordu. Kılıçdaroğlu o kadar isabetsiz, delilsiz ve ispatsız konuşuyordu ki zavallı Dündar ne yapacağını şaşırdı.
Gülmeyin ama gerçekten ekran karşısında, Uğur Dündar’ı kendime doğru çekip Sn. Kılıçdaroğlu’ndan Sn. Melih Gökçek’in istediği belgeyi alıp ekranda bizlere gösterir misin?” diye sallamak geçti içimden. Hani; “Ey Türk titre ve kendine gel” der gibi…
Tarafsız gazeteci çok fena milyonların önünde tarafını gözler gönüne sermiş tıpkı Kılıçdaroğlu gibi “oraya da geleceğim, göstereceğim” diyerek kendisini içler acısı bir hale sokmuş daha doğrusu aslını ispatlamıştır. Ve fakat bir türlü oraya gelememiştir.
1995 yılında yapılan bir alımla 2008 yılını kıyaslayan hatta kıyaslamak bir tarafa sanki 2008 yılında 300 USD’ye vatandaşa satılmış gibi iddiada bulunan Kılıçdaroğlu tam bir vakaydı maalesef. Kendisi, isnat etmiş olduğu 168 EUR’luk alımı gösterememekle birlikte 145 EUR’luk farkı da ispatlayamadı. Sonra İstanbul Belediyeleri ile kıyas yaparken de fena çakıldı. Üzülerek söylüyorum ki Kılıçdaroğlu zavallı bir konumda Uğur Dündar’ın koltuğuna sığındı.
Kılıçdaroğlu neden bu şekilde kendisini harcıyor, şerefini tartışılır bir hale getiriyor hiç anlamıyorum. Çamur at izi kalsın düşüncesi ile hareket ederken hangi vatani ve insanı duyguları taşıyor hala merak konum.
Üzüldüm, hem de çok üzüldüm ülkem adına, hepimiz adına, Kılıçdaroğlu’nu milletvekili olarak meclise gönderen Sn. Seçmenler adına…
Ama o seçmenlerinde bir suçu yok nereden bilsinler, kavun değil ki koklansın da alınsın… Derdim ama mazisi hakkında küçük bir inceleme yapılsaydı fikir sahibi olunurdu. Körü körüne yetki vermek anlaşılır gibi değil.
İftira atmak ve milyonların önünde o iftirayı millete yutturmaya çalışmak bağışlanır bir şey değil. Yazık çok yazık…
Dip Not:
Sn. Kılıçdaroğlunun aklımda kalan en önemli özelliği; “ o pişkin suratı”….
Sn. Gökçek kutluyorum sizi, alnınızın akıyla çıktınız bu düellodan… Gerisi fasa fiso…