0
Yorum
5
Beğeni
5,0
Puan
52
Okunma

Yokluğunun ağırlığını, soğuktan hissetmediğim ayaklarıma yükleyip yürüyorum...Hayalet gibi, nereye gittiğimi bilmezmişçe...
Garip hisler,içimde dolaşan yokluğun,ruhumu darağacına sürüklüyor.Sonra, siyahlara bürünmüş kötülükler ,kara ipi boynuma geçiriyor.Tek dayanağım olan yüreğimi ayaklarımın altından çekip,ruhumu idam ediyorlar...
İşin kötüsü; ölemiyorum...
Damarlarımdaki kan koyulaşıyor,acı veriyor.Vücudumun her yerini dürtükleyen yorgunluğum, dinlenme hissime yeniliyor ve sırtımı soğuk taş duvara dayıyorum.
Kızarmış,donmuş parmaklarımla, gözlerimin ucunda biriken yaşları okşarca sildim.
U/mutsuzum...Kendi yarattığım kötü kadere yenilen eski mutluluğum, son kırıntısını da ona dönmem için feda etmiş; bağırıyor uzaklardan:
"Geri dön!"
Bu geri dönüş, imkansızlıklar içerisinde kaybettiğim hislerimdendi.Oysa ki hala farkında değildim; o hisleri ben imkansız kılıyordum.
Sonra da, bu ocakta unutulmuş yanan çorbaya,fazlaca pişmanlık ekleyip,mahvediyordum." Kıymet bilmek" sözcüğü eskiyip, silinmişti sözlüğümden...
Şimdi
İçimde karanlıklar ve boşlukta yüzen bir yığın kör çarelerim...O kadar aptalım ki: çağlayan nehirimi durdurup, sularını son damlasına kadar boşalttım.
Kurak iklimlere esir ettim kendimi...
Eskiden her gün içimi ısıtan güneş, şimdi yakıp kavuruyor...
Uçsuz bucaksız çöllerde, bir yudum suya hasret bıraktım kendimi...
Bu hayat benim eserim.
BENİ AFFET...
Hayat ışığı
19122025
5.0
100% (1)