2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1229
Okunma
GÜNEŞİN DOĞUŞUNDA BİRLEŞEN KÜRT YÜREKLERİ
Hayat kavramında çoğu şey serilir insan önüne. Bir kısmını teğet geçersin bir kısmını ise başında tutarsın. Ben hayatımda heyecan ve sevinçle karışık onur verici bir duyguya şahit oldum, kendi duygularımın şahidi oldum, yaşadığım en güzel duygulardan birine şahit oldum.
O gece mutluluk ve heyecanı heybemde taşıyarak onur duyacağım oturma eylemine doğru yol almıştım. Batıkent meydanına vardığımızda büyük bir kalabalıkla karşılaştık. Çay ocakları, simit, tatlı, yiyecek ve içecek tezgahları kurulmuştu. Kurulan çadırların içinde yüzlerce insan oturup karşıdaki kalabalığı seyrediyordu. Çoğu kişi üzerine Kürtçe ve Türkçe artık yeter! Kürt sorununa demokratik çözüm yazılı kıyafetler giymişlerdi. Barış anneleri çadırda oturmuş ve karşıdaki kalabalığa övgü dolu bir yüz ifadesiyle bakıyorlardı. Birden üşümeye başladım ve yakılan ateşin başına geçtim. Yakılan ateşin savrulan küllerini izledim derin derin. Kürt sorunu yıllardan beri süregelen ve kanayan bir yaraydı. Yıllarca Kürt-Türk bu topraklarda aynı havayı soluduk. Çoğu kez aynı acıyı paylaştık. Yanan ateşin o derinliğinde Kürt ve Türk halklarının birlikte kazandığı tek yürek zaferleri görüyordum. Kardeşliği ören acılı duvarları görüyordum. Bu soruna konulan adı ve yaratılış nedenini irdelemek istiyordum. Evet her şeyin bir adı vardır ama önemli olan onun adını koyma yolundaki nedenlerdir.Bu gördüklerimi duyumsadıkça ateş daha çok alevleniyor ve küllerini savuruyordu.Ateşin başından kalkıp bağlama çalıp Kürtçe şarkı söylenen yere gittim.Küçükken köyde dinlediğim o eski ve yasaklı şarkılar söyleniyordu.Aslında yasaklı hiçbir yönü yoktu.Sadece Kürtçe olduğu için yasaktı.Soğuk ve uzun kuş gecelerinde sobanın başında ailece dinlediğim Kürtçe şarkıları hatırlamıştım o an.Yasaklı ve büyük bir zevkle dinlediğim şarkıların o onur verici nağmelerini unutmak mümkün müydü? Herkes karanlık gecenin soğuk ayazında beliren umutla ısınmaya çalışıyordu.O gece parlayan yıldızların her birinde OTURMA EYLEMİNE katılan insanların yüreğini görüyordum.Göz kamaştıran bir ifadenin kirpiklere konulan o asi ve gurur verici tabloyu görüyordum yıldızlarda.Saate 4.00 olmuştu ve herkesin yüzünde derin bir yorgunluk vardı.Ama o yorgunlukta bile güçlü bir mücadele yatıyordu.Hava aydınlanmaya başladı.Gençler ellerine davulu alıp çalmaya başladı.
Güneşin doğuşuna, Kürtlerin birleşen yüreğiyle birlikte seyirci kalmıştım o gün.Benim için tarif edilemez bir duyguydu bu.Gençler içlerinden geldiği gibi hareket ediyordu.Orda sabahlayan çocuklar da vardı.O küçük çocuklar bile, yüreklerinden kopan derin ve umuda koşmak adına sergilenen bir ifadeyle sabahlamıştı.
Yorgundum;ama KÜRT SORUNU adına duyulan her yorgunluktan, her zaman biraz daha güç aldım.O gün tek yürek halinde birleşen KÜRT kardeşlerimle GÜNEŞİN DOĞUŞUNA seyirci kalmak, duyulması gereken en güzel duygulardan biriydi.O duyguyla beraber, yarına küs kalmayan umutlar adına daha güzel günlerin olacağını hayal ettim o gün.
KÜRT yüreklerini alıp bir yere koysan hepsi bir anda çarpar.Dileğim o yüreklerin onur, mücadele ve umut adına kurulan bir müzede sonsuza kadar sergilenmesidir.
Yazan:SULTAN MERCAN