bir günlük aşk
ikimizde birbirimizi tanıyorduk ne o benden korkuyor
ne de ben ondan ikimizinde çıktığı yoktu sevdiği yoktu
ayni binada oturmuyor ama haftada bir görüşüyorduk
bir vesileyle ziyaretine gidiyor oturup çay içiyor o bana
birşeyler anlatıyor ben onu güldürüyordum o gülünçe
yanağında gamzeler beliriyor kömür karası saçları
ışıl ışıl parlıyordu belki oda beni seviyor ama söyleyemiyordu
benim söyleyemediğim gibi belki gençlik aşkıydı onu düşünmeden
edemiyordum hafta sonlarının gelmesini dört gözle bekliyordum
bu hafta sonu bir düğüne davetliyim acaba teklif etsem benle
gelirmiydi bana güvene bilirmiydi onunla hiç sokağa çıkmamıştım
sadece evlerinde bir kaç saat misafir oluyordum tüm cesaretimi
toplayıp benimle düğüne gelirmisin biraz olsun senin için değişiklik
olur hiç beklemediğim çevap karşısında donup kaldım evet gelmek
isterim o gün benim en mutlu olduğum gündü akşama seni alırım
deyip aceleyle yanından ayrıldım düğün boğazda bir restorantta
yapılacaktı bir arkadaşım evleniyordu o düğüne tek gidemezdim
akşama doğru sevdiğim kızın kapısındaydım kapı zilini daha çalmadan
benim olduğumu anlamış bir anda gözgöze geldik hiç onun gözlerine
bu kadar yakından bakmamıştım simsiyah gözlerinin içinde adeta
kendimi görüyordum restoranta girdiğimizde tüm gözle benim
yanımdaki bayana dikilmişti evlenen arkadaşım senin böyle güzel
bir bayan arkadaşın var bizle bile tanıştırmadın helal sana deyip bizi
tebrik edip oturacagımız yeri gösterdiler müzik çalmaya başladığında
bizde dans etmeye başladık ilk defa biriyle dans ediyordum daha
önce hiç denemediğim halde kavalyem çok güzel dans ettiğimi söyledi
onun kulağına ilk defa dans ettiğimi söylediğimde olsun bende
ilk defa dans ediyorum ilk defa böyle lüks bir yere geliyorum
o gün gece yarısına kadar dans ettik düğün bittiğinde sağilde
biz dansımıza devam ettik bu geçenin bir daha tekrarlanmayacagını biliyorduk
bizimkisi bir günlük sevgilik oyunuydu