4
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
772
Okunma

Yıl 1992 yani, tam 16 yıl önce Amasya’da Anadolu Öğretmen Lisesi’nde çalıştığım yıllar… Bundan 4-5 yıl öncesine kadar Anadolu Liselerinde Yabancı yayınevlerinin kitapları okutuluyordu. Öğrenciler açışından çok fahiş rakamlarla satıldığı, öğrencileri ve velilerini maddi sıkıntıya soktuğu gerekçesiyle bu kitapların okutulması yasaklandı.
O dönemde çalıştığım okulda zümre öğretmenleriyle birlikte kullanılması yönünde hem fikir olduğumuz bir yabancı yayınevi basımı olan kitapları okutmaya karar verdik.Bu yayınevi aynı zamanda İngiltere’de dünyaca ünlü bir üniversitesi de olan bir yayıneviydi.
Biz kitabı alıp okutmaya başladık.Aradan bir ay kadar bir zaman geçmeden Milli Eğitim Bakanlığı’ndan bir yazı geldi.Yazıda; söz konusu kitabın okutulmasına bir an önce son verilmesi isteniyordu. Gerekçesi; kitabın arkasına konmuş olan Türkiye haritasının doğu tarafına dikkat edilmezse asla fark edilmeyecek kadar minicik bir yere “KURDİSTAN ” yazılı bir ülke adının sıkıştırılmasıydı.Biz bütün iyi niyetimizle, asla böyle bir şey aklımıza gelmediği için haritayı inceleme gereği duymadık.
İyi de İngiltere’de bulunan bir üniversitenin kendi yayınevinde kendi yayınlarında bilinçli olarak bastığı kitaplardaki “KURDİSTAN” ülkesiyle işi ne olurdu. Bu sorunun cevabı çok çok açık…
Yüzyıllardır, taa Osmanlı İmparatorluğu’ndan bu yana süregelen, Türkiye üzerine oynanan oyunların bir uzantısıydı tabi! İzmir’e, Elazığ’a, Adana’ya doğusu-batısıyla her tarafını işgal altına alıp bölüp parçalayıp ülkemizi sömürge haline getirmek isteyen başta İngilizler, Fransızlar ve daha pek çok ülke, ülkemizin her bir karışına sahip çıkmak için kendi canlarını ortaya koymaktan çekinmeyen Yüce Milletimizin birlik beraberlik ruhu ile canla başla mücadelesi karşısında bu emellerine erişememişlerdir.
İşte bu gerçek onların suratlarına bir şamar gibi çarptığı içindir ki asla ve asla Türkiye üzerinde oynadıkları oyunlar dünya dursa gerçekleşmeyecektir.Bir tek yol hariç…
O yol nedir?
O yol; ülkemiz topraklarında Bayrağımız altında yaşayan insanların birlik beraberlik ruhunu zedelemek, insanlarımızı birbirine düşürmek yani kaleyi içten fethetmek, kale içten fethedildiği zaman dıştan fethetmek kesinlikle çok kolaydır. Batı tam bir politikacı zihniyetiyle bakarak; “Böl, Parçala, Yönet “ , taktiği uygulamaktadır.
1. ve 2. dünya savaşı teknolojinin olmadığı dönemlerde yıllarca sürmüştür. Ama, günümüzde teknolojik silahların gelişmesi, uzun menzilli silahların olması bir savaşın bir gecede başlaması ve öbür gece sonlanması gibi durumlar sergiliyor. Gönül ister ki bu savaşlar hiç olmasın. Demem o ki; günümüzde ülkeler arası savaşlar bile artık çok kısa sürerken bizzat kendi insanlarımız arasında süren savaş daha doğrusu iç çatışma tam otuz yıldır, dile kolay tam otuz yıldır sürüyor.
NEDEN? NEDEN???
Nedeni çok açık bu durumdan fayda umanlar içte ve dışta sürekli bunu körüklemekte, beslemekte ve desteklemektedir.Açık söylemek gerekirse dış ülkelerin amacına hizmet etmektedir.Çünkü kendi içinde bölünmüş bir ülkenin tepesine bir baykuş gibi konmak çok daha kolaydır. Sanılmasın ki böyle bir şeyin gerçekleşmesini sadece ve sadece KÜRT vatandaşlarımız için destekleniyor, hiç alakası yok, tam tersi milletimiz bir oyuna getirilmeye çalışılıyor.
Ama, hala bir şeyin farkında değiller… Bu çatışma tam otuz yıldır sürüyor olmasına rağmen hala amaçlarına ulaşabilmiş değiller, bunu oturup bir düşünmek gerekiyor. Zira, biz hala din-dil- ırk ayrımı yapmadan yine birlik beraberlik ruhumuzu koruyoruz, yine kayıplarımıza birlikte ağlıyor, üzülüyoruz.Zira, hepimizi ALLAH yarattı, bir ANA doğurdu ve hepimiz bir CAN taşıyoruz, bir CAN...
BE HEY BATI BIRAK ARTIK İNADI,
UĞRUNA FEDA EDERİZ BU VATAN İÇİN BU CANI,
BİZİM KİTABIMIZDA YAZMAZ,
DİL, DİN, IRK AYRIMI,
BİRLİK BERABERLİKTİR SLOGANIMIZ,
KAPTIRMAYIZ BİR KARIŞ TOPRAĞIMIZI,
AMACIN ORTADA…
ÇEK ÜSTÜMÜZDEN ATMACA TIRNAKLARINI,
MİLLETİMİZİN KAHRAMANLIK DESTANLARI,
OLUŞTURMAKTADIR ŞANLI SAYFALARIMIZI,
UYAN YÜCE MİLLETİM!
BU BİZİM DEĞİL ASLINDA,
BATILI GÜÇLERİN SAVAŞI,
PARÇALATMAYALIM BU GÜZEL VATANI,
KENDİ KUYUSUNA DÜŞSÜN ELİN GAVURU…
Bu sözlerle bitirmek istiyorum müsadenizle, inanın yazarken bile yüreğim üzülmekten yorgun düştü, gelecek günlerin ülkemiz ve milletimiz için güzel olacağı inancıyla, hepinize esenlikler diliyorum.
Unutmayalım tek sloganımız;
”BİRLİK-BERABERLİK RUHUMUZU KORUMAK VE CANLI TUTMAK OLMALI, IRK, DİN, DİL AYRIMI YAPMAKSIZIN!”
SONSUZ SEVGİ VE SAYGILARIMLA…
31.10.08
Perihan METİN