0
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
94
Okunma

Sedef Teyzeyi, bir Huzurevi ziyaretinde tanıdım. Sakin sessiz bir köşede oturuyordu. Elimde bir demet kır çiçeği yanaştım yanına. Bu çiçekleri size vermek istiyorum kabül ederseniz dedim. Ayağa kalktı, akan göz yaşlarını silmekle uğraşırken bir yandan da gülerek teşekkürler küçük bey çok mutlu ettiniz beni dedi. Ve candan sarıldı bana. İnanın Ana kokusu vardı sanki. Şimdi her ikimizde gözyaşlarımıza söz geçirebilmekle meşgulüz…
Sedef Teyze, 76 yaşında olmasına rağmen hala güzel bir bayan. Ama belli ki hayatta birçok zorluk ve sevinç yaşamış. Sedef Teyze yıllarını çocuklarına ve torunlarına adamış bir kadın. Son üç yıldır huzur evinde yaşıyormuş. Belki de bu yeni yaşam düzeni ona yalnızlık hissini daha da derinleştirmiştir diye düşündüm.
Üç çocuğum ve 11 torunum var diye başladı bol gözyaşlı sohbete. Dedim ya 3 çocuğum var, meğer benim çocuğum yokmuş. Ama 11 torun var demiştin. Belki inanmayacaksın ama bir iki torun dışında diğerleri de vampir, geri kalanlarda tok evin aç kedisi. Torunlarımdan ikisi yurt dışında yaşıyor. Hayırlı olanlardan diğeri de Ankara da Devlet Memuru. İyi ki onlar var. Yoksa halim haraptı dedi. Ben dedi, ben babadan zengin bir kadındım. Ankara’da dükkânlarımız, evlerimiz, Ege’ de Zeytinliklerimiz ve yazlığımız vardı dedi. Beyim hayattayken yaşam daha da kolaydı. Çok otoriter bir babaydı. Sert mizaçlıydı ama içinde bir melek besliyordu sanki. Çok yufka yürekli bir insandı rahmetli dedi. Hep Allah önce beni alsın diyordu ve duaları kabül oldu ve tam 4 sene önce terk-i diyar eyledi dedi. Ölmeden bütün mal varlığını benim üstüme yapmış zira çocuklarının avare ve işe yaramazlıklarını önceden görmüş olacak sanırım. Rahmetliden sonra onlara yük olmaya başladım. Ya damatlar cıvıttı ya da kızlarımın aç gözlülüğünden midir nedir ve şimdi buradayım işte. Ama burada mutluyum. Güzel dostlar edindim. Peki, gelen giden yok sanırım. Gelmezler elbet. Ölmemi bekliyorlar. Ben ölene kadar mal paylaşımı olmayacak demiştim ama yine de her birinin oturduğu evleri dışında birer daire ve birer dükkân verdim. Ama daha çok istediler. Vermediğim günden beri gelen giden yok, arayan soran da yok. Her Ana iyi bir evlat doğurmuyor be Emre Bey dedi. İşte ayda birkaç kez yurtdışındaki torunlar arıyor. Birde burada ki torun geliyor her cumartesi onalar bana yetiyor.
İşte o zamanlar benim için bayram oluyor Emre Bey dedi. Burada kalanların çoğu hayırsız evlat yüzünden dedi. Bakarsın büyütür adam edersin ama onlar anaya babaya bakmayı yük bilirler dedi. Gözleri doldu cebimdeki mendili uzattım hemen. Teşekkür eder gibi yanağımı okşadı kafasını salladı. Burada yaşayan insanların hikâyeleri birbirine benziyor. Ama en fazla neden de hayırsız evlat. Rabbim sonumuzu hayreylesin diye de aklımdan geçirdim bir an.
Burada müzikle, resimle, el sanatlarıyla uğraşan bir sürü insan var. Onlarla da tanıştım. Bir ara onlar içinde geleceğim. Bakımları güzel, sohbetleri bile mükemmel. Yazmayı bıraktım onlarla sohbete başladım bile. Geri kalanları da yemek sırasında konuşuruz dedik. Buralara gelen ziyaretçiler bizlere huzur veriyor, kimseler gelmeyince de anlatacaklarımız birikiyor dedi Selim Bey Amca. Onu da sonra yazarım inşallah. Anılarımızı birilerine anlatınca sanki yükümüz hafifliyormuş gibi oluyor dedi Zeliha Abla. Belki de yaşadıkları yalnızlık hissini hafifletmek için, geçmişe dair hikâyeler paylaşmak ve anılarını tazelemek onları mutlu ediyordur.
Yalnızlık, yaşlılık döneminin en zor yanlarından biri; ama aynı zamanda Sedef Teyze gibi güçlü kadınlar için, hatıralar ve aile sevgisi her zaman bir umut ışığı. Sedef Teyze, torunuyla geçirdiği her anı değerli kılıyor, belki de bu yüzden, o küçük ziyaretler, onun için hayata tutunmanın bir yolu haline geliyordu.
İnsanoğlu gariptir; gelip yalnızlığını alanı sever, gidip yalnız bırakana ise âşık olur.
Denk gelişleriniz doğru zamana, Rast gelişleriniz güzel insanlara olsun…
Emre Vehbi Alkan
Şiirbaz
16. Temmuz. 2014
5.0
100% (1)