Sorunlu dünyanın sorumsuz insanları....
Evet,bu çok doğru...
Sorumsuzluğun tam kalbine saplanmışız ve kurtulmak için hiçbir çaba sarfetmeden günleri avlayıp durmuşuz.
Halbuki etrafta olup bitene bir bakıp, üç maymun rolünü oynamayı bıraksaydık ,acizliğimize acır ve daha duyarlı olurduk..
Yaşamaya....
Ruhumuza...
Yardıma muhtaç insanlara karşı ...
Korkularımızdan kaçtık hep köşe bucak , oysa ki onlara güç veren bizdik.
Adam öldürdük,hırsızlık yaptık,kalp kırdık,kötülük namına ne varsa yine hep biz ,insanoğlu yaptık.
Savaşı lanetledik ama savaşa yine biz gittik.Ya da savaşanları destekledik.
İki yüzlü davrananlardan uzak durduk,kaçtık ama iki yüzlü olmaktan kurtulamadık.
Dosta ihanet olur mu dedik dostumuzu yargıladık lakin gün geldi çıkar için dostu bozuk para gibi harcadık...
HAyatımızı yalan üzerine kurup riyakarlıkla beslendik.Nefsimize uyup kirli ameller peşinde koştuk.
Duyar gibi oluyorum şimdiden ’bunları biliyorum, ben böyle değilim,bu nasıl bir yazı öğüt verir gibi’ dediğinizi.Peki biz bunlardan hiç birini yapmıyorsak nasıl doldu hapishaneler nasıl çıktı bu savaşlar,nasıl doldu mezarlıklar???????????????
Geç kalmış sayılmayız ama.Kendimize çeki düzen verip insanca yaşamaya.Yabancının gözyaşını silmeye,küçük bir çocuğu sevindirmeye,savaş altında işgence gören o masum bedenler için dua etmeye...


GEÇ KALMIŞ SAYILMAYIZ......


SEVMEYE VE SEVİLMEYE.....

E.S.S