1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1201
Okunma
Bir gün zenginin birisi bir âlimi yemeğe davet etti. Âlim geldi, sofraya oturuldu Ancak bir türlü eli yemeğe uzanmıyordu. Ev sahibi merak etti:
—Efendim bu yemekler helâldir, besmele ile pişmişlerdir.
—Onda şüphe yoktur.
—Öyleyse niçin yemiyorsunuz?
—Benim birkaç ciğerparelerim vardır ki, evde aç ve susuz beklerler. Onlar açken nasıl yiyebilirim?
Adam derhal bir sofra hazırlatarak âlimin evine gönderdi. Â-lim ondan sonra gönül rahatlığıyla yemeğini yiyebildi. Ev sahibi-ne dönerek:
—İşte kıyamet günü de böyle olacak?
—Nasıl?
—Hak teâlâ, peygamberini cennete davet eder. Ancak ümme-tin günahkârları mihnet ve zahmettedirler. Allah’ın sevgilisi onla-rı bu halde bırakıp da cennete giremez. Açar ellerini yalvarır:
—Ya Rabbi, ya beni ümmetimle beraber cehennemine gön-der, yahut onları da benimle birlikte cennetine al.
Cenabı Hak buyurur ki:
—Ey Sevgili Resulüm! Cehennemi sana haram kıldım. Al ümmetini de birlikte girin cennetime.
Ey Muhammet Ümmeti! Bu şefaat ve merhamet karşı-sında yapacağın tek şey, Sevgili peygamberimizin ahlâkı ile ahlâklanmaktır.
Açları doyur, yetimleri sevindir, kendinde olanı başka-larıyla paylaş, akrabanla ilişiğini kesme, anana, babana hürmette kusur eyleme, komşularına saygılı ol.
*
H.İbrahim Sakarya