Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
yolayrimi
yolayrimi

AĞRI'YA TAYİNİM

Yorum

AĞRI'YA TAYİNİM

6

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1111

Okunma

AĞRI'YA TAYİNİM

AĞRI'YA TAYİNİM


Eğitim enstitüsünü bitirip,tayinim Ağrı’ya çıktığında üzüntüden hastalanıp yataklara düşmüştüm..1979 yılı şubat ayıydı,bir Akdeniz kasabasında yaşıyordum.Haritadan bildiğim kadarı ile Türkiye’nin en doğu sınırında en soğuk illerinden biriydi.Çok uzaktı.üç günlük yoldu neredeyse.

Babamı yeni kaybetmiş,ailenin geçimini de yüklenmiştim.Babam yıllar önce trafik kazası geçirmiş,ayağı yaralanmış,dikilen yara yıllarca işlemişti.Ayağı kesilme noktasına gelmiş,kesilmesini kabul etmeyince hastalanmış ve ölmüştü.Altı kızkardeşin en büyüğüydüm.Yaşları küçük kardeşlerime annem bakıyordu.Ben ise kiminle ve nasıl gideceğim konusunda sıkıntı yaşadığım Ağrı ilinden korkuyordum.

Annemin babası olan dedemi ikna etmek için birkaç kez ziyaret ettim onu.Annemle ilişkileri çok iyi değildi dedemin.Annemin "Analık" dediği bir kadınla evliydi.Bizi pek te sevgiyle karşılamazdı.O yüzden evine çekinerek giderdik.Nihayet benimle gelmeye razı gelmişti.

Bir kat yatak,bir bavul,birkaç mutfak eşyası hazırlamış,dedemle yola çıkmıştık.İki gündüz,bir gece yolculuk yaptıktan sonra üçüncü gün varabilmiştik Ağrı’ya.Akdeniz’i Maraş’ta terkedip,Tunceli’nin keskin ve yüksek dağlarından sonra karlarla ilk kez tanışıp,bitmez tükenmez düzlüklerden geçip ,insanlarının cadde ortasında yürüdüğü Ağrı’nın insanları ile de tanışmıştık.Sıcak davranan insanlardı.Bir gece otelde kaldık.Dedem bana eteğimin altına pantolon giymemi söylemişti.Hiç istemediğim halde soğuk nedeniyle giymiştim.

Kısa bir soruşturmadan sonra gideceğimiz köyün yerini öğrenmiş,ilçe minibüsleri için gösterdikleri bir toprak damlı binaya gitmiştik.İçeride soba başında ısınan insanlarla minibüs beklemiş,dondurucu soğuklarda ilçeye yolculuk yapmıştık.Ayaklarım donuyordu.Köyün ilçe yolu üzerinde olduğunu öğrendik.iki saatlik yolculuktan sonra minibüs aniden durdu,geldiğimizi söyledi.Şaşırmıştık,bir metre yükseklikteki kardan başka birşey yoktu ortada.Uzaktaki köyü gösterdiler.Neredeyse üç beş kilometre vardı.Biz şaşkın bakarken eşyalarımız karın içine konuldu.

Orada ne kadar durduk hatırlamıyorum ama çok uzundu,soğuktu,donuyorduk.Köye bakıyorduk,yakın değildi,birilerine çağıramazdık veya işaret edemezdik.Dedem yaşlıydı,hastaydı.(Bu olaydan bir yıl sonra ölecekti.)Bir süreden sonra atlı bir kızak geldi köyden.Meğer oradan dürbünle bizi görmüşler,sağolsunlar almaya gelmişlerdi.Bizi köyün ağası dedikleri kişiye götürüp,bir gece misafir ettiler.

Sonrasında köyde görev yapan bir bayan ,bir bay(okul müdürü) öğretmenle tanıştık.aynı anda Ordu’dan gelen diğer bir bayan öğretmenle birlikte okul müdürünün lojmandaki bir odasında bir hafta kadar kaldıktan sonra dedem ile yeni gelen bayan öğretmenin erkek kardeşi geri gittiler.Lojman yetersiz olduğu için bize köy odasını kalmamız için verdiler.Camları naylonla kaplı,iki odası olan,buz gibi beton bir binaydı bu.Mecburen kalacaktık.Bir odasını hem yatak,hem oturma,hem mutfak olarak kullanacak,sobamızda ise tezek yakacaktık.Diğer odası ise inanmıyacaksınız ama tuvalet olarak kullanılacaktı.Sobanın küllerini tabanı toprak olan bu odaya döküyorduk.Bizden önce başka öğretmenler de böyle kullanmış.

