Biz ancak bize hayran olanları can ve yürekten överiz. la rochefaucauld
Aydın YÜKSEL
Aydın YÜKSEL

SON ŞİİR

Yorum

SON ŞİİR

( 1 kişi )

1

Yorum

4

Beğeni

5,0

Puan

43

Okunma

SON ŞİİR

SON ŞİİR

Ayla büyük bir incelikle sehpadan aldığı kahvesini dudaklarına götürdü, bir yudum aldı ve nazikçe fincanı tabağa bıraktıktan sonra usulca sehpanın üzerinde duran kitabı açtı. Uzunca bir süre Ayla kitaba, Leyla ise pencereden karşı tepenin ufuklarına baktı.
"Bana" dedi Leyla, gözlerini pencereden ayırmadan. Öylesine açtığı kitabın bir anda girdabına düşen Ayla, Leyla’nın içinde patlamak üzere olan volkanın çatlağından odanın sessizliğine sızan bu yakıcı lavı es geçti. Leyla’yı duymadı.
Bir müddet sonra Ayla heyecanla ve kendi kendine
"Oh my god! Bu nasıl bir metafor? Dedi ve okuduğu şiirin iki dizesini bilmeden ok gibi sapladı Leyla’nın tam göğsüne.
"Kapıyı tuttuğun yere dokunuyorum gizlice,
Utancıma giydirdiğim sevinci kapı biliyor sen bilmiyorsun"
Ayla kitaptaki şiirleri okudukça ara ara dilinde oluşan hayret dalgalarına, mısralar yükleyip sürekli Leyla’nın kıyılarına çarpıyordu.
Ayla usulca kitabı kapattı özenle sehpanın üzerine koydu. "Vay bee! Şu dünyada ne şanslı kadınlar var" Diye hayıflandı. Leyla boğuk bir sesle tekrar"Bana" dedi. Ayla:"Sanırım sen az önce de aynı kelimeyi söyledin. Neden tekrar edip duruyorsun?"
"O şiirler banaydı, hepsi bana yazıldı." dedi Leyla. Ayla’nın bir anda gözleri büyüdü. Şairin ismine baktı "Nasıl yani? Seni uzun yıllar tanırım senin hayatında bu isimde bir insana hiç rastlamadım. Sana bu kadar şiir yazan bir insanın hayatında hiç bir yerinin olmaması garip. Üstelik ben senin sırdaşınım. Aramızdaki konuşmalarda bu güne kadar hiç bir cümlende adının geçmemesi insan doğasına aykırı değil mi?" Leyla bir müddet sustu. "Ben onu hep sakladım"
"Neden sakladın peki?
"Çünkü o beni adam gibi sevmişti, hem de dünyada herkesten, her şeyden çok... O bana kıyamazdı, saçımın teline zarar gelsin istemezdi, saçımı rüzgardan, ayaklarımı kaldırımdan kıskanırdı. O beni hiç bir zarar vermeden, kırmadan, dökmeden, benden hiçbir beklentisi olmadan adam gibi sevdi yani... Bana güzel şiirler yazdı, ona borçlandım. Bu yüzden ben de onu içimde sakladım, korudum hep. Ve adam gibi de çekti gitti. Sessiz sevdi, sedasız gitti anlayacağın."
Ayla dilinde sıraya giren soruların ilkini sordu Leyla’ya "Peki bu şiir yürekli adam seni bunca severken sen ne yaptın?"
Leyla hiç tereddüt etmeden söze girdi; "Onunla aynı fabrikada çalışıyorduk. Aslında denk geldikçe selamlaşıyor ayaküstü sohbet bile ediyorduk, hatta fabrikanın yemekhanesinde birkaç kez aynı masaya oturup yemek yemişliğimiz bile oldu. Ta ki bana yazdığı o şiiri verene kadar. O şiirle bütün büyü bozuldu. O an onun hikayesi bitti benim hikayem başladı"
"Hangi şiir?"
"Senin az önce iki dizesini okuduğun şiir."
"Eee! Ne güzel işte, sana çok güzel bir şiir yazmış"
"Ben ona bana şiir yaz demedim ki. Hem ben onun bana ilgi duyduğunu, benim için şiirler yazdığını bile bilmiyordum. "Bir gün yemekte, ’ben şiir yazıyorum, okumak ister misin’ deyip kağıdı elime tutuşturduğunda anladım her şeyi."
Ayla kahvesinden bir yudum aldı ve Leyla’nın baktığı yere bakıp "Şairler ’bana şiir yaz’ diyen kadınlara şiir yazmazlar güzelim. Onlar, dünyanın en özel kadınlarını sever ve onlara şiir yazarlar"
Leyla, Ayla’nın kurduğu bu romantik cümleye karşılık "Keşke o hep sevmiyormuş gibi yapıp sevseydi, ben de bilmiyormuş gibi yapıp bilseydim, o şiirler yazmaya devam etseydi ben de o şiirlerin öznesi değilmişim gibi, ama öznesi olduğumu bile bile okusaydım.
Hislerini açık ettikten sonra o beni sevdikçe ben ona sustum, o bana şiirler yazdı ben onun yüreğini kanattım. Bir yanım onu üzmekten müteessir olurken öbür yanım gözlerinin köşelerde beni çıkacak diye nöbete durmasından, sırf yemekhenede beni görebilmek için saat onikiyi iple çekişinden, açıkçası beni görmek için çırpınışından haz alıyordum. Onun yüreğinden kan damladıkça ben zevkle üzerine basıp yürüyordum. Onu hiç önemsemiyordum, yokmuş gibi davranıyordum, önceleri karşılaştığımızda yolun karşısından gülerek selam verdiğim insanın elinden önce bütün ’merhaba’larımı çekip aldım, sonra sesimi, sonra gülüşümü, sonra da gözlerimi yasakladım ona. O gözlerimsiz yapamazdı biliyordum. Sırf biraz daha acı çeksin diye bana yalvarırcasına bakmasına rağmen ona bakmadan yanından geçiyordum."
Ayla: "Peki bunu neden yapıyordun?"
Leyla: "Yarası kanadıkça bana daha güzel şiirler yazıyordu"
Ayla: "Bu çok acımasızca değil mi?"
Leyla: "Ben ona daha kötüsünü yaptım. Onu telefonumda birkaç kez engelledim. İlk engellediğimde onu resmen parçalamıştım. Çünkü bu onun en hassas yanıydı zira çok gururlu bir insandı. Ben onu engelleyerek günlerce kendisini bir sapık gibi hissetmesini sağladım"
"Seni yazdıklarıyla rahatsız mı ediyordu?"
" Aslaaa! Dedim ya o bana kıyamazdı. Beni üzmemek için kelimelerini özenle seçerdi ama ben her yazdığından birşey çıkarır ve yazdığına pişman ederdim. Oysa o bana hep güzel şeyler yazardı. Hatta son zamanlarda yalnız şiir yazıp gönderirdi.
Bana doğum günümde bir kitap almıştı. Kitap bana ulaştığında bir cümleyle bütün hevesini kana bulamıştım. Bir defasında profilime koyduğum birkaç çiçek resmini şiirlerine fon yaptığı için onu tekrar engelleyip fabrikayı ona dar etmiştim. Oysa o bunu sırf ben görürde mutlu olurum diye yapmıştı. Ve en son engellediğimdeyse bilmeden benim sapladığım hançerle onun hayatının en büyük acısını aynı güne denk getirmiştim. Hayatının en değerli iki insanını aynı gün kaybetmişti yani. Birini ebediyete diğerini bilinmeze uğurlamıştı.
Anlayacağın ona beni sevmenin bedelini çok ağır ödetmiştim"
Ayla: "Peki neden? Bu büyüyük aşka karşılık bunca zulmü niçin reva gördün? Hem insan bedelini ödediği şeye sahip olmalıydı. Sen hem bedel ödettin hem de onu kendinden mahrum etmişsin."
