Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
hacı ali
hacı ali

BİR İBRET VESİKASI / Okumuşluk yeter mi

Yorum

BİR İBRET VESİKASI / Okumuşluk yeter mi

5

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1097

Okunma

BİR İBRET VESİKASI / Okumuşluk yeter mi

Yorumsuz olarak sunulmuştur.
Bir eğitimci olarak paylaşımında yarar gördüm.



Bir babanın itirafları
29 Mart 2008 Cumartesi 10:00
Annesini boğazını keserek öldüren Başak’ın babası bir mektup yazarak bu hale nasıl geldiklerini anlattı. Mektupta bir ibret öyküsü var.
Ankara’da dekan yardımcısı annesinin boğazını bıçakla keserek öldüren Başak’ın babası Profesör Semih Aydıntuğ habervitrini sitesine bir mektup göndererek "günah çıkardı".... Baba Aydıntuğ Başak’ın küçük yaştan beri problemli olduğunu, ancak kendileri yüzünden bu hale geldiğini söyledi.

İşte babanı ibret dolu mektubu:

OLCAY DARBELERLE YETİŞMİŞ BİR İNSANDI

Kızımı bu korkunç olaya sevk eden neydi bilmiyorum. Ama bazen kaza geliyorum diyor. Daha 4 yaşındayken Başak ciddi uyku bozukluğu çekiyordu. Eski eşim 3 yıl psikiyatri asistanlığı yapmıştı. Çok da başarılıydı. Onun koyduğu hızlı ve doğru tanıları bugün bile hatırlıyorum. (...) Çok iyi bir bilim kadını olmasının yanında cok iyi bir klinisyendi. Bir tek kusuru vardı. Çok katı kuralları vardı. Bu kuralları kendine karşı da uyguluyordu. Bu manada dürüsttü. (...) Olcay’ın babası üniversite bitirmiş bir kişi olmasına rağmen ciddi alkol problemi olan ve Olcay’a hayatı boyunca problem çıkaran bir insan olarak yaşadı ve geçen yıl vefat etti. Çok iyi bir insan olan eski kayınvalidem haklı nedenlerden ötürü eşini 10 yıl kadar önce boşamıstı. Kızkardeşi ile yıllardır görüşmüyor. Yani Olcay darbelerle yetişmiş bir insandı. Gene de meslek hayatında başarısını kimse engelleyemedi. (...)

"SEN KIZIMI DAMGALAMAK İSTİYORSUN"

Başak’ın uyku problemi için psikiyatrik yardım gerektiğini söylediğim zaman bana muthiş bir öfkeyle ’Sen kızımı damgalamak istiyorsun’ demisti. Ne yazık ki bu konuda diger psikiyatrist arkadaşlarim da kısmen ilgisizlikten, kısmen Olcay’ın korkusundan yardımcı olmadı. Olcay’ın kara öfkesini durdurmak mümkün değildi. Ben de bu engeli aşamadım ve kızımı o yaşta psikiyatrik tedavi altına almayı beceremedim.

ÇOK MEŞGUL ANNE BABAYDIK

Sonra çok meşgul bir anne ve baba ile birlikte Başak büyümeye başladı. Başak zamanının büyük kısmını öğretmen emeklisi olan annemin ve babamın yanında geçirdi. Babaanneler ve dedeler torunlarını çok severler ama bariyer koyamazlar. Belki bunun da dezavantajlarını yaşadık.

BEN EŞİMİ ALDATTIM VE AYRILDIK

Sonra Başak lise çağlarında bizleri birbirimize karşı kullanmayı çok güzel öğrendi. Olcay’la aramız giderek açıldı. Ben Olcay’a ihanet ettim ve çok sancılı bir boşanma süreci yaşadık. (...) Maddi olarak hemen her şeyimi kaybetmiştim.”

Bu dönemde Başak her zaman olduğu gibi benim ailemin yanında yaşamaktaydı. Ben de babamların yanına taşınmıştım. Bir süre sonra kendi düzenimi kurdum.

BİRBİRİMİZE OLAN ÖFKEMİZ YÜZÜNDEN KIZIMIZI UNUTTUK

Olcay’ın bana, benim ona öfkem uzun süre geçmedi. Bu nedenle tek ortak paydamız olan Başak’la yeterince ilgilenemedik. Başak şu andaki eşimle gayet iyi geçiniyordu. (...) Birden dün gözyaşı döken muhterem öğretim üyelerinden bazıları devreye girerek ve Olcay’ı etkileyerek bu ilişkiyi bozdu. Kızımdan tekrar uzaklaşmak zorunda kaldım.

BABAN YENİ EŞİNDEN ÇOCUK YAPACAK, SEN ORTADA KALACAKSIN

Başak’ı en zayıf yerinden vurdular. ’Baban yeni eşinden çocuk sahibi olacak ve sen ortada kalacaksin’ dediler. Bu bir yalandı. Çünkü biz evlenirken çocuk yapmama konusunda anlaşmıştık ve çocuğumuz yok.

ANNESİ GİBİ KARA BİR ÖFKESİ VARDI

Bu arada Olcay’ın da yardımıyla gittiği psikiyatristlerin hiç birine uzun devam etmedi. Verilen ilaçları kullanmadı. Ama bu dönemde şiddette eğilim gösteren bir davranışı olmadı. Sadece annesi gibi kara bir öfkesi vardı ve kızdığı zaman ses tonunu ayarlaması mümkün olmuyordu.

NEDEN ANLAYAMAYACAĞIM?

Olayın en tuhaf kısmı, Olcay, Basak tarafından öldürülmekten gerçekten korkuyormuş (Basına yansıyan haberlere göre). Buna rağmen Başak’ı devamlı yanına çağırıyordu. Bir geceden çok dayanamayan Başak babaannesinin evine geri kaçıyordu. Madem Olcay’ın böyle bir korkusu vardı Başak’ı neden Beysukent’teki evine çağırıyordu ve Başak her gidişinde tartıştığı annesinin yanına neden tekrar tekrar gidiyordu? Bunu hiç bir zaman anlayamayacağım. (...)

ÖMRÜM OLDUKÇA KIZIMLA İLGİLENECEĞİM

Ben bir baba olarak kızımla ömrüm yettigi kadar ilgileneceğim. Olcay’ı geri getiremem. O, zaten eserleri, yetiştirdiği öğrenciler ve devlete yaptığı hizmetlerle herzaman hatırlanacaktır. “

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Bir ibret vesikası / okumuşluk yeter mi Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Bir ibret vesikası / okumuşluk yeter mi yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
BİR İBRET VESİKASI / Okumuşluk yeter mi yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
zeki ersoy
zeki ersoy, @zekiersoy
6.4.2008
acı verici
YağmurGulu
YağmurGulu, @yagmurgulu16
1.4.2008
Çok etkileyici bir yaşam manadan uzaklaştıkça içine düştüğümüz kaosun delili...
OFF...
Paylaştığınız için teşekkür...
Saygılar...
yetim ali
yetim ali, @yetimali
30.3.2008
Babanın mektubu,ebeveyn olmanın çocuklar üzerindeki duruşunu gösteren tarihi ve bir o kadar da herkesin kendini muhasebeye çekmesi için bir ibret vesikası...Olacağı buydu,demek ,insanı bilimsel ve her açıdan haklı çıkartacak bir cümle olur...Güncel ve maddiyattan milyon kez değerli bir ibretlik vakayı ön plana çıkartmanız yerinde olmuş..Hhassasiyetinizi tebrik ederim...Selamlarımla..
hacı ali
hacı ali, @haciali
29.3.2008
Yazı içimizi acıttı.
Esas olanın prf olmak uğruna neleri verdiğimizin de göstergesi.Kariyer yapmak uğruna kaybettiklerimizin,numunesi.

Bence işin başı anne rahmetinden ve baba şefkatinden yoksun büyümüşlüğün,bilinç altına saklanmış kini, o çocuğumuzu anne katili yaptı.
Belki de yetmiş milyona mesajdır.
dünyaya bu kadar meylederseniz,bedelini ağır ödersiniz;demek.

''Bilirseniz eğer;evlatlarınız ve mallarınız sizler için bir fitne sebebidir''
ayetinin canlı bir örneğidir.
Kendimizi,eşlerimizi,çocuklarımızı,akrabalarımızı,geleceğimizi ihmal mi ediyoruz yoksa;dememiz için daha ne kadar acı çekeceğiz.
RENGİN ALACAATLI
RENGİN ALACAATLI, @renginalacaatli
29.3.2008
Bir zamanlar çok ünlü bir yazar annenin, şizofren olan oğlunun hayatını anlattığı otobiyografik romanını okumuştum. Burada anlatılanlarla o kadar bağdaşıyor ki. Çocukluk yıllarında başlayan davranış bozuklukları anne ve babanın kayıtsız kalmaları yada hastalığı yakıştıramamalrı yüzünden gecikmiş tedavilerle boyut değiştirebiliyor. yazıda bence çok önemli, ibretlik bir cümle var "çok meşgul bir anne ve baba ile birlikte Başak büyümeye başladı". İşin özü burada bence. Paylaşımınıza çok teşekkür ederim. Saygılar
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL