Giriş Notu: Probabilite: Matematikte ’olasılık’. İhtimal. Felsefede ’O zamana kadar yapılan deneylerle bir olayın ortaya çıkmasının beklenilmesi ancak yine de tam bir kesinliğin bulunmaması durumu’...

Probabilite Mi Sadece?

- Niye böyle yapıyorlar? Bir bildiğim var benim. Onun için buradayım.
Kim kimden istifade ediyor, kim kime diş geçiriyor? Kimi saflığına
kimi kasten! Yani taammüden..

- Farkeder mi dostum? Etrafındaki olan bitene seyirci değil miyiz
genelde? Değiştiremediklerimiz daha çok değil mi? Ne farkeder?

- Evet. Kısmen katılıyorum. Kim ne yaparsa yapsın, "probabilitenin"
kapsamında. İçimden dudak bükmek gelse de, tamamen katılmıyorum da
değil..

- Sözlerini derleyip toparlıyorsun ama bir türlü net söyleyemiyorsun.

- Şimdi, bak, senin hatan nerede biliyor musun; güzel şeyler
söylüyorsun tamam ama sadece tespit yapıyorsun. Yani olanı
anlatıyorsun, hakkını teslim edeyim, kompozisyonun iyi ve oradan
kazanıyorsun!

- Beni bilebilmen için ben olabilmen lazım. Aynen benim de sen olmam
gerektiği gibi! Bir mutabakat üzerinde çalışıyoruz burada. Fikir
depremleri arasında hayatta kalmaya çalışıyoruz!

- Bu da tespit ya! Neyse. Biraz da çözüm önerilerin olsa!

- Sitem :) Evet, bu da bir durum tespiti. Ama hatalar hep orada
başlamaz mı, yani tanımlardan ve tanımlayamamalardan. Beni yanlış
anlıyor, anlayamıyor, tanıyamıyor gibi şeyler az mı söylendi
tarafımızca!

- Ya şimdi bunları boşver de hadi sahilde bir çay içelim

- Hava kasvetli bugün.

- İhtiyacım var buna. Kasvetli bir havada yalnız kalmamış oluyorum.
Veya yalnızlığımı hissetmiyorum! Rüzgarın kollarında!

- Belki de hiç konuşmayız. Çırpınan denize ve çaydaki buhara dalarız..

- Bırakırız kendimizi olan bitene. Götürür belki bizi gözümüzü
kapadığımız yerlere..

- Peki. Boşverelim dostum. Üsküdar sahillerinden başlayalım.

- Ve Kandilli’de bitirelim.

- Yalnızlığı.

- Demiştim ya: Bir bildiğim var benim.

- Kimsenin bilmediği :)

- :)

akdenizce.-