Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
kemal boran
kemal boran

VOYAGER (senaryo) 05-11-2004

Yorum

VOYAGER (senaryo) 05-11-2004

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

981

Okunma

VOYAGER (senaryo) 05-11-2004





B İ R İ N C İ B Ö L Ü M



İÇ MEKAN:GÜNDÜZ

ILIK BİR BAHAR SABAHIYDI
SAKİNE: Rüstem… Rüstemm.

Karısının ısrarlı çağırışlarına

RÜSTEM: hıı

diye cevap verirken bir yandan da sıkı sıkı sarıldığı battaniyenin içinden çıkmamak için savaş veriyordu kendince.

SAKİNE:Rüsteeeeemmmm…..

Sakine hanım öyle bir bağırmıştı ki Rüstem buna kayıtsız kalamadı

RÜSTEM:‘’Ne var be ne bağırıyon öyle deli gibi sağır mı var ya hıı dedik ya…..

SAKİNE:‘Kızma adamım kızma karizmatik erkeğim paşam işe geç kalıyon’’da ondan çağıreyom yoksa seni rahatsız eder miyim hiç canımın içi

RÜSTEM:Lan karı manyak mısın nesin ne işi ne gücü bu gün Pazar değilmi.

SAKİNE.O senin dünkü düşüncenin bugüne uyarlanmış halinin kötü bir kopyası canımın içi dün için doğru olanın bu gün hükmü kalmadı.Dün dündür bugünse bu gün analşabildiysah sorun yok demektir,

SAKİNE:Bu gün galiba yatağınızdan biraz asabi kalktınız sevgili kocacığım sizi rahatsız ettik anlaşılan.

elinde tuttuğu uzun saplı süpürgeyi sallayarak tehditkar bir tonda.

SAKİNE:hadeee hadeee kalk ülen sümsük bön bön bakıp.Tekir kedi gimi gıvrışıp galma
dedi.

Sesine yüklediği alaysı ve tehditkar ton Rüstem’i derhal kendine getirdi.Karısı bu üslupla konuştuğunda kıyametin kopması yakın olurdu hep,…. alttan alarak kısık bir sesle

RÜSTEM:Bu gün Pazar deelmiii canımın içi?…..hii

dedi. Yalvaran bir küçük çocuğun mimikleri ile. sakine hanım yüzünü buruşturarak omuz silkeledi elindeki uzun saplı süpürgeyi Rüstem e doğru yeniden sallayarak otoriter bir ses tonuyla.

SAKİNE:Dedik ya Rüstem efendi gaç kerre daha tekrarlamamız gerekiyor zatı ali lerinizin anlayabilmesi için yahu ! hadi çabuk ol çabuk işim gücüm var senle uğraşamam. Hadiii! Hadiiii! Kıpraşiver bakem!

Bu sözleri söylerken avazı çıktığı kadar bağırmıştı. odadan çıkar çıkmaz Rüstem ok gibi yataktan fırladı hemen sandalyenin üzerinde duran pantolon ve gömleği ile kazağını giyindi bu arada kendi kendisine söylenip karısına verip veriştiriyordu.

RÜSTEM:Seni elime bir alırsam dayak manyağı yapardım ama dua etki ben şiddete karşı bir adamım ayrıcana hümeniztim…yoksa şöyle elimin tersiyle bi kodum mu.Amaan be ! Senle uğraşacak zamanım yok benim.

SAKİNE: Sen sabah sabah ne gonuşeyon gendi gendine len haa başlatma beni ülenn gelmeyeyim oraya ha Rüstemmmmm!..sümsükkk! işe yaramaz adam!tomrukk

Mutfaktan gelen bu ses üzerine sustu aynada kendisine şöyle bir baktı ve yatak odasının kapısından çıkarken karısının görmez tarafından alaysı bir mimikle dilini çıkardı.

Sakine hanımın hazırladığı kahvaltı sofrasına doğru yürüdü.Göz ucuyla da duvarda asılı saati kontrol etti daha vakti vardı.

RÜSTEM: Sultanım da kocacığına neler hazırlamış ellerine sağlık bi denem. zaten hep derim ‘benim karım bir tane’ diye. He he he yalanım varsa, ha bu iki gözüm önüme aksın.


Sakine hanım bu iltifatı yutmadığını belli eder gibi dönüp sert sert baktı


SAKİNE: fe suphanallah fe suphanallah ülen sabah sabah heç çekilmeyon.

RÜSTEM:Heh heh heh bu latifelerin yok mu beni öldürecek vallahi.bıcı bıcı bıcı

Eliyle sakinenin gıdısını gıdıklar gibi yaptı.sakine sinirden deliye dönmüş bir halde

SAKİNE:Rüüüüsssttteeeeemmmm!

Susması gerektiğine dair ikinci ihtarı almıştı masada bir eliyle ağzını tutarak sustuğunu belli ederken sağ eliyle ağzının fermuarını kapatır gibi yaptı beklemeye başladı.Sakine hanım elinde yumurtaları kızarttığı tava ile gelene kadar da hiç konuşmadı

SAKİNE :Allahım verdiğin nimetler için sana şükürler olsun

RÜSTEM:Amin

SAKİNE:Allahım evimize bolluk bereket bizlere huzur nasip et

RÜSTEM:Amin

SAKİNE:Allahımmm şu sümsük! adamdan beni acilen ve hızlı tarafından kurtar

RÜSTEM:Amin hıı!

Rüstem o sırada hayale dalmıştı. Köyün kahvesinde pineklerken İstanbul’da Tuzla tersanesinde çalışan ali ihsan amcanın köyün gençlerini işe yerleştirme amacı ile köye geldiğini ve kendisinin de aradığı fırsatın ayağına gelişi ile çok sıkıldığı köy yaşamından İstanbul’a gelişlerini şu anda oturdukları eve yerleşmelerini an be an yeniden yaşıyordu.

SAKİNE:OHH. Beyimiz hala uyanamamış kalk ulan hade kahvaltı filan bitti doğruca işe marş marş.Vatanın tersaneleri senden hizmet bekliyor.

Rüstem uysal bir çocuk gibi verilen emre itaat etti zaten akşam yemeğinde yediği lahana dolması ve cacık yüzünden gece boyunca
hazımsızlık çektiğinden ve kapının kenarında duran iş çantasını aldığı gibi yola düştü.

Servis otobüsüne bindiğinde onun keyifsiz olduğunu gören arkadaşları bir iki sataşma girişiminden sonra bekledikleri tepkiyi alamayınca kendi aralarında sohbete daldılar Rüstem yol boyu kimseyle konuşmadı sancısı olduğu her halinden belliydi.

Otobüsten iner inmez soyunma odalarının bulunduğu yere gitti ve elbise dolabını açtı.Tam iş tulumunu giymişti ki karnı müthiş ağrımaya başladı.Hızla tuvalete doğru koştu.

RÜSTEM:Oohhhh..
İçi boşalmış gibiydi o esnada

Tuvaletin kapısı ısrarla çalınmaya başladı “Tak tak tak”

RÜSTEM:Öhhüüü öhhhü Öhhüüü

Kapı bir kez daha yumruklanırcasına ve ısrarla çalındı “Tak tak tak tak”

RÜSTEM:öhhü öhhü dedik ya!

Diye seslendi.
Dışarıdaki tuvalet sırasının en önünde Muhittin vardı kapıyı o çalıyordu belli ki çok sıkışmıştı.Kimse ona gerçek adıyla seslenmez muhittin diye çağırırdı.

Tam kapıyı tekmelemeye hazırlanıyordu ki Rüstem kapıyı açtı çıkarken yüzünde memnun bir gülümseme vardı.

MUHİTTİN: La ula içeride yıllıh bilenço mi çıkarıysen lo dedi

Tuvalet sırası bekleyenlerden biri dayanamayıp kahkahayla gülmeye başladı Muhittin ona döndü sert bir şekilde.

MUHİTTİN: Sen ne güliysen ula? He, ne güliysen? Ortada komik bir durum mu vardır.

Diye çıkıştı. En ön sıradakilerden bir diğeri gülmekten altını ıslattı ortalık bir anda sesleri duyup oraya yığılan ve bu olayı seyredenlerle doldu. şenlik oldu mu kimse fırsatı kaçırmazdı.


Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Voyager (senaryo) 05-11-2004 Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Voyager (senaryo) 05-11-2004 yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
VOYAGER (senaryo) 05-11-2004 yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL