3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
938
Okunma

“Bak Lotte! bana ölümün sarhoşluğunu tarttıracak olan o soğuk ve korkunç kadehi elime alıyorum. Onu bana sen uzatıyorsun, ben de alırken hiç duraksamıyorum. Hayatımın bütün istekleri ve ümitleri yerine geldi. Ölümün çelikten kapısını vurmak öylesine titretici ve çetin ki”
“Silahlar dolu. Saat on ikiyi vuruyor. Alınyazısı bu, önüne geçilmez. Lotte! Elveda Lotte! Elveda!”
Tanrım! bir önceki hayatımda muhakkak bu adamla tanışıyor olmalıyım.. Ah Werther, öyle içtensin ki çocuğum...
"efkarlı olduğu halde mutsuzluğunu gizleyebilecek, yakınlarının neşesini yok etmeden onu kendi başına üstlenebilecek kadar kişilik sahibi olan tek bir insan gösterin bana"
seninle konuşmaya öyle ihtiyacım var ki,
aynı çizginin farklı yanlarından bakıyoruz insanlığın geri kalanına. bazen düşünüyoruz da tanrı edebiyatı kimin için var etti diye. suratımızın simetrisini tamamlayan kulak deliklerimiz transit söz geçişlerine ne kadar müsait.. hem sonra ben ne kadar süslü püslü cümleler kuruyorum, bu kime ne kazandırıyor, neden gereksiz gülümsemelerde bulunuyorum yahut hadi sıyrılayım biraz şu halimden..
emir dağların ötesinden gelir, dağların ve ırmakların da..
biliyor musun werther,
bazı insanlar sonlarını kendileri belirler..ancak sonsuz bir sona yolculuktur o; bilemedin heyhat! yanına gelemeyişlerimin kaç sebebi var sanıyorsun..
ah pardon pardon, afedersin lütfen,
sen bilmezsen kim bilecek genç adam..
ah werther, ah çocuğum..
sefaleti hissettim buram buram, inanabiliyor musun.. o kutuyu açtım ben, kendi ellerimle hem de.. ne çok ümit biriktirmiştik;kutu açılacak, ekinler suya doyacak, gülümsemelerimiz dudak kıvrımlarımızdan kulak memelerimize taşacaktı.. hepsi geçti genç adam,
seni kimse izlemiyor artık;
ama sen yine de
beni bekle..
bu kişisel bir başkaldırı,
bu kişisel bir itaat,
bu,
benim seni özlemelerimin bütünü..
bekle beni çocuk,
o kirlenmemiş ütopyada,
’belki yine gelirim, sesime ses veren olursa bir gün..’