7
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1398
Okunma

Geçenlerde 32. gün programında gazetecilerle, Kanadadan yayına canlı katılan Tuncay Güney arasında ilginç dialoglar geçti, izleyenler hatırlayacaktır.
Hani İşçi Partisi lideri Perinçek ve Apo kankalığı fotograflardan taşıyordu, o kadarını hepimiz biliyoruz da, iddialardan yurt dışına çıkamayan PKK lilara pasaport temini için rüşvetle, bazı görevlieri de kullanarak pasaport aldırdıkları "yok artık ihanetin bu kadarı da olmaz" dedirten türden..
Gerçi parti yöneticisi ,aynı zamanda ergenekon zanlısı Adnan Akfıratın da bizzat Tuncay Güneyin yurtdışına kaçışı için aracılık yaptığı yolunda iddialardan sonra pek tuhaf gelmiyor bu kadarı insana.
Güney şöyle söylüyor programda konuyla ilgili;
"-Adnan Akfırat’la Atatürk Havalimanı’nda buluştuk. Pasaportumun içine 500 dolar koydum. Başka bir memura da 100 dolar verdim. Türkiye’den çıktım…"
Programdaki PKK lılara pasaport temini olayı medyada şöyle yer aldı geçenlerde;
"Güney, programda kendisine ’CIA ajanı’ diyen Aydınlık’tan Hüseyin Karanlık’a cevap verirken şunları söyledi: “Ben sizi İşçi Partisi’ndeki görevinizi söyleyeyim. Siz İstanbul Emniyeti’nde örgütlenen devrimci polislerin başkanısınız. Ayrıca İstanbul Emniyeti Pasaport Müdürlüğü’nde yurtdışına çıkamayan PKK’lılara, rüşvetle el altından pasaport alıyorsunuz. Yurtdışına çıkması yasak olan kişilere için de pasport müdürlüğündeki işlemleri yapan, bunun için polislere rüşvet veren, partinin polisle ilişkilerini sağlayan zat-ı alinizdir. Çinlilerle içli dışlısınız. Çin konsolosluğunun ampülü, muslukları bozulunca oraya kimi gönderdiğinizi de biliyorum: Arif dayı.’ "
İşçi Partsinin Muslukçu dayısı da bir yandan Çin konsolosluğunun tamir bakım işlerini yapıyormuş?
İnsanın gözleri yaşarıyor değil mi bu yardımseverlik karşısında:)
Tuncay Güney kimdir, şarlatan mıdır, ajan mıdır, deli midir bilemeyiz?
Ancak ileri sürülen iddialar yabana atılır türden değil.
APO ile Perinçek ve PKK yakınlığı, sadece PKK nın Perinçeğe yazdığı iddia edilen aşağıdaki övgü dolu mektupla sınırlı değil anlaşıldığı kadarıyla;
"-Parti önderliğimizin size karşı duyduğu güveni, içtenliği belirterek, önderliğimizin devrimci selamlarını iletmek isteriz. Zorlu dava mücadelemiz için göstermiş olduğunuz özveriyi ve gerek silahlı gerek siyasi gerekse ekonomik yönden partimize yaptığınız katkıları kelimelerle ifade etmek mümkün değildir…"
Bunlar kucaklaşmasınlar da kim kucaklaşsın birbirleriyle değil mi?
:)