Paranın öldürdüğü ruh, kılıcın öldürdüğü bedenden fazladır. walter scott
huseyinkurt
huseyinkurt

Gecekondu Çocuğu Bu

Yorum

Gecekondu Çocuğu Bu

1

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1175

Okunma

Gecekondu Çocuğu Bu



Yaklaşık bundan on beş on altı yıl kadar önceydi, yani beş altı yaşlarındaydım. Yine yeni bir olaya doğru yol alacaktım. Sabah erken kakmıştım. Kahvaltımı ettikten sonra üstümü başımı değişip yola koyuldum. Ora senin bura benim derken hemen kasabamızın sınırında yani Küreci Çayı’nın yanındaki bağlara doğru gidiyordum. Üzüm bağlarına tam yaklaşmıştım ki bir de ne göreyim komşumuzun oğlu Fatih de orada. Hoş beş ettikten sonra …. Fatih dedi ki, ne arıyorsun burda. Dedimki lan oğlum salatalık yemeye geldim işte. Neyse o bağın içine ekilmiş salatalıktan yedik mi yemedik mi tam olarak hatırlamıyorum. Biraz orda eğlendikten sonra, Fatih dediki lan oğlum Hösün(Hüseyin) şu sizin bahçe varya Yeniceğin depesinin orda, eee dedim. Orda hıta tarlası var, gel oraya gedek (gidelim) dedi. Tamam oğlum yörü gedek dedim. Neyse biz sonunu düşünen kahraman olamaz sözünü bilmiyorduk ama o cihette yola devam ediyorduk. Biraz yol yürüdükten sonra hıta tarlasına gelmiştik. Ve burası oyunun fasıl bölümüydü. Biz bir yandan hıtaları yerken diğer yandan da gömleğimizi pantolonumuzun içine sokmuş gömleğimize çuval görevini yüklemiştik. Sevinçle, heyecanla, şiddetle işimizi yerine getiriyorduk. Ha şunu da ekleyeyim biz hırsız değildik. Çocukluk işte kafamıza ne eserse onu yapmaya çalışıyorduk. Tabi bundan da hiçbir zaman pişman olmamıştık gecegondu çocukları olarak. Neyse tam karınlarımızı ve gömleğimizin içini doldururken arkadaşım Fatih dediki oğlum gaç. Bir de baktım bir katırın üstünde biri sakallı diğeri genç iki kişi bize doğru hızla yetişmeye çalışıyor. Allah’ım bu nasıl bir korkudur. Gören görmeyen Saddam zulüm yapacak bize. Biz durur muyuz artık orada. Tabanları yağlamaya başlamıştık son sürat kaçıyorduk zalimin zulmünden. Ama nereye kadar. Az önce değindiğim gibi hıta tarlasının yanında bir çay, çayın kenarında da Yenicek denilen yüksek bir tepe vardı. Tırmanmaya başlamıştık ama yürüyerek değil son sürat , kaça kaça tırmanıyorduk tepeyİ. Bir büyük taşın yanına gelmiştik, acı son bizi bekliyordu. Biz bizi yakalayamadılar diye ufaktan sevinmeye başlamıştık ki, Aman Allah’ım! Firavunun askerleri gibi tepemizde bitmişlerdi. Çare yok dayağı yiyeceğiz. Sakallı ve oğlu başladılar bizi sorgulamaya. Kimin oğlusun, Mevlut’un, sen Mustafa’nın. Derken derken bize dediler arkanızı dönün. Oğlu denen piç katırın kendirini yani yularını iki kat edip bizim kıçımıza vurmaya başlamıştı. Biz gecegonduluyduk hani az numaracı değildik. Her vurmasına ağrının beş katı şiddetinde bağırıyorduk. Dayağı yedikten sonra adam hesap etti kitap etti bana şu kadar borcunuz var dedi. İşin en korkunç yanı buydu. Fakirlik ve imkansızlık. Bunu babamız duyarsa ne yapardık. Adam borcunuzu getireceksiniz dedi ve bizde söz verdik getireceğimize ve bizi salıverdi. Tabi biz getirirmiyiz. O yüksek tepeden indik aynı yoldan eve döndük ve zaman akşamı bulmuştu. Eve geldim bizimkiler söylenmeye başladı. Tabi eve gelir gelmez babam bana güzel bir sövmüştü. Olanları babama anlatınca bir de tarla sahibine sövdü babam. Böylece o günümüz de bu şekilde sona ermişti.
Ve tarih yine tekrar ediyordu.
Sonuç, yine arkadaş kurbanı olmuştum.

Kahramanlar: Fatih Gülpınar ve Hüseyin Kurt

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Gecekondu çocuğu bu Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Gecekondu çocuğu bu yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Gecekondu Çocuğu Bu yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
erhanbay
erhanbay, @erhanbay
4.6.2008
Gecekondu çocukları sözünü anlamadım.Kasaba oturduğunu yazmışsın.Gecekondu kasabada da var?
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL