Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
kemal boran
kemal boran

WOYAGER (SENARYO)3 30-07-2007

Yorum

WOYAGER (SENARYO)3 30-07-2007

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

1246

Okunma

WOYAGER (SENARYO)3 30-07-2007




Sakine nin dışarı çıması ile birlikte elini iç çamaşırına daldırdı bir elli ytl daha çıkardı tam o esnada banyo kapısından sırıtan bir yüz ifadesi ile karşılaştı

RÜSTEM:Senin bu ermiş deden çok şakacı biriymiş bi denem bak buraya da para koymuş.


İÇ MEKAN:GÜNDÜZ

Ertesi sabah Rüstem biraz düzelmiş keyfide yerine gelmiş ti Sakine nin kendisini uyandırmasını beklemeden kalktı doğruca mutfağa yöneldi

RÜSTEM:canımda karıcığım sabah sabah kocacığına neler neler hazırlamış

Dedi ve sustu karşılıklı kahvaltı etmeye başladılar Rüstem’in gözü salonun diğer ucunda ki televizyona ilişti

RÜSTEM: hanım şunun sesini bi açıvesen diyodum hani acık neşemiz filan yerine gelse dedimdi

dedi, Sakine’nin sert duruşu karşısında aniden karar değiştirip bir çırpıda televizyonun sesini yükseltti ve masaya döndü..

SPİKER: ‘’ Cape caneveral uzay merkezin den hepinize iyi sabahlar sayın seyircilerimiz.

Rüstem pür dikkat ekrana kilitlendi oldum olası uzay veya havacılık ile ilgili bir şey duyduğunda en ince ayrıntısına kadar öğrenmeye çalışırdı.

SPİKER :Voyager sondası güneş sistemimizin bilinen dokuz gezegeni ile bunlara bağlı ayların incelenmesi için Tarihsel yolculuğuna başlamak üzere..Yörünge roketinin içinde. Geride yalnızca saniyeler kaldı sayın seyirciler…10..9…8…7…6..5..4..3..2 ..1 ve işte muhteşem bir manzara!

Devasa boyutlardaki titan roketi fırlatma rampasından ateşler saçan dev bir ejderhanın homurtularını andıran sesler çıkartarak yükselmeye başladı.Ekranın bir köşesinde titan roketi yükselirken diğer bölümünde kontrol merkezinin içindeki hareketlilik yansıtılmaktaydı.

RÜSTEM: Hanım hanım bak bak görüyor musun şu işi adamlar nelerde yapıyorlar.Allah Allah!…Allah Allah! bak şuna yahu kocaman demir yığını nasıl da uçuyor aklım almıyor imanıma!



Sakine sinirli bir şekilde yerinden kalktı hışımla televizyonu kapattı.Ardından’da

SAKİNE Allahın adını bu işlere ne karıştırıyon Len cenabet

RÜSTEM:Ne cenabeti kız Daha akşam banyo yapmadık mı? sende sırtımı falan liflen ovuşturmadın mı zilli sakine hihihii gerçi dedenin koyduğu 50 papele mal oldu emme çokta iyi oldu valla kız zilli.

Sakine sert sert bakarak aralarında yaşanan akşamki olayın alaysı bir şekilde kelimelere dökülmesine sinirlenerek birazda kızarmış bir şekilde

SAKİNE:Bak az kaldı söylemedi deme hakkını tüketiyorsun bilesin sümsük akşam ne oldu ki beceriksiz. Sana elimin tersiyle bir çakarsam anında akşam olur yıldızların altında mehtaba çıkarsın fe sup han Allah fe tü tü tü Allahım sen namusumu iftiradan koru….

RÜSTEM:Akşam hiçte öyle demiyordun aşkım neyim diyordun hemi kız hem ne namusu filan fıstık

RÜSTEM:Sen benim bi denecik karım deelmisin aramızda teklifmi var kııı hiiiiihhiiii

SAKİNE Seninlen evlendiğimiz o kara güne kahrediom valla



RÜSTEM:akşam öyle demiodun seni seni köftehor sakine.

SAKİNE:Ülen kırk yılın başı bir halt ettin gerim gerim gerili yon.El alem her akşam fazla mesai de len sus artık duyan duymayanda seni bir şey sanacak.

RÜSTEM:Hihhhhiiiiii ninan ninamm oohş

Sakine konuyu değiştirme ihtiyacı ile televizyonu işaret ederek

SAKİNE: Ne o Len Rüstem astironut mu olecen yoksa? he nerden çıktı ülen bu roket moket işleri?

RÜSTEM:Aklım akşamda kaldı kkkııı hem ben roket gimi adamım bi denem

SAKİNE:ülen sen daa düz yolda bilene yürüyeme yon sümsük başımın püsküllü belası tavuk vebası kılıklı herifffff .

Diye yırtınırcasına bağırdı.

Rüstem üçüncü ve son ikaz karşısında sofradan kalktı Sakine kavga için bahane arıyor gibiydi. dün midesi bozulduğu için yemekhanede yemek yememeye karar vermişti Karısının öğle yemeği için hazırladığı sefer tasını aldı ve

RÜSTEM:Allahaısmarladık karıcığım Allah’a ısmarladık akşama eve gelirken ne getireyim?canın ne çekiyor de bakayım? Bi denem ha de bakayım belki aş filan erersin

dedi.

SAKİNE:Akşama fincan böreği getir ülen beni çıldırtacan mı zıpır oğlu zıpır her gün bu soruyu soruyor sonrada eve elin boş dönmüyor musun hıı

RÜSTEM:Bu defaki başka canımın içi

dedi.ardından sakine nin fırlattığı terlik yüzüne yapıştı.

RÜSTEM: Allah’im sen bana sabır ver bu karı akşam başka sabah başka iki ruhlu sakine
dedi ayakkabılarını giyerken.

SAKİNE: Astironut Rüstem evin yolunu unutma kendini getir yeter hih hih hiii..Aya filan da gitmeye kalkma haaaa..haayt
Katıla katıla gülüyordu.

Rüstem koşarcasına kapıdan çıkarken

DIŞ MEKAN GÜNDÜZ

RÜSTEM: nerede bende o şans Allah ağzından duysun inşallah

dedi. Ürkek ürkek arkasına bakarken de İki eliyle yüzünü sıvazladı.

RÜSTEM: Senin şerrinden ancak Aya gidersem kurtulurum feminist Sakine hanım duydun muu.

Sakine kapının önüne gelmiş Rüstem in arkasından avazı çıktığı kadar bağırarak

SAKİNE: inşallaaaah inşallahhhh dediklerini duymadım sanma heminis neyim de sensin anladınmı.

diye bağırırken kafasını ve ellerini havaya kaldırmış avuçlarını açmış dua ediyor gibiydi.Rüstem daha elli adım ya gitmiş ya gitmemişti ki.

Birden gökyüzü bulutlarla kaplanmaya başladı ılık bahar sabahı yerini kapkara bulutlarla değiştirmeye başlamıştı.

RÜSTEM: Ne oluyor yahu nerden çıktı bu yağmur? yoksa yine bizim karının bedduası mı tuttu ne hiii şimdi…..yedik

Bardaktan boşanırcasına yağan yağmur bir anda İstanbul sokaklarını esir aldı. Birkaç dakika içinde meydana gelen bu ani hava olayı Sakine hanımı önce şaşırttı sonrada sevinçle

SAKİNE: oooh Allah cezanı nasıl da veriyor Rüstemmm, oohhhh. Sen daha benimle uğraş bakalım. Dualarım hemen kabul olur bilirsin oooh Allah beni seviyor yaaa.Gördünmüüüü sümsük. Ayılana gazoz bayılana limon oh oh oh


İÇ MEKAN:GÜNDÜZ

Sakine “Bu durumdan oldukça keyiflenmişti göbek atarak yeniden içeriye girerken yumruk yaptığı eliyle hafifçe yana çıkarttığı kalçasına vuruyordu.Morali düzelmiş ve bugünkü ‘Sakine –Rüstem’ savaşını yine kendi kazanmıştı. Keyifle elindeki fincana çayını doldurdu kıvrak hareketlerle televizyonu yeniden açtı ve karşısındaki sedire kuruluverdi..


SPİKER: Profesör Mayers çok ilginç bir şey söyledi sayın seyirciler. Bu uzay aracı güneş sisteminin gidilebilecek en son noktasına kadar 30 -35 yıl boyunca ilerlemesini sürdürecekmiş,
Profesör’ün açıklamalarına göre, Jüpiter,Satürn,Uranüs ve Neptün gezegenleri 175 yılda bir geometrik dizilim meydana getirmekte olup Voyager uzay aracı bu durumu kullanarak çok kısa bir zamanda bu gezegenlerle ilgili bu güne kadar keşfedilmemiş bilgileri dünyaya geçecek ve daha sonra yoluna devam ederek güneş sistemimizin dışına doğru yol alacak.

Öte yanda;

DIŞ MEKAN GÜNDÜZ

RÜSTEM: Kahretsin, muskacı karı! Şu hale bak! Uğursuz üfürükçü, ne olacak? Ah ana ahhh! Seni dinlemediğime çok pişmanım. Affet beni canım anam, affet.

Yağmurdan sırılsıklam olmuştu. Servis durağında kendi kendine sesli konuşması herkesin gülüşmesine neden oldu. Sert bir bakış fırlattı kaşlarının biri aşağıda diğeri yukarıdaydı. İşçiler kahkahaya boğulmuştu onun hiç de inandırıcı olmayan bu halleri karşısında.

KADİR: Yine karıdan dayak mı yedin len Rüstem

RÜSTEM: De get yahu! Ablak Kadir

MAHMUT:Bak yengeye söylerim seni evire çevire döver ha!

RÜSTEM: Ülen şimdi seni!

İki eilini yumruk yaparak mahmuta doğru bir boksör edası ile hamle yaptı

SÜLEYMAN. Yengede boksörmüş, biliyor musunuz Rüstoş ta ondan ders almış

RÜSTEM:Rüstoş sensin len ağzını topla

KADİR: Güleyorum halına katıla katıla. Bir sözünü geçiremedin karınaaa

Hem Rüstem in gözünün içine bakıp şarkı söylüyor hem de yerinde zıp zıp zıplıyordu.

RÜSTEM:Bana bak Kadir! derken yumruğunu sağa sola savuruyordu.

Gülüşmeler sataşmalar devam ederken onlara cevap yetiştirmenin çözüm olmayacağını anladı susmayı tercih etti. Zaten servis aracı da durağa yanaşmıştı sıra halinde birer ikişer otobüse bindiler tersaneye doğru yola koyuldular.
Yaklaşık on dakika kadar yol almışlardı ki yağmur geldiği gibi aniden bitivermişti. Rüstem yanındaki arkadaşı ile sohbet ediyor dert yanıyordu.


RÜSTEM: Bizim hatun var ya ermiş soyundan geliyor her bedduası tutar bak görüyon mu yağmur içinizden bir tek beni ıslattı ve gitti.Evden çıkarken bana kızdıydı da.

Arka koltuklardan birinde oturan

ALİ: Senin hanımın bedduası az tesirli çıktı Rüstem efendi bak yağmurda durdu.

Herkes yeniden kahkahalara boğuldu Rüstem derin bir iç geçirdi.Yanında oturana döndü:

RÜSTEM: Sen bana sabır ver Allahım. Bunlar benim karıyı çok hafife alıyor bizimkini tanısalar böyle konuşmazlardı. Bilseler ne cadı karısı olduğunu! Ahhh kardeşim, ahhh… Hanım inşallah aya gidersin Rüstem dediydi en çok ondan korkuyorum. Bana gülseler de takmıyorum onları. Hem benden iyi mi bilecekler karımın ne menem bir şey olduğunu canım? Heç valla.

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Woyager (senaryo)3 30-07-2007 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Woyager (senaryo)3 30-07-2007 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
WOYAGER (SENARYO)3 30-07-2007 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL