Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
DoğrucuDavut
DoğrucuDavut

HERKESİN BİLDİĞİ AMA ÇOĞUNLUKLA UYGULAMADIĞI BASİT YAZIM KURALLARI

Yorum

HERKESİN BİLDİĞİ AMA ÇOĞUNLUKLA UYGULAMADIĞI BASİT YAZIM KURALLARI

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

2433

Okunma

HERKESİN BİLDİĞİ AMA ÇOĞUNLUKLA UYGULAMADIĞI BASİT YAZIM KURALLARI

Bu siteye yazı ya da şiir yazan tüm üyelerin bildiğine inandığım, ama çoğunluğun hiç uygulamadığı bazı yazım kurallarına değinmek istiyorum. Bir çok arkadaşımız; belki çok hızlı-çalakalem yazdıklarından, belki bazıları da üşendiklerinden uygulamıyor maalesef.
Affınıza sığınarak, ukalalık olarak karşılanmayacağını ümid ederek bir kaç -önemli gördüğüm - konu başlıklarından bahsetmek istiyorum.

===================================================

mı, mi, mu, mü soru ekinin yazılışı

mı, mi, mu, mü soru eki gelenekleşmiş olarak ayrı yazılır; ancak, kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak ünlü uyumlarına uyar ve mı, mi, mu, mü biçimlerini alır: Kaldı mı? Sen de mi Brutus? Olur mu? İnsanlık öldü mü?

Soru ekine birtakım ekler de getirilebilir. Bu ekler soru ekiyle bitişik yazılır: Verecek misin? Okuyor muyuz? Çocuk muyum? Gelecek miydi? Ölür müsün, öldürür müsün?

Bu ek sorudan başka görevlerde kullanıldığı zaman da ayrı yazılır: Güzel mi güzel! Yağmur yağdı mı dışarı çıkamayız.

==========================================

Da, de bağlacının yazılışı

Da, de bağlacı ayrı yazılır; ancak, kendisinden önceki kelimenin son ünlüsüne bağlı olarak büyük ünlü uyumuna uyar ve da, de biçimini alır: Kızı da geldi gelini de. Orhan da biliyor. Oğluna da bildirdi. Sen de mi kardeşim? Güç de olsa. Konuşur da konuşur.

İmlâmız, lisanımız düzelince, lisanımız da kafamız düzelince düzelecek, çünkü o da ancak onlar kadar bozuktur, fazla değil!
(Yahya Kemal Beyatlı)

KURAL 1 : Ayrı yazılan da, de hiçbir zaman ta, te şeklinde yazılmaz.

KURAL 2: Ya sözüyle birlikte kullanılan da mutlaka ayrı yazılır (ya da).

KURAL 3 : Da, de bağlacını kendisinden önceki kelimeden kesme ile ayırmak yanlıştır. Bu bağlacı tamamen ayrı yazmak gerekir: Ayşe de geldi (Ayşe’de geldi değil).

KURAL 4 : Bulunma hâli eki olan -da, -de, -ta, -te’nin da, de bağlacı ile hiçbir ilgisi yoktur; bulunma hâli eki getirildiği kelimeye bitişik yazılır: devede kulak, evde kalmak, yolda kalmak, ayakta durmak, çantada keklik. Yeme de yanında yat.

Yurtta sulh, cihanda sulh. (Mustafa Kemal Atatürk)

Dilde, fikirde, işte birlik. (İsmail Gaspıralı)

=============================================

Ki bağlacının yazılışı

Ki bağlacı ayrı yazılır: demek ki, kaldı ki, bilmem ki.

Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil, şuurla işlensin.
(Mustafa Kemal Atatürk)

Geçmiş zaman olur ki hayali cihan değer.

Olmaz ki!
Böyle de yatılmaz ki!
(Orhan Veli Kanık)

Ruşen Eşref Ünaydın’ın "Diyorlar ki" adlı eseri ne güzeldir!

Çiğ yemedim ki karnım ağrısın.


Ancak ki bağlacı, birkaç örnekte kalıplaşmış olduğu için bitişik yazılır: belki, çünkü, hâlbuki, mademki, meğerki, oysaki, sanki. Bu örneklerden çünkü sözünde ek aynı zamanda uyuma girmiştir.

Şüphe ve pekiştirme göreviyle kullanılan ki sözü de ayrı yazılır: Babam geldi mi ki? Başbakan konuşacak mı ki?


=========================================

ARAPÇA FARSÇA KELİMELERDEKİ BAZI YAZIM ŞEKİLLERİ

Alıntı kelimelerde kesmeli yazılış

Türkçenin ses düzeni gereğince iki ünlü arasındaki ünsüzler kendilerinden önce gelen ünlüyle değil kendilerinden sonra gelen ünlüyle hece kurarlar: a-ra-ba-cı, o-ku-lu-muz, se-vi-ne-cek-ler, ta-şı-na-bi-lir.