Leyla: "Yapamazdım Ayla. Sebebim çok büyüktü."
Ayla: " Bir selamı dahi esirgeyecek kadar mı büyüktü sebebin Leyla. Üstelik üzerine titreyen ve senden hiçbir karşılık beklemeden seni sevmesine karşın.
İnsanın bazen bunaldığı, daraldığı anlar olur, o an insana en iyi gelen kişi dünyada kendisine en çok değer veren kişidir. Onun arada bir ’nasılsın’ sorusuna karşılık ’İyi değilim’ dediğinde senin için yüreğini parçalaması, dağları altüst edercesine yanında durması ne kadar değerlidir bilir misin?"
Leyla: "Bilmiyordum ama aradan geçen zaman bunu bana fazlasıyla öğretti."
"Yazık etmişsin"
"Evet biliyorum. Ve ben ona binlerce özür borçluyum. Biliyorum hayatımdaki bütün sevgileri toplasam o topladığım sevgi, onun, benim çalışma odamda, ben izinliyken penceremin kenarında boş duran koltuğuma olan sevgisine ancak denk gelir. Kaldı ki bana olan sevgisini var sen düşün. Arabamın tamponu kırıldığında sanki onun kalbi parçalanmıştı, beni üzgün gördüğünde gözleri buğulanırdı, ben hastalanırdım o ölürdü."
"Peki sonra ne oldu?"
" Sonra o fabrikadan ayrılıp gitti"
" Bir daha hiç görüşmediniz yani"
"Birkaç yıldır."
" Ha görüşüyordunuz yani!"
"Hayır. Ama gittiğinden beri birkaç yıl öncesine kadar her doğum günümde, yılbaşında ve dini bayramlarda mutlaka birkaç kelimelikte olsa kutlama mesajı yazardı."
"Sakın cevap yazmadım deme"
"Yazdım. Onu hiçbir zaman cevapsız bırakmadım. Ama onun hala yürek sızısını hissettiğim o cümlelerine karşılık ben en yalın, en soğuk ve bana ait değilmiş gibi duran cümlelerle cevap verdim. Çünkü o bana hep "sen" bense ona "siz" diye hitap ettim. Aslında ona karşı öyle bir çığlık büyüdü ki içimde... Ama dedim ya; Sebebim çok büyük.
"Aramak geçmiyor mu içinden hiç?"
"Geçmez mi?"
"Denemek ister misin?"
"İstemez olur muyum"
"O halde dene, hemde şimdi"
"Yapamam. Korkuyorum"
"Neyden korkuyorsun?
"Telefonu bir başkası açar diye"
"Bunda ne var ki kuzum?"
"Bana bir seferinde şöyle yazmıştı: ’Yaşadığım sürece bende tükenmeyeceksin, lakin bir gün son şiirimin üzerinden uzun zaman geçmişse bil ki ben tükenmişimdir.’ Ve son doğum günümü kutladığından beridir aynı şiir duruyor sayfasında. Birkaç yıldır aynı şiir... Elleri kelepçelenmiş gibi o son şiir..."
...
Unutsa da havadaki bulut,
Yerdeki çöp beni
Sen unutma;
Mayısa yedi kala öp beni.
...

Aydın YÜKSEL-ANKARA



Paylaş:
4 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (1)

5.0

100% (1)

Son şiir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Son şiir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SON ŞİİR yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Ferda,ca
Ferda,ca, @ferda-ca
18.12.2025 17:37:49
5 puan verdi
Metin, sessiz ve karşılıksız bir aşkın derinliğini, özlemin ve pişmanlığın ağırlığını anlatıyor; Leyla’nın sevgiyi hem saklaması hem de zarar vererek koruması, aşkın hem yüceliğini hem de acısını ortaya koyuyor.

Tebrikler

Saygılarımla. 🧿🖊️🙏🍀
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL