18
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2624
Okunma
Zamanın başlangıcından beri süregelen bir şeydir iki cinsin birbirini tamamlaması. Farklı özellikleri olan iki insan. Eşref-i mahlukat demiştir Yaradan. Yaratılanların en şereflisi. Sonra da halifem demiştir insan oğlu için. Yani Yaradanın yeryüzündeki vekili. Yaradılış gayemizin ne olduğunu hiç düşünmeden, bize verilen yetki ve yetenekleri olumlu kanallara aktarmadan öylesine bir yaşam.
Çıkar çatışmalarının birinci sırada olduğu edepsizce bir bencillik kavgası. Konuşma edebi, kendini ifade etme edebi, oturma edebi, yürüme edebi ve herşeyden önce yaşama edebi. Edepsizliğin had safhaya çıktığı bir hayatın içinde nasıl yer kapabiliriz diye çılgıncasına yarışıyoruz.
Hangimizin bir insan kaybedecek kadar zengin olduğunu düşünebiliriz ki... Dikkatsiz, özensiz, saygısız, sevgisiz, düşüncesizce sarfedilen sözler... Adına dobralık, adına erkeklik, adına delikanlılık dediğimiz ne kaldı ki tüketmediğimiz? Adam gibi adam olmak... Nedense hep erkek cinsi için kullanıldığını kabul ederiz bunun.
Adam olmak=İnsan olmak...
Bizim memlekette bir genç kızı sorup soruştururken erkek gibi kızdır ifadesi çok önemlidir dinleyenler için, tıpkı yine bir erkek için de ’Kız gibi delikanlıdır’ ifadesinin önemli olması kadar. Peki nedir bu ’Erkek gibi kız ve Kız gibi delikanlı söylemlerinin içeriği?
Erkek gibi kız= Özü sözü doğru, hiç bir zorluktan yılmayan, sabırlı, evine, yuvasına sahiplenen, başı dik, eğilmesini bilmeyen demektir.
Kız gibi delikanlı= Edep ve haya sahibi. Utanmasını bilen, namus timsali. Ne gözü, ne kulağı, ne dili, ne eli, ne de bedeni ile harama bakmayan. Çalışkan, şefkatli, özen gösteren, evinin sırrını dışarıya vermeyen, idare etmesini bilen, merhamet ve sevgi dolu demektir.
Pekala bu iki söylemin birleşmesi ile ortaya çıkacak olan varlığı düşünebiliyor musunuz?
İNSAN...
Farklı yaratılan ama aynı özelliklere sahip olması gereken varlıklar. İşte ortaya çıkan örnek...
YARATILANLARIN EN ŞEREFLİSİ...
Hiç unutmam bundan az bir zaman önce bir sohbet sırasında bana; neden erkek arkadaşın yok Hoca Hanım, diye sormuştu birisi. Ben de gülerek Adam Gibi Adam geldi de yok mu dedik, diye espriyle karışık cevap vermiştim. Olmaz olur mu hiç diye cevap vermişti karşımdaki. Ben de gülerek hani nerede demiştim ki, çok ilginç bir cevap gelmişti karşımdan. İşte Ben... Dudaklarımda müstehzi bir tebessümle... Bırakın da buna ben karar vereyim, dediğimde ise gayet sert bir ifadeyle ’Ne demek yani biz adam değil miyiz’ cevabı gelmişti hemen. Yüzümdeki tebessüm daha da genişleyerek, ’böyle bir ifade ve tavırla Adam Gibi Adam olmadığınızı ve olamayacağınızı zaten bana ispatladınız,’ diyerek oturduğum yerden kalkıp gitmiştim.
Bir kadının erkeği olabilmek gerçekten de önce Adam Gibi Adam olmakla başlar. Çok sık olarak halen birlikte yaşadığı veya ayrıldığı, ama çocuklarının annesi olan ve yıllarca kendisine kadınlık yapan veya yapmaya çalışan bir kadının arkasından her türlü şekilde şikayetlenip, kadının eksiklerini ortaya döken, kendisini haklı çıkarmak adına rezil eden bir sürü rezil erkekle karşılaştım, gerek şiir camiasında, gerek içinde bulunduğum toplumda. Çok keskin ifadeler kullandığım zaman ise günah keçisi ilan edildim.