Ancak içlerinde Arapçaya özgü gırtlak ünsüzü (ayın ve hemze) bulunan bazı alıntı kelimelerde, bu durumdaki ünsüzlerin kendilerinden önceki ünlüyle hece kurdukları da görülür: cüz-î, hal-etmek, iş-ar, iz-an, kıt-a, kur-a, Kur-an, mel-un, mer-i, meş-ale, meş-um, nez-etmek, sun-î, vak-a, vüs-at. Bu kelimeler yazılışta kesmeyle gösterilir: cüz’î, hal’etmek, iş’ar, iz’an, kıt’a, kur’a, Kur’an, mel’un, mer’i, meş’ale, meş’um, nez’etmek, sun’î, vak’a, vüs’at. Bu yapıda olup da tamamen Türkçenin ses düzenine uymuş, çok sık kullanılan ve kesmesiz okunduğunda yadırganmayan kelimelerde kesme kullanılmaz: defa, defetmek, heyet, menetmek, mesele, neşe, neşet, sanat.

Arapçadan alınmış bazı sözlerde gırtlak ünsüzü kelimenin sonunda bulunur. Bu durumda gırtlak ünsüzü söyleyiş bakımından tamamen erimiş durumdadır: cüz, def, hal, kat, men (bk. Birleşik kelimeler A. 5).

Ancak bu kelimeler iyelik ekleriyle kullanıldığı takdirde, kelimeyle iyelik eki arasına kesme konur: cüz’ü, def’i, hal’i, kat’ı, men’i, nev’i, tab’ı, vaz’ı.

Sonunda gırtlak ünsüzü bulunan kelimeler iyelik ekini -ı, -i biçiminde alırlar: bayi-i, cami-i, mâni-i, memba-ı, mısra-ı, sanayi-i. Ancak cami ve mâni sözlerinde iyelik eki -si biçiminde de gelebilir: cami-si, mâni-si.

Bu tür kelimeler yönelme ve yükleme hâli eklerini (-e, -i) alınca, araya y sesi girebileceği gibi y’siz de yazılabilir: bayi-ye, cami-ye, memba-ya, mevzu-ya, mısra-ya; bayi-yi, cami-yi, memba-yı, mevzu-yu, mısra-yı; bayi-e, cami-e, memba-a, mevzu-a, mısra-a; bayi-i, cami-i, memba-ı, mevzu-u, mısra-ı.

UYARI : Bayi, cami, sanayi gibi kelimeler yalın hâlde iken tek i ile yazılır.

UYARI : Arapçadan alınmış bazı kelimelerde, gırtlak ünsüzü hecenin sonunda yer almaktadır. Bu tür kelimelerde gırtlak ünsüzü Türkçe söyleyişten tamamen kalkmakta ve kendisinden önceki ünlünün uzamasına yol açmaktadır. Bu tür kelimelerde kesme kullanılmaz, sadece söz konusu ünlü uzun okunur: dava (da:va), mamur (ma:mur), mana (ma:na), memur (me:mur), resen (re:sen), tamim (ta:mim), tecil (te:cil), tediye (te:diye), tehir (te:hir), telif (te:lif), tesir (te:sir).



Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Herkesin bildiği ama çoğunlukla uygulamadığı basit yazım kuralları Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Herkesin bildiği ama çoğunlukla uygulamadığı basit yazım kuralları yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
HERKESİN BİLDİĞİ AMA ÇOĞUNLUKLA UYGULAMADIĞI BASİT YAZIM KURALLARI yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
elma-kokusu
elma-kokusu, @elma-kokusu
11.6.2009 21:12:52
Gökte ararken yerde mi buldum sizi ben? :) Bana da Türkce'yi tam tamina ögretecek birisi lazimdi. Sevgiler
kulhilmi
kulhilmi, @kulhilmi
6.1.2009 22:50:09
teşekkür ederiz değerli dost
yazınızı geç gördüğüm için üzgünüm, esasında o kadar ihtiyacımız var ki, ama nedense biz TÜRK halkı olarak çoğunlukda eleştiriyi hiç kabul etmiyoruz.
saygılarımla.
geceyedair
geceyedair, @geceyedair
20.12.2008 15:05:27
der olaak öetilesi olmuş
dikat etmeye çalışırız dost
selametlele alsın
a.yüksel şanlıer
a.yüksel şanlıer, @a-yukselsanlier
18.12.2008 19:26:05

bir gün roman makale ya da hikaye yazıp, yayınlamak istersem bu kurallara
o zaman uyarım teşekkürler
Hilal Kız
Hilal Kız, @hilalkiz
18.12.2008 03:34:17
Hakikaten güzel.Değerlendirmek lazım : ) Utandım bir an bizler çokça yanlış yapıyoruz ki birileri sıkılmış pes deyip başlamış anlatmaya.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
17.12.2008 21:13:55
Beğeni:
0
Okunma:
2433
Yorum:
5
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL