0
Yorum
7
Beğeni
5,0
Puan
52
Okunma

Bölüm I: Fısıldayan Şüphe
Zeynep’in evliliği, dışarıdan bakıldığında sıradan bir sessizlik denizine benziyordu; oysa yüzeyin altında sinsi bir akıntı vardı. Her şey, kocası Murat’ın telefonunda titreyen o tek ismin, arkasındaki basit açıklamayla örtülememesiyle başladı: “Kahvede çalışan bir garson, Zeynep, ne var bunda?” Murat’ın sesindeki umursamazlık, bir perde gibi gerçeği saklamaya çalışıyordu.
Zeynep, Murat’ın yalanının ipliğini eline aldı. Gizlice ulaştığı telefon numarasıyla yaptığı dijital arayış, sadece bir isim listesi değil, Murat’ın ona kurduğu hayat sahnesinin arka yüzüydü. Ekranına düşen her etiket, Zeynep’in onuruna atılmış bir tokat gibiydi: #Gizem Gazino, #Gizem Kons Deniz Bar, #Escort Gizem.
Gördükleri, yalnızca bir meslek ihaneti değildi; bu, Murat’ın kendisine sunduğu kimliğe karşı işlenmiş bir cinayetti.
Bölüm II: Pişkinliğin Soğuk Duvarı
Zeynep, Murat’ın yüzüne, "kahvedeki garson" diye tanıttığı kadının Facebook fotoğrafını koydu. Cevap, beklediği feryat ya da özür değildi. Murat, sırıtkan, boş bir ifadeyle baktı, sanki Zeynep’in bulduğu şey önemsiz bir çocuk oyuncağıymış gibi. O pişkinlik anı, Zeynep’in ruhundaki camı çatlattı.
Murat, savunmaya geçti. Konuyu hızla değiştirerek, okey arkadaşının sevgilisiyle yaşadığı bir "vaka"yı anlatmaya başladı. Nasıl ki o kadını gece üç kez evine bırakmış, nasıl ki o kadın ondan etkilenmiş, numarasını istemişti. Kendi ağzından dökülen her kelime, evlilik kurumuna duyduğu saygısızlığın manifestosuydu:
“Eğer bedava bir ilişki isteseydim, girerdim zaten. Eğer o kadını isteseydim, senin yanında ne işim olurdu ki? Beni sevmeseydim, burada durmazdım.”
Bu sözler, Zeynep’in değerini sıfırlayan, onu bir geçici durak olarak gören bir mantığın ifadesiydi. Zeynep, artık sadece ihanete değil, onurunun ayaklar altına alınışına dayanmaya çalışıyordu.
Bölüm III: Son Çare ve Tehdit
Bu mücadele Zeynep’i yormuştu. Kendi gücünün tükendiğini hissettiğinde, son kaleye sığındı: Murat’ın ailesi.
Telefonda, sesi titrek ama kararlıydı: "Oğlunuzla mücadele etmekten yoruldum. O, kendi ailesine zulmedip, bekar arkadaşlarının kullandığı kadınlara özel şoförlük yapıyor. Biz hastaneye taksiyle giderken, o maaşını bu ilişkilