1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
62
Okunma

edebiyat, masumların sığındığı bir tapınak değil;niyetini gizleyenlerin kendini temize çektiği bir mahkemedir.burada kelimeler beraat ettirmez, hüküm giydirir.ve en ağır cezayı daen güzel cümleler verir.
kelimeler, incecik bir cam üzerine titreyen harflerle yazılmış bir ahitnâmedir.mürekkep, kâğıdın beyazlığına yalnızca söz bırakmaz. zamanın kirli parmak izlerini de damlatır.her kelime, söylenirken masumdur, yazıldığında ise mesul. çünkü yazı niyetle imtihan olur.edebiyat dediğimiz bu muazzam yapı dışarıdan bakıldığında bir dergâhı andırır.lakin temellerinde yalanın tortusu sütunlarında aldatmacanın gölgesi tavanında ise süslü sözlerin yalancı göğü vardır.bu binanın içinde dolaşırken insanın ayak sesleri yankı olmaz; harlanır.gölgesi duvarlarda uzar, büyür.ve bazen, yalnızca bazen, gerçeğin kırık bir parçası ilişir ayağına.o parça keskindir can yakar.çünkü hakikat, ele geçmez,ele verir.
edebiyat, çoğu vakit bir soytarının maskesidir.takıldığında kişi başka olur, çıkarıldığında geriye yalnızca ter kokusu kalır.nazik girişler, kibar söylemler, mütevazı duruşlar…bunlar meydanın ön yüzüdür.perdenin arkasında ise kabaran damarlar, sıkılan yumruklar, dişleri gıcırdatan öfkeler durur.biz, bu zarif kelimelerin ardına gizlenen çürümüş kalpleri görmezden geliriz.çünkü görmek, kendi çürümüşlüğümüzü de ikrar etmektir.edebiyatın kapısından içeri girdiğinizde sizi karşılayan ilk şey ayna değildir, dumandır.sigaranın, rakının, geçmişin dumanı.nefsin buğusu.orada kaybolursunuz.nerede durduğunuzu, hangi niyetle baktığınızı bilemezsiniz.sağınızda lanetlenmiş çiçekler solmaya yüz tutmuştur,solunuzda sarhoş bir gemi, akıbetini bilmeden su alır.arkanızda ise kendi geçmişiniz durur:sustuğunuz cümleler, yarım bıraktığınızdualar,söyleyemediğiniz hakikatler.
edebiyat sizi kendinizle yüzleştirir;ama sizi asla bütünüyle görmeye razı etmez.her şey pusludur.her şey mecazdır.her şey “sanki”lerle örülüdür.çünkü hakikat, çıplak gözle bakılınca insanı yakar.isteriz ki edebiyat olsun ama art niyetli olmasın.kelimeler olsun ama hançer gibi saplanmasın.şiirler olsun ama3kandırmasın.fakat bu mümkün müdür?belki değildir.belki de edebiyat zaten böyledir:hem merhemhem zehir,hem sarılma hem tokat,hem öpücük hem bıçak.
büyükler boşuna dememiştir…her söz sahibine döner.”gençlere seslenilir: bu kumar hastalığına yaklaşmayın.lakin edebiyat da bir kumardır.zarları siz atarsınız; sonucu kader belirler.bazen kazanırsınız:bir kitap, bir övgü, kısa bir ün.bazen kaybedersiniz:kendinizi, zamanınızı, belki de aklınızı.ve bir kez oturunca bu masaya, kalkmak kolay değildir.çünkü kelime, insanı önce bağlar; sonra sınar.yazının sonu ne yazara aittir ne okura.son, hayallerinize değil; niyetinize bakar.başlangıç sizindir belki;ama son, her zaman bir başkasının elindedir.kimi vakit kaderin,kimi vakit hakikatin,kimi vakit de…. her şey böyledir başlangıç sizindir ama son hep bir başkasının elindedir.
5.0
100% (2)