Öyle sitemler vardır ki, bir medihtir ve öyle medihler vardır ki, bir kötülemedir. la rochefaucauld
MuratKEREMk
MuratKEREMk

Diriliş Nereden Başlar ?

Yorum

Diriliş Nereden Başlar ?

( 1 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

5,0

Puan

62

Okunma

Diriliş Nereden Başlar ?

Diriliş Nereden Başlar?

İnsan – İlim – Ahlâk

Yazar: Murat Kerem

Bir medeniyet ne zaman çöker?
Duvarları yıkıldığında mı, orduları dağıldığında mı, hazinesi tükendiğinde mi?

Tarih başka bir şey söyler:
Medeniyetler, insan yorulduğunda çöker.
İnandığını yaşamayan, bildiğini taşımayan, gücü ahlâkla sınırlamayan insan çoğaldığında…

Bu yüzden gerçek dirilişler hiçbir zaman taşla başlamadı.
Ne bina ile, ne orduyla, ne de kurumla…

Diriliş, daima insanla başladı.

Kur’ân bu hakikati açıkça ortaya koyar:

“Şüphesiz Allah, bir kavim kendilerinde olanı değiştirmedikçe onların durumunu değiştirmez.”
(Ra‘d, 13/11)

Bu ayet, dirilişin adresini gösterir:
Toplumsal dönüşümün kapısı, insanın içinden açılır.



İlk Diriliş: İnsan, İlim ve Ahlâk

İlk diriliş, kalabalıklarla başlamadı.
Sessizdi, ağırdı ve bedel istiyordu.

Hz. Ebû Bekir iman ettiğinde ne bir çoğunluğu vardı ne de bir gücü.
Ama bir emanetin farkındaydı.
Hakikat, korunması ve taşınması gereken bir yüktü.

Hz. Bilâl kızgın kumların üzerine yatırıldığında,
göğsüne taşlar konduğunda,
tek bir kelimeyi terk etmedi: “Ehad.”

O gün bir köle eziliyordu;
ama insanlık doğruluyordu.

Bu duruş, Resûlullah’ın şu ölçüsünü hayata taşıyordu:

“Sizden kim bir kötülük görürse onu eliyle değiştirsin;
buna gücü yetmezse diliyle;
buna da gücü yetmezse kalbiyle buğz etsin.”
(Sahih Müslim)

İlk diriliş, işte bu kalpte başlayan karşı duruşla yürüdü.

Bu yürüyüş imanla başladı;
ilimle derinleşti,
ahlâkla kalıcı oldu.

Kur’ân, ilmin istikametini şöyle çizer:

Allah’tan, kulları içinde ancak âlimler gereğince korkar.”
(Fâtır, 35/28)

Bilgi, bir mevki merdiveni olmadı.
İlim, taşıyana tevazu ve sorumluluk yükledi.

Ahlâk ise bu yürüyüşün sessiz ama taşıyıcı gücüydü.
Bir medeniyeti ayakta tutan şey yüksek idealler değil;
o ideallerin hayatta karşılık bulmasıydı.

Resûlullah bu hakikati tek bir cümleyle özetler:

“Ben, güzel ahlâkı tamamlamak için gönderildim.”
(Sahih Buhârî)



Diriliş

Diriliş, bir kez yaşanıp biten bir hadise değildir.
Aynı ruh, farklı zamanlarda ve coğrafyalarda yeniden zuhur eder.

Endülüs: Kılıçtan Önce İrade, Fetihten Önce Ahlâk

Tarık bin Ziyad Endülüs kıyılarına çıktığında karşısında sadece bir ordu yoktu.
Arkasında deniz, önünde bilinmeyen bir gelecek vardı.

Bu yürüyüş sayı üstünlüğüyle değil;
kararlılıkla başladı.

Tarık bin Ziyad askerlerine zafer vaadi vermedi.
Ganimet anlatmadı.
Kolaylık sunmadı.

Onlara sadece şunu hatırlattı:
Bu yol, geri dönmek için değil;
emaneti taşımak için çıkılmıştı.

Gemilerin yakılması rivayeti tarihçiler arasında tartışılsa da,
tartışmasız olan hakikat şudur:
O ordu, zihnen geri dönmeyi terk etmişti.

Endülüs’ü kuran şey,
ateşe verilen gemiler değil;
geri dönüş fikrinin yakılmasıydı.

Bu yüzden Endülüs’te sadece şehirler kurulmadı.
İlim merkezleri yükseldi.
Hukuk, mimari, şiir ve tıp birlikte gelişti.

Çünkü o dirilişin öncülerinde;
iman vardı,
ilim vardı,
ahlâk vardı.



Abbâsî – Selçuklu – Osmanlı: Dirilişin Kurumsallaşması

Abbâsîler döneminde diriliş, ilimle kurumsallaştı.
Harun Reşid, iktidarı ihtişamla değil;
emanet korkusuyla taşıdı.

Yanlışını söyleyen âlimi susturmadı.
Çünkü biliyordu ki,
ahlâkını kaybeden bir iktidar gücünü de kaybeder.

Beytü’l-Hikme, ilmin devlet süsü değil;
omurga olduğunu gösterdi.

Selçuklu dirilişi fetihle başladı ama eğitimle kalıcı oldu.
Alparslan, Malazgirt’te zırhına değil;
teslimiyetine güvendi.

Nizamülmülk’ün kurduğu Nizamiye Medreseleri,
dirilişin kılıçla değil;
ilimle taşındığını ilan etti.

Osmanlı, bu mirası sistemleştirdi.
Osman Gazi, devleti kılıçtan önce edep üzerine kurdu.

Fatih Sultan Mehmet, İstanbul’u fethettiğinde
sadece surları aşmadı;
şehre adalet ve güven taşıdı.

Diriliş burada bir kez daha kendini gösterdi:
Kazanan ama zulmetmeyen bir güç.



Bugüne Düşen Sorumluluk

Bugün bize düşen,
ne sahabeyi romantize etmek
ne Endülüs’le övünmektir.

Bize düşen;
aynı ahlâkı kendi çağımıza taşımaktır.

Bir baba evinde adil olduğunda,
bir öğretmen bilgiyi ahlâkla taşıdığında,
bir âlim bedel pahasına susmadığında…

Diriliş başlamış demektir.

Çünkü diriliş,
büyük sahnelerde değil;
küçük ama sahih duruşlarda başlar.

İlk diriliş bir kalpte başladı.
Sonrakiler, aynı kalbin farklı coğrafyalardaki yankılarıydı.

Bugünkü diriliş ise,
bizim yüreğimizde başlayacak.

Taşla değil.
Sloganla değil.
Nostaljiyle hiç değil…

Diriliş;
emanet bilinciyle,
ahlâklı ilimle,
sorumluluk alan insanla başlar.

Ve her çağın insanı,
aynı soruyla yüzleşir:

“Ben bu dirilişin neresindeyim?”

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Diriliş nereden başlar ? Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Diriliş nereden başlar ? yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Diriliş Nereden Başlar ? yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Şebnem Örs
Şebnem Örs, @sebnem-ors
23.12.2025 21:59:16
5 puan verdi
Kaleminize kuvvet
Şiirle kalın
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL