Bir yazıma yorum yapan bir kişi, bir soru sormuş bana: Başka işin yok mu?

Başka işlerim var, elbette. Ama, hiçbirisi o kadar önemli ve yaşamsal değil.Bir işte çalışıyorum, ekmek, giysi ve barınmak için. Günde üç öğün yemek yiyorum.Su içiyorum.Televizyon izleyip, çay içiyorum. Belki, arada bir dolaşıyorum.seviniyorum,gülüyorum, ağlıyorum. Olmaz mı, çok işim var.

Ama,bir işim var ki! Çok önemli. Benim yaşamamdan daha önemli,özgür olmak.Ve özgür olmamı kime ve neye borçluyum? Sizce? Özgür olmamı Atatürk’e ve Türk Dili’ne borçluyum. Neden mi? Çünkü, Atatürk Ulusumuzla birlikte savaştı ve kazandı.Sonra, dilimizdeki yabancı sözcüklerin egemenliğine son verdi. Egemenlik diyorum. Çünkü, Doğu’dan Arapça-Farsça, Batı’dan Fransızca-İngilizce saldırılarına uğramştı dilimiz. Nerdeyse, ya araplaşacaktık-Farisilecektik ya da İngilizleşecektik-Fransızlaşacaktık. Dil ulusların en önemli süreklilik kaynağıdır.Her bir sorunumuzu dille paylaşırız.Geçmişimizi araştırabilmek için, iyi bir Türkçeye gereksinimimiz var. Halk şiirini ve ulusumuzun duru pınarlar gibi akıcı halk yapıtlarını anlamak,özümsemek için yalın bir Türkçe bilmemiz gerekir.

Hiç düşünebilir misiniz, Arapça konuşan bir Türk. Ya da İngilizce, fransızca konuşan bir Türk... Ben Türküm dese inanabilir misiniz?Burada demek istediğim dilini tamamen unutarak başka ulusların dilini kullananlar, daha doğrusu kendi öz benliğinden uzaklaşanlar. Onun için benim en önemli işim Türkçe’yi düzgün kullanmak ve elimden geldiğince düzgün kullanılmasını sağlamak.Olanaklar çerçevesinde en arı Türkçe konuşmak isterim.

Onun için kim, Ulusunun yüzyıllarca ayakta durmasını istiyorsa, O’nun diline özen göstermesi gerekir.Bu en az sanayide, ekonomide kalkınmak kadar önemli.