Erkek adam sır küpüdür ve sonuçta yıllarını geçirdiği bir insan hakkında ileri geri konuşmaz. Hele bir de evli olup da karısı hakkında konuşanlar yok mu, kadınlık yapmasını bilmiyor diye sızlananlar yok mu? Memnun değilsen boşa kardeşim, dediğimde ise çocuklar var bu nedenle boşanamam gibi saçma sapan savunmalarla ortaya çıkıyorlar. Ki bu da onların başka kadınlarla ilgilenmeleri için kendilerini mazur gösterme hilelerinden, haklılıklarını teyit ettirme yollarından biri...
Ha bir de son zamanlarda sık sık duyduğum bir cümle var. Burada zikretmeden geçemeyeceğim. Neden boşanmıyorsun sorusunun yeni cevabı da bu sanırım. VEFA BORCU... Sen kalk en büyük vefasızlığı yap sonra da vefa borcundan bahset. Ben görmeyeli vefa mutasyona uğramış bakıyorum da.
Unutmayalım ki AT SAHİBİNE GÖRE KİŞNER !!!
Namus adına namussuzluk, şeref adına erefsizlik yapmaya hiç kimsenin hakkı yoktur. Üstelik nasıl ki senin evladın, anan, bacın sana kıymetliyse, kullanıp bir tarafa attığın kadın da bir ana, br bacı, bir kız evlattır sonuçta.
Hele bir de ister kısa, isterse uzun süre birlikte olduğu kadınlara BORÇ takıp da sonra da hiç bir şey olmamış gibi ortada erkeğim diye gezinenler yok mu? Mazlum ahı denen bir şey vardır sanırım ve Allah’ın adaleti korkunçtur. Üstelik bizim canımızı nasıl yakacağını da çok iyi bilir ki, bizim değil en sevdiğimizin veya sevdiklerimizi canını yakarak alır bizden intikamını. Yazık, demek ki hakkı ve hesabı bu kadar unutmuşuz.
Şimdi sorarım size. Açık konuşmak gerekirse...
Bir Kadının Erkeği Olmak, hiç de kolay değildir. Bunun için önce erkek olmayı bilmek gerek Yaradılış gayesi doğrultusunda... Yani insan olmak.
Şu anda bizler sadece yaptıklarımızı haklı çıkaracak kılıf arıyoruz. Hiç bir kadın ki istisnalar kaideyi bozmaz... Evliyken kalkıp da başka bir erkekle birlikte olmaz. Evlilik dışı ilişkilere çanak tutmaz. Bu nedenle lütfen biraz eğri oturup doğru konuşalım. Ha bunun bir çözümü de mevcuttur zaten. Boşarsın kardeşim.
Bir erkeğin karısıyla sevişmelerinden tutun, teninin koktuğuna kadar sevgilisine veya elde etmeye çalıştığı kadına anlatmasına ne ad verilir, buna siz karar verin. Akabinde de ben adam gibi adamım demesine kargalar bile güler...
Yok kendine bakamaz, yok beceriksizdir, perişan olur hikayelerini geçelim lütfen. Bu kendmizi kandırmaktan başka bir şey olmadığı gibi yine bencillikten başka bir şey değildir. Çünkü erkekler kurulu düzenlerini bozmaya ve alışkanlıklarından vazgeçmeye cesaret edemediği için korkarlar boşanmaya.
Aslında kadın öyle ya da böyle ayakta durur bir şekilde. Bunlar gerçeklerdir ve taraf da tutmuyorum kesinlikle. Evli barklı adamlar, çoluk çocuk sahibi... Kalk sen karını aldat...
Aldatmanın hiç bir mazereti olamaz.
Dipnot= Hz.Ömer’in halifeliği zamanında bir sahabe karısından şikayet için gelir, Hz. Ömer’e. Hz Ömer tebessümle cevap verir. Bizi zinadan koruyan, çalışırken evimize malımıza ve çocuklarımıza sahip çıkan, namusumuzun bekçiliğini yapan kadın değil midir? Şikayetlendiğimiz şeylerin yanısıra memnun olduklarımız da vardır ve unutmayalım ki ayetlerde buyrulduğu gibi sabredenlerin mükafatları Allah C.C katındadır. Şimdi evine git, der.
Eylül GÖKDEMİR...26.07.2007