Adam bir oturuşta bir ekmek yiyor der, şaşkınlığımızı ifade ederdik...
Çünkü 50 sene önce ekmek 650 gramdı, fiyatı da 95 kuruştu...
Bakkallardan yarım ya da çeyrek ekmek alanlar olurdu.
Genelde inşaat işçileri, sokak satıcıları, bazen öğrenciler karınlarını ekmeğin arasına koydukları helva ya da peynirle doyururlardı.
Ortaokul ve lisede senelerce öğle tatilinde çeyrek ekmek helva ile karın doyurduk.
1979 yılındaydı, ekmek 550 gramdan 500 grama indi, yaşlılar "millet aç kalacak" diye kızıyordu.
Ekmeğin gramajını düşüre düşüre 200 grama kadar indirdiler.
Bir oturuşta bir ekmek yiyor şaşkınlığı artık komik bir mana taşıyor.
Diğer şehirleri bilmiyorum, "Ekmek değil kabuk yiyoruz!" Fiyatı da 15 liraya çıktı..
Yani 95 kuruşa aldığımız 650 gram ekmeği bugün gram olarak 50 liraya yiyoruz, işin özeti bu...
50 yıl evvel 50 Liraya 100-150 kg un, 50-60 kg şeker, 200-250 litre süt, 10-15 metre kumaş alınabilirdi.
1-2 ay boyunca bir ailenin temel gıda ihtiyaçları karşılanabilirdi.
Tabii ki, bu fiyatlar yaklaşık değerler.
Ayrıca o yıllarda aldığınız ekmeklerde etiketleri vardı, hangi fırına ait olduğu yazılıydı.
Şimdi şikayet etsen "benim değil" deseler ispatlayamazsın!
Kalabalık ailelerin Allah yardımcısı olsun, bazı aileler bir gün önceki biraz bayatlamış ekmeği yarı fiyatına alıp idare ediyorlar.
Bugünlerde vitrine çeşitlere bakıyoruz, en ucuzu 55 liradan 175 liraya ye kadar çeşit aralığında, yumruğumdan küçük ekmek çeşitleri var, çok titiz beslenenlere tanesi 45-50 arası cevizlisi, karışık tahıllı, çavdar, arpa, yulaf, mısır, çekirdekli, ekşi mayalı vs. ekmekler satılıyor, zevke bütçeye göre alıp yeniliyor.
Benim çocukluğumda elektrikli fırın yok denecek kadar azdı, ekmekler kara fırınlarda pişerdi, fırının sokağından geçerken mis gibi kokardı,
Bugün organik denilen her şey dünün normal gıdaları ve besinleriydi.
Ekmeği pay etmek diye bir dost yaklaşımı vardır hani ?
Bugün 200 gram ekmeğini pay etsen açıktan ölürsün .

Orhan Gülaçar