0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
26
Okunma
29.06.2001
Geçenlerde ne oldu biliyor musunuz? Nerden bileceksiniz değil mi?
Anlatacağım da ; tadına varılması için bu anlatacağımın bana anımsattığı , bir çocukluk anımı önce anlatayım,
Yıl 1965 olabilir ,köyümdeyim, liseliyim Kuşluk vakti. Anam koyunları sağıyor. Ben de koyunların başını tutmak,
küleğin başına getirmek suretiyle ona yardım ediyorum. Sanırım haziran sonlarıydı O zamanlar 70-80
koyunumuz vardı. Neyse….
İki toplayıcı geldi. Yaşları 25-30 olmalıydı. yün ,bulgur, yağ gibi köylerde bulunabilen menülerden alıyorlardı.
Ben çıkıştım;
“Gençsiniz. .niye çalışmıyorsunuz da dileniyorsunuz? “ dedim. Adamlar mahçub.. Anam nereli olduklarını sordu.
“Vartoluyuz ana, Vartolu” dediler.
Bildiğiniz gibi o yıllar Varto depremi olarak deprem, felaketler tarihine geçen büyük bir deprem olmuş büyük bir felaket yaşanmıştı
Tek kelimeyle Varto ve yöresi yerle bir olmuştu deniyordu ve de doğrudur.
Bundan dolayı anam ağlamaklı bir sesle;
‘Sus oğlum sus.. onlar ne acılar yaşamışlardır biliyor musun? ’dedi ve onlara döndü;
“Gelin yavrum gelin dedi. süt küleğini bana bıraktı ve eve doğru yöneldi.
Ne alıyorsunuz ne vereyim? siz şimdi acıkmışsınızdır da ...’diye diye gitti.
İşte geçenler noterlik büromdayım. Hafta sonu ve sanırım pazardı.
Oğlum Umut bilğisayar ayarlamasıyla uğraşıyordu.
O nedenle acıkmıştık, çay simit atıştırıyoruz neyse..
Bir seyyar satıcı geldi,60-65 yaşlarında olmalıydı. (üç beş günlü tıraşlı)
Boynuna asılı çantayı izin alarak, masamın ucuna koydu… Ağzı sulanmış gibi
“Beyefendi ben açım, bir şeyler alır mısın? ’dedi.. Sesleri titrek ve yalvarırcasınaydı.
Yılların verdiği tecrübe ile acındırmak için söylemediği duygusu bende uyandı.
Ya çok yüzsüz ya da gerçekten çok acıkmış olmalıydı. İnsanın böyle açıkca :
’ben acım demesi diyebilmesi için, hele bu yaşta birisi için.
“Nerelisin dedim?”
“Bolu” dedi.
“Bolu zenginlik yeri, varlıklı yer” dedim.
’Deprem, deprem vurdu dedi, dükkanım malım yere gömüldü, evim orta hasarlı’ dedi.
’Can kaybınız?
’Yok şükür!
’Devletin yardımı?
’Ne yardımı beyim ne yardımı... evi geçindirmek için işte boynumuza bu çantayı taktık dolaşıyoruz.
’Satışlar?
’Yok, yok sabahtan beri dolaşıyorum. siftah yapmadım bir şey yemedim cebimde kuruş yok ,bir şeyler alırsanız
.gidip bir tabak çorba içeceğim...’ dedi.
İçim sızladı. Lokmamızı paylaştık...
Ve anamı anımsadım, anamdan bana yansıyan duygu birden canlandı, oğlu oluverdim birden.
Anamla iftihar ediyorum. Osmanlıdan kalma seferberlikleri yaşamış. (1902 / 1991)
Osmanlı kadın anam.
Çantasını deştik, konuğumuzun iki kalem aldım, çakmak vs. ... ödedim... Çantasını aldı, yollandı...
Bilmem anlatmaya değer anılar mıydı!!!
--- A r ş i v ---