Alçak ruhlu olanlar para arar, yüksek ruhlu olanlar ise saadet arar. ostrovski
zoroğlu
zoroğlu

Hüsnü Bey Amca

Yorum

Hüsnü Bey Amca

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

899

Okunma

Hüsnü Bey Amca

Hüsnü Bey amca ile sohbet ediyorduk.

Kafasına takılan bazı soruların olduğunu söyledi.

Bu yaz kurak geçmişti.

’Evladım, bu yağmur duasına dudak büküyorlar ya.

Peki bunların bilimsel bir tezleri ya da söyleyecek bir sözleri var mıdır? ’

dedi.

Yok dedim Hüsnü Bey amca.Bunların çoğu ’astrologlara ’fal baktırmaya

gidiyorlar dedim?

“Bunlar bizim inançlarımızın dışındaki inançlara dudak bükerler mi? ”dedi

Hüsnü Bey amca.

“Yok’dedim.’Başkalarına ait ayinlere katılırlar ya da bu ayinler ilkel de olsa

ağzı açık izlerler.” dedim.

“Mesela Yoga yapmaya çalışıp Nirvanaya(yüce mutluluk) ulaşıyorlarmış.’

”Ne dedin evladım zırvanaya mı ulaşıyorlarmış? ’

“Onun gibi bir şey Hüsnü Bey amca.” dedim.

’Meyhanede içenler güzelleşmek için içiyorlarmış.

Aşk badesi içen erenlere benzetiyorlarmış kendilerini.

Gerçekten aralarında fark yok mu? ’dedi Hüsnü Bey amca.

“Var dedim Hüsnü Bey amca. Büyüklerden okudumdu.’

Şöyle ki: “ Meyhanede içenler biri iki,aşk badesinden içen erenler ikiyi bir

görürlermiş.

Fark burada.” dedim.

Hüsnü Bey amca biraz düşündükten sonra “yaşa! ” dedi.

“Hüsnü bey amca benim de kafama takılan bir şey var.Bu devirde uyanık

olmak mı yoksa akıllı olmakmı daha iyidir? ” dedim.

Hüsnü Bey amca çok gün görmüştü:

“Her devirde akıllı olmak işe yaramıştır.

Uyanık olmak bu günü kurtarır,akıllı olmaksa yarınları kurtarır.” dedi.

Bir olay anlattı:

Kurtuluş Savaşı yıllarında asker topluyorlarmış.

Bir köye gelen askerlere köylüler: “Biz Hırıstiyan Rumlarız.”demişler.

Böylece çocuklarını savaşa göndermekten kurtarmışlar.

Savaş bittikten sonra yapılan anlaşma gereği Yunanlılarla Türklerin nüfus

mübadelesi (değiş tokuş) yapılması konusu gündeme gelmiş ve anlaşma

kabul edilmiş.


O zaman bu köylüler biz Rum değiliz deseler de Rum kabul edilmişler ve

hiçbir yakınlarının olmadığı Selanik’e gitmek zorunda kalmışlar.

Şimdi yılda bir kez gelip kalan akrabalarını ziyaret ediyorlarmış.

Uyanıklıkları onlara pahalıya mal olmuş.

Hüsnü Bey amca “Sen görmüş geçirmiş bir insansın.”dedim.

’Şu Ermeniler sadık milletmiş hani.Ne olmuşta bizi katletmeye başlamışlar.’

dedim.

Hüsnü Bey amca: “Sadık olmakla, sadık kalmak arasında fark vardır

evlâdım.”dedi.

Dinle dedi:

Koyunlarımız vardı.

Yazın dağda kalırdık.

Çok köpeğe ihtiyacımız vardı.

Bir çok yavru köpek beslerdik.

Yavruluktan çıkana kadar süt içirirdik.

Yavruluktan çıktıklarında ise kuru ekmekle beslerdik onları.

Karşılığında hayati hizmetleri dokunurdu köpeklerimizin.

Sürüyü gece gündüz koruyan köpeklerin bazıları kuzularla oynarlardı.

Kuzunun kulağı köpeğin dişlerinin arasına sıkışmaya ve kan dişlerine

değmeye görsün.

İşte bu saatten sonra köpeğin sadık kalması beklenemezdi.Kuzu sayısının

azaldığını görünce o köpeği tespit eder vururduk,dedi.

“Dişine kan değmiş, et değmiş köpek, artık kuru ekmek yemez” dedi.

“Sadık olmak kolaydır fakat sadık kalmak zordur.” dedi
.
Hüsnü Bey amcanın sohbetine doyum olmuyordu.

’İnsanlığa mutluluğu ve barışı ancak ne getirebilir.’ diye sormuştu. ’Tabi ki

eğitimdir.’ dedim.

Hüsnü Bey amca:

_ İnsanoğluna binlerce peygamber geldi,kutsal kitaplar indirildi.

Milyonlarca öğretmen yetiştirildi, “on bin yüz milyon! ” kere derslere girildi.

Tirilyonlarca tebeşir harcandı değişen ne oldu? .Yine savaşlar, yine

cinayetler,yine adaletsizlikler devam etmiyor mu? dedi.

_ Haklısın Hüsnü Bey amca dedim.

İnsanların kafasının içinde herkese kapalı bir yer vardır.

Orayı görmeden bir şey yapamayız ademoğluna derdi hocamız,dedim.

Yani biz Kâbilleri Habil yapamayız Hüsnü Bey amca! ’ dedim.

Hüsnü Bey amca:

_ Yani her şeyi kavradık, uzayı keşfettik ama yaradılışımızın sırrını keşfedemedik, diyorsun.

_ Ver elini öpeyim Hüsnü Bey amca.

Ne güzel tespittir bu.

Aynen buyurduğun gibi Hüsnü Bey amca.

Bilimden,kültürden haberi olmayanlar,sanattan anlamayanlar!

Bir daha inançlarımızla alay ederseniz sizi söyleyeceğim Hüsnü Bey amcanın köylülerine!

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Hüsnü bey amca Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Hüsnü bey amca yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Hüsnü Bey Amca yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL