sorgulama tüm hızıyla sürüyor. nereden buldun, nereden buldun? nereden çıktı bu iyimserlik? elebaşı kim?

- poliyanna’dan çaldık!

demek itiraf etti suçunu. çalınmış bir iyimserlik. asmalı şimdi bunu. üzerinden çıkan delilleri bir torbaya koyun, efendi’ye götürün. şu toz pembe gözlükler, şu şiir kitabı ve şu bir demet papatyayı! hepsini götürün. parmak izini alsınlar.

- anlamadım ki, iyimser olmak suç mu!?!

sus be! sesini yükseltme. kimden kaptın düşüncelerini yüksek sesle söyleme huyunu? söyle, bunu kimden çaldınız! eğer bir itirazın varsa, bir dilekçe yazıver. uygun bir zamanda değerlendiririz. hele bir asalım seni, sonra rahat rahat okuruz dilekçeni. ama su üstüne çıkarsan, cadısın demektir!

- saat kaç oldu? ne zamandır buradayım?

ne o, zamandan da kesmedin ümidini galiba. olsun, biz biliriz kesmesini.(kırmızı kablo muyudu acaba?) yüzüme de dik dik bakma öyle! insan insanın gözüne bakar mı be! zaten senin gibileri iyi biliriz biz. gözüne baka baka konuşurlar adamın. ferini alırız şimdi, merak buyurma sen.

- en son hatırladığım; sevgilimle dolaşıyorduk kırlarda, buraya nasıl geldim? hem o nerede?

dağa kaçtı! sana ne be, neredeyse nerede. ayrıca, kırlar bizden uzak mı sanıyorsun? biri sizi gözetliyor! şimdi paşa paşa anlat herşeyi! kim bu poliyanna?

- kim mi? siz çocukken hiç kitap okumadınız mı?

kitap? hmm.. tamam tamam, hatırladım. geçen kış almıştık eve, bayağı iyi ısıtıyor doğrusu! onlar okunuyor muyudu yahu? şeytan icatları çıkardın iyice başımıza! ulan, dünya küresel ısınmış, siz ağaçları kesip kesip, kağıt yapın. oh ne ala!

- biz aynı dili mi konuşuyoruz, söylediklerinizden hiçbir şey anlamadım ben!

anlama zaten! anlayacaksın da ne olacak? ölülerin bir işine yaramaz ki!

- ölü mü? siz neler saçmalıyorosunuz!

saçmalamak ha! gösteririm sana ben şimdi saçmalamayı. efendi’nin emirlerine saçmalık demek ha! anlaşılan seni hemen, yani öyle çabucak öldürmemek gerek. ibret-i alem olmaya, gönüllüsün sen, ortada!

- yeter artık! bitirin şu anlamsız konuşmaları! ne yapacaksınız be! yapın da görelim, korkutuğumu mu zannediyorsunuz?

hala anlamadın değil mi? korktuğunu zannetsek, zaten burada olmazdın! ama olsun, herşeyin sırası var. korkacaksın çocuğum korkacaksın, sadece biraz sabır... az kaldık, geliyoruz...