13
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2065
Okunma
İşkencede militan yaptılar
Benim Ulus’ta çalıştığım muhasebe bürosunun
Telefonu çaldı acı acı içim cız etti açarken
içime doğmuştu bir şeyler olacağı
Telefondaki annemdi
oğlum kaç polisler seni arıyorlar
Babanı aldılar Tuzluçayır karakoluna götürdüler
Babamı duyunca çok üzüldüm
Resmen adamı benim kaçmamam için rehin almışlardı
Anne dedim polislere git adresimi ver beni alsınlar
Babamı bıraksınlar ben büroda polisleri bekleyeceğim
Ne olur kaç git oğlum sana kötülük yapacaklar bunlar.
Ben kaçmadım ve annem karakola gidip adresimi verdi
Ben büroda polisleri beklemeye başladım,
Nişanlıydım bir ay sonra düğünüm vardı ve en çok bu durum beni üzmüştü.
Gidipte dönememek vardı
Bir saat sonra polisler geldiler beni aldılar
Haydi bakalım delikanlı gidiyoruz dediler
Neden diye sordum,
Şube de öğrenirsin fazla soru sorma,
Başıma gelecekleri, bana anlatılanlardan
Tahmin etmek hiç de zor değildi.
Sağı solu çarpık,aynası kırık mavi bir
Steyşin Renault arabaya bindirdiler.
Yüzünün sol kenarında bir bıçak kesiği olan
İri yarı polisin biri sağıma,
Diğeri de soluma oturdu.
Kürtçe konuşmaya başladılar,
Bana kürtçe bir şeyler soruyorlardı,
yüzüme bakmalarından anlıyordum.
Baktılar ben Kürtçe anlamıyorum,
Türkçe konuşmaya başladılar.
Ne için göz altına alındığını biliyor musun delikanlı,
Hayır dedim senin örgütte lakabın Tilkiymiş
Örgüt üyesiymişsin,Silahlar , yasak yayınlar saklamışsın,
Anlat bakalım nereye koydun silahları,
Yasak yayınları....
Ben dedim hayatımda elime silah almış adam değilim,
Kitaba gelince evet çok kitap okurum.
Demek kitap okuduğunu itiraf ediyorsun,
Evet okuyorum, bu eğer suç ise okumayayım dedim.
Ulan sen bizimle dalgamı geçiyorsun diyerek
Okkalı bir yumruk patlattı yüzü yaralı polis memuru yüzüme
Şubeye getirdiklerinde saat 5 i gösteriyordu.
Hava buz gibiydi...
Cebimdeki paralarımı,kemerimi, gözlüğümü,ayakkabı bağımı,
Kesici delici ne varsa her şeyimi alıp bir torbaya doldurdular.
Kesif lağım kokulu,duvarları nemli,penceresi olmayan,
Bir hücreye götürüp üzerimden kapattılar.
Az sonra iki polis gelip beni hücreden aldılar,
Ve gözümü bağladılar,
Uzun bir koridordan kollarımdan tutarak beni bir odanın önünde
Durdurdular,
Gözümü açıp şu yazıyı oku bakalım delikanlı dediler.
Kapı da o anda anlamını pek kavrayamadığım şu yazı yazılıydı.
“Burada Allah Yoktur”
Tekrar gözümü kapatıp ite kaka odaya aldılar,
Bir iskemleye oturtup sordular,
Konuş ulan silahları, yasak yayınları nereye sakladın,
Ben yeminler ediyorum Allah’ın adını vererek,
Ben bir şey bilmiyorum diyerek...
Baktılar konuşmuyorum, konuşsam ne anlatacağım ki
Ben bu suçlamalara konu olan şeyleri yapmadım ki
Yan odadan kız erkek bağırtıları birbirine karışıyor,
Dualar ediyorum Allah’ım burada sana yok diyorlar,
Varlığını gösterip beni buradan kurtar diyorum...
İskemledeyim, birden büyük bir sısssss sesi ardından,
Tazyikli buz gibi bir su vücudumu deliyor sanki,
Sandalyeden yere düşüyorum...
Konuş nereye sakladın sesleri arasında
Yerde falakaya yatırılıyorum.....
Biri iyi rolde işkencecinin,
diğeri Allahsız rolünde......
Önce gaddar falakaya devam ediyor,
büyük acı hissediyorum ayaklarımdan
Sonra hiçbir şey hissetmiyorum ayaklarım yok artık...
O sırada iyi roldeki işkenceci giriyor devreye
Yeter bırak,yazık nasıl kıyıyorsun bu delikanlıya
dur adam gibi konuşmak varken yapmayın Allah aşkına diyor
O şefkatli yaklaşıyor önce
Benden laf alamayınca o da kötü oluyor...
Önce su işkencesi,
Sonra falaka,
Sonra kamıştan elektrik,
Bir süre sonra İşkenceye ara vermiş ve dışarı çıkmışlardı polisler
Yanımda genç bir delikanlı,
Yoldaş sakın konuşma dayan,
Bir kızın klitorisini kesmişler konuşmayınca,
Biz bu yoldaş kadar da mı olamayacağız dedi.
Daha sonra yapılan işkenceler onun ruh sağlığını bozmuş ve kendisini astı haberi ile sarsılmıştım.
Kanım donuyor,
Bunlar nasıl insanlar,
İnsan insana nasıl böyle işkence yapar.
Genç delikanlı o sırada ilk kez duyduğum
Faşizm ile yönetilen her ülkede böyle işkenceler olur,
Kahrolsun Faşizm,Yaşasın mücadelemiz diye haykırdı.
Bu slogan üzerine genç çocuğu,
öldüresiye Filistin askısında dövdüler.
biri hızını alamadı birkaç yumrukta bana attı...
Delirmişlerdi ,
Polisin biri zor zapt etti işkencecileri
Bırakın öldüreceksiniz diyerek.
Uzun işkence fasıllarından sonra,
Kalabalık bir odaya götürdüler beni,
Hepsini sivil polis zannettiğim
Yüzleştirme odasına alınmıştım,
Yaşı 25-26 arasında olan esmer
bir gence beni sordular,
Bunu tanıyor musun diyerek,
Delikanlı yüzüme bakarak
Hayır dedi ilk defa görüyorum.
Suçsuz olduğumu anlamışlardı artık
Haydi serbestsin dediler.
Derin bir oh çekerek
İçerdekilerinde kurtulmalarını dileyerek
Çıktım Şube den dışarı...
Gökyüzü bir başka güzel geldi bana,
Bulutların arasından güneş göz kırptı
Hoş geldin yaşama diyerek...
Sonradan Pol-derli bir polisten öğrendim ;
Bir komşu Ailesi Perinçekçi kadın oğlu tutuklandığı için ,
Benimde tutuklanmamı istemiş,
Bir kapris uğruna,
hayatımda hala iz bırakan işkencenin izlerini
kafamdan atamıyorum.
Ve diyorum ki
Demokrasi sen çok güzel bir şeysin.
Ve Haykırıyorum Yaşasın Sosyalizm ve Tam Bağımsız Türkiye
Kazım Doğan