1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1207
Okunma
Bir zamanlar her nasılsa genç bedenli yaşlı bir ruh ,yaşlı bedende genç bir ruhla karşılaşır.
Genç bedenli yaşlı ruh ne kadar yorgun ve ölü görünüyorsa ,yaşlı bedendeki genç ruh da inadına canlıydı..
Savaştılar günlerce,ne yenen vardı ne yenilen, belki de sonuç umurunda değildi onların
savaşın kendisiydi umursadıkları.
Bir zaman sonra genç bedenli yaşlı ruhun alışkanlıkları yaşlı bedenli genç ruha bulaşmaya başlar...
ve yine bir akşam genç bedenli yaşlı ruh bir özveri gösterir...
"Gel " der "yaşlı bedenini bana ver, al genç bedenimi"
-genç ruh geri kalırmı özveride -
"Keşke" der "o alabilse genç ruhumu,genç bedenine nasıl da yakışırdı"
-adaletli olan da bu değilmiydi?-
Yaşlı bedenli genç ruh ,bir zamanlar kendisine yakışır genç bir bedene sahipti; oysa genç bedenli yaşlı ruhun ,takasa koyduğu "genç beden" için başka şansı yoktu....
Genç bedendeki yaşlı ruh, yaşlı bedenli genç ruha:
"Beni içinde sakla, olmaz mı" der
-Yaşlı bedenli korkak ürkek garantici kolaycı ruh zordadır-
Kimselerin bilmediği bir adrese saklar,genç bedenli yaşlı ruhu
.....
Yerini ise içindeki yaşlı ruha bile söylemez, öylesine iyi saklamıştır ki onu,
kendisi bile unutur adresi....
....