3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
803
Okunma
= Uzun düz siyah saçları, esmer yüzü,uzaklardan belli olan zümrüdi gözleri olacak. Büyüleyici güzelliğine yakışan ağır, sade hali ile sefil bir insanı etkileyecek..
.
Pedro Ahşap merdivenleri gıcırdatarak dört numaralı pansiyon odasına son kez çıktı. Masanın üzerine bir zarf bıraktı.=
Pedro gişeye giderken,sakin olmalıyım düşüncesi utangaçlığını daha da belirginleştiriyordu.Kıyafetini yeni yıkamış,üzerindeki yırtıkları itinalı şekilde kapamıştı.
Uzun süredir ağzına bir lokma koymamıştı.Yorgundu.Alnındaki tomurcuk terler şakaklarından yanaklarına süzülüp,bozuk musluktan akan damlalar gibi çenesinden yere düşerken,gişedeki kızla gözgöze gelecekti.. Onu hayata bağlayan,açlığını unutturan,güç veren yegane insan ne kadar da güzeldi.
Olağanüstü güzel zümrüdi gözlere bakan Pedro açlıktan guruldayan midesinin sesini bastırmaya çalışırcasına,sesini yükseltip hesabında para olup olmadığını sorduğunda;bayan,gözlerini bu adamın gözlerinin içine bırakarak ona ne kadar mutluluk vereceğinin farkında olacakmıydı?
Pedro’nun hesabına para yatmıştı. O an hiç olmadığı kadar mutlu oldu. Günler sonra bir kaç lokma yiyeceği için değildi bu mutluluk.Parayı alıp son bir kez daha kızla göz göze geldikten sonra pansiyona döndü.
Pansiyon sahibine kira parasını verirken,içinden bir miktar aldığını,geri kalanını da en kısa zamanda ödeyeceğini söylemişti.İhtiyar kadın Pedro’nun elinde bir poşet olduğunu farketti. “Kiradan üç ekmek parası kadar eksik,değil mi Pedro,açlık uğruna,açlık uğruna Pedro” diye düşündü kadın.
Odasına girer girmez iştahla ekmeği yemeye başladı. Büyük lokmalar göğsünde ağrılar oluştururken kızın zümrüdi gözlerini düşünüyordu. Ne kadar güzeldi. Kıyafetini yeni yıkamıştı Farketmişmiydi acaba? Ya üzerindeki yamaları.? Yutkunmaya başlayarak kustu. Elindeki ekmek yatağın yanına düştü.
İki ekmek poşette sıkıca bağlı olarak masanın üzerindeydi. Ekmeksiz kaldığı nice günlerde poşetin dibindeki kırıntıları şükrederek ağzına atan bu adam, diğer ekmeğini poşetine koyup muhafaza edemeden yarı baygın halde uykuya dalmıştı.
Günler birbirini izledi.Pedro sık sık postaneye gitti.Zümrüt gözlüyü göremedi.
Pansiyonun ahşap merdivenlerinden çıkarken hayalindekiyle karşılaşacağnı nereden bilebilirdi.? İhtiyar kadın ve Lora konuşuyordu. İhtiyar,kamburunu düzeltip küçük gözlerini Pedro’ya dikti:
“Oğlum nasılsın.Hiç iyi görünmüyorsun. Lora’yı tanıdın değil mi?Sana az yardımı dokunmadı. Fukara bir insana yardım hepimizin görevidir dediği gün yardımına koştuk.Şunu bilmelisin ki ailenden uzun süreden beri para gelmiyordu. Biz de kendimizce sana yardımcı olmaya çalıştık.Şu parasızlık,sefillik, seçimimiz değildir. Hepimiz aynı şeyleri yaşayabileceğimizi unutmamalıyız.”
Pedro’nun gözünde zümrüdi gözler yanıp söndü ve sonsuza kadar kapandı.Kıza hiç bakmamıştı.İtina ile yıkayıp yamadığı kıyafetleri geldi aklına. Gözleri sırılsıklam oldu.
“Çok teşekkür ederim,çok iyisiniz.” diyebildi. Aceleyle odasına çıktı.
Pedro’dan günlerce ses çıkmadı. İhtiyar kadın odasına girdiğinde masanın üzerinde bir zarf gördü. Zarfı açıp okudu:
“Herşey için çok teşekkür ederim. Ne kadar iyisiniz. Size daha fazla yük olmamak için ayrılıyorum. Aç geçen uzun geceleri kısaltandı onun gözleri ve beni ayakta tutan. Bana öyle güzel baktığı için Lora’ya ayrıca teşekkür ediyorum.
Pedro “