O yıl eksi kırk dereceleri yaşadık orada.Sobamız hiç sönmeden yanıyordu.Tezek yakıyorduk.Ayda bir kez maaş almaya ilçeye gidiyorduk.Köylülerle tanışıyor,arada onların evlerine misafir oluyorduk.her gittiğimiz evde kuzu kesiliyor,tadı çok lezzetli olan kavrulmuş kemikli et ile tandır ekmeği ve yoğurt ikram ediliyordu.Çay kıtlama içiliyor,sürekli içiliyordu.

Bir buçuk yıl sonra evlendiğimde köyden ayrıldım,ilçeye taşındım.Orada da bir yıl görev yaptıktan sonra Antalya’ya taşındım.Anılarımda hala uçsuz bucaksız bembeyaz kar,çeşmelerdeki bekleşen kadınlar,öğrencilerimin meraklı gözleri ve soğuktan çatlamış kırmızı yüzleri,taş duvarla çevrili kırmızı çatılı eski okul binası ile yenisi yapılmış prefabrik okul binası hiç değişmeden duruyor.
(İnternetten bulup eklediğim resimdeki okul,Diyadin Karapazar Köyü ilkokulu’dur.Görev yaptığım okul.)19 kasım 2008

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Ağrı'ya tayinim Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Ağrı'ya tayinim yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
AĞRI'YA TAYİNİM yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
feyzi kanra
feyzi kanra, @feyzikanra
15.4.2009 17:43:17
Çok güzel anlatmışsınız tebrikler efendim.
Filimlerde görmek mi seyretmek mi güzel
Yoksa yaşamak mı?Bence yaşamak en güzeli.
Gizzz
Gizzz, @gizzz
14.12.2008 03:40:56
çoğu cümlede güldüm.......ben olsaydım........düşünemiyorum...........gerçi karlı yollar buzlu ateşler bana ooofff dedirtmez oralarda büyüdüm zaten........tersi durumlarda belki..........zorluklar neden çekilsin boş yere.........diyeceğim........iş........meslek........eziyet çekeceğim bir şeyin ucunda karunun hazinesi olsun adım attırılamaz bana.........gelin görün ki öğretmenlik başka...........ve asaleti güçlüğe göğüs germekten olsa gerek............

___________

keyifli biraz acı ama güzel bir anıydı..........kalemi tutma biçimi de öyle.........

kutlarım.........
gül peri
gül peri, @gulperi
4.12.2008 10:17:24
öğrencilerimin meraklı gözleri ve soğuktan çatlamış kırmızı yüzleri,taş duvarla çevrili kırmızı çatılı eski okul binası ile yenisi yapılmış prefabrik okul binası hiç değişmeden duruyor.

Okurken tüm anılarım canlandı.Adeta içinde kendimi buldum.Aynı şeyleri fazlasıyla yaşadım.
.Ağrının karlı dağlı havasını teneffüs etmiş
bir öğretmen olarak yazınızdan çok duygulandım. .
O prefabrik evleri de çok iyi bilirim.
Bana geçmiş günlerimi yaşattınız.Bu anıyı bizimle paylaştığınız için teşekkürler.Ben de o günleri hiç unutamam.
Selam sevgiler.
Aybars KARLIDAĞ
Aybars KARLIDAĞ, @aybarskarlidag
28.11.2008 10:50:32
Hatıranız çok güzeldi aynı şeyleri bende aynı ilde fazlasıyla yaşamış birisi olarak senin gibi ve bizler gibi öğretmenlerin haklarını ödemeleri mümkün değil.Orada yaşadıklarımızı anlatsak bilmeyenlere ya masal yada hikaye anlatıyorlar diyebilirler.Anınızı paylaştığınız için teşekkürler ve selamlar.
arıbeyi
arıbeyi, @aribeyi
20.11.2008 01:44:33
Siz eli öpülesi öğretmenlerimiz siz olmasaydınız halimiz nice olurdu.
Çektiğiniz sıkıntılar,verdiğiniz emekler boşa gitmiyor bunu böyle biliniz ve içiniz huzurla dolsun.
Saygılarımı sunuyor,şahsınızda tüm öğretmenlerimizi bu kutsal görevleri nedeniyle kutluyorum.
SAYGILARIMLA.
ya
yanılgılar, @yanilgilar
19.11.2008 23:01:20
yazılarınız beni çok etkiledi, üzdü...hayat mücadelenizi başarıyla sürdürdüğünüz için sizi tebrik ediyorum...sevdiklerinizle sağlıklı huzurlu ve mutluluk dolu bir yaşam diliyorum...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL