Para, gübre gibi etrafa yayılmazsa işe yaramaz. baco
Mustafa Cilasun
Mustafa Cilasun

Zavallı hocam!

Yorum

Zavallı hocam!

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

618

Okunma

Zavallı hocam!

Yoğun geçen bir günümdü!

O gün itibarıyla, dört köyü ve muhtelif mahalleleri, satış yapabilmek maksadıyla, mütevazı arabamla gezmiştim.

Yıl 1983, hazan mevsimiydi!

Bitap halimle saat 19.30 civarı, evime gelmiştim.

Her iki dünya için, hayat arkadaşım bulunan, değerli refikam kapıyı, hoş bir tebessümle açmıştı.

Gördüğüm bu ikram, gönlümü rahatlattı ve bir anda sıkıntılarımdan uzaklaştırmıştı.

Metaneti ve sabrı, refikamın benden fazlaydı. Adeta bir hizmet ehliydi. Fedakârlıkta had tanımazdı. İnancı kavi, ameli istikrarlı ve öğrenme istidatlıydı.

Her neyse, işte o akşam!

Acı bir feryat duyduk!

Kimin feryadıydı diye, kulak kabartarak anlamaya çalıştık.

Bununla da yetinmeyip, süratle perdeyi açtım.

Sesin geldiği yöne doğru baktım ki, kimi göreyim!

Kayınpederim olan zavallı hocam, 6,7 kişiden oluşan bir gurup çocuğun, köpekleriyle birlikte saldırısına maruz kalmış.

Çocuklar 15.16 yaşlarında olduğunu tahmin ediyorum. Bir taraftan da taşlıyorlarmış!

Süratle, yalın ayak ve haykırarak geldiğimi, yetiştiğimi ilan ediyordum.

Akşam olduğu için sesim yankılanıyordu.

Ben hocamın yanına geldiğimde, çocuklar kaçıyorlardı!

Sesimi duyunca, hocamı bırakıp, kaçmaya başlamışlar.

Uzaklaştıkları mesafeye baktım, 600–700 metre civarındaydı!

Hatun kişiye, ayakkabılarımı acele getir diye, talimat verdim.

Fakat kesin bir emir olmasına rağmen, anlamamış gibi davranıyordu!

Göndermek mi istemiyordu, bilmiyorum fakat bunu düşünecek zamanım yoktu.

Tez zamanda, ayakkabılarımı giydim ve süratle o çocukları takibe başladım.

Bu zamanlar 85 kilo civarındaydım.

Yılmadım… Yorulmak istemedim… Takip ettim…

Çocuklar, dağılarak kaçıyorlardı ve tenha yolları seçiyorlardı…

Köpekler ise gecenin karanlığında, havlayarak ritim tutuyorlardı.

Nihayet 20 dakika koştuktan sonra, çocuğun birini yakaladım.

Ağlıyordu!

Dayanamadım!

Niçin yaptıklarını sordum, bir cevap alamadım!

Arkadaşlarının kimler diye sordum, yine sessiz kalmayı tercih etti.

Döverim bak dedim!

Gözyaşını dökmeyi başladı!

Karakola götürürüm dedim, sen bilirsin dedi ve götürdüm!

Karakolda görevli memurlara, önce kendimi tanıttım ve hadiseyi olduğu anlattım…

Memurları biraz acımasız buldum, çok sert vuruyorlardı, acıdım!

Memurlar siz gidebilirsiniz, biz gereğini yaparız dediler ve ben vedalaştım.

Bir müddet sonra evimize geldim ve hocama durumu anlattım.

Hocam, sanki inanmamıştı, yakalaya bileceğime ihtimal vermiyordu!

Lisanıhâlinden apaçık belli oluyordu!

Dayanamadım, hüznümü yudumladım!

Ve yeniden sözlerime başladım.

Hiç alakası yoktu, ama mecbur kaldım!

Hocam, polis memurları şimdi hocamızı yormayalım, fakat sabah ifadesini almalıyız dediler.

Yarın karakola birlikte gidelim de, meseleyi vuzuha kavuşturalım dedim.

Hocam, ancak o zaman biraz daha fazla, inanmış gibi yaptı.

Gittik karakola ve memur arkadaşlar, ilgilendiler, hocamı teselli ettiler ve neler yaptıklarını, bir bir zikrettiler.

Hocamın şaşkınlığı artıyordu ve arada bir bana bakıyordu.

İşte hocam, nihayet bu çocukları akşam yakaladığıma inanmıştı!

Ne kadar garip değil mi?

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Zavallı hocam! Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Zavallı hocam! yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Zavallı hocam! yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Mustafa Cilasun
Mustafa Cilasun, @mustafacilasun
2.10.2007 09:24:26
Zatınızın her yazılanı dilediği kelimelerin seçilmesi talebi ne kadar isabetlidir merak ederim. Kullandığım kelimelere müttali olmamanız halinizin yansıması olarak değerlendiriyorum.
nerio
nerio, @nerio
2.4.2007 10:51:01
Aslında o kadar da garip değil...

Yazının sonında çözümlenmesi gereken hocanızın neden dövüldüğü olmalıydı sanki...

Yazınızda garip olan hocanızın size inanmakta zorlandığı değil, yazı diliniz bence...

Bir de arap harfleriyle yazsaydınız tam olacaktı gibi...
Hani Mızrak' mı derler, arapça harfleriyle yazılır ama okunuşu Türkçe gibidir... İnanın o bile daha çok anlaşılır bence.

Ama bu sadece deneme tarzında bir yazıysa ve siz bu seferlik böyle bir dil denemişseniz bir şey diyemem...

Daha anlaşılır yazılarınızı okumak dileğiyle

Saygılar...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL