...

-Çocuğun biri denize sevdalıydı. O kadar ki büyüdüğünde Akdeniz, Ege denizi, Marmara ve Karadeniz’i kucaklayacağını düşünürdü.
-Düüü
_Evet düşünürdü ve düşünmeye devam ederdi. Küçük kafasında, şu an kucaklayamıyorum ama büyüdüğümde kesin kucaklarım derdi.
-Diii
-Evet derdi
-Ula kim bu?
-Benim ula
-Hadi be
-Bak yine inanmadın ya
_Bu nedir ama?
-DÜ ve Dİ’lemeler
-Hımmm
-Saat beş olmuş mesai bitti
-Çay mı?
-Ne çayı
_Beş çayı
-Bek ben çaydan falan bahsetmedim.
-Peki ayrı tellerden mi çalıyoruz? Öyle mi diyosun? Peki o zaman topla artılarını eksilerini benden git anlıyormusun? Sana tahammül edemiyorum artık.
-Ben artık mıyım? Bu oyunun kurallarını sen koymamış mıydın? Her şey senin istediğin gibi. Senin kurallarını kabul etmiş bulunuyorum zaten.
-Bana bak kancayı taktın bana, rahatsız edici oluyorsun ama.
-Orada dur. Bu kadarı yeter bana, baştan söyleseydin bu duruma düşmezdim. Biri için rahatsız edici olmak en kötü durum. Ama açık sözlülük güzel.
-Ben kimseyi rahatsız edici olmakla suçlamıyorum. Ne anlamaz şeysin sen.
_Durum vahim desene.
-Her kelimeden bir sonuç çıkarmak zorunda mısın?
-İstersen bi ara verelim
-Peki
-Bak bu konuda anlaştık tamam.
-Anlaşamadığımız konular olduğunu da nereden çıkarıyorsun?
-Bak bunu demekle bile anlaşamadığımız konular olduğu anlaşılıyor.
-Nasıl yani?
-Anlaşamadığımız konular olup olmadığında bile anlaşamıyoruz.
-Anlaşamadığımız konular olup olmadığında anlaşamamamız anlaşamadığımız anlamına gelmez.
-Hani bi ara verecektik?
-Tamam

Kısa bir ara

-Yukarıya niye öyle yazdın şimdi?
-Yazdıysam N’olmuş?
-Bak ya soruya soruyla cevap veriyor.Bana bi şey mi anlatmak istiyosun?
-Niye her söylediğimi üzerine alınıyorsun?
-Yani ben seni hiç aramıyorum da en azından kısacık da olsa bir arayacağım seni öyle mi? benim seni arayacağım zamanı senin tahmin etmen lazım, hatta anlaman lazım.
-Tamam ya üç nokta koyuyorum o zaman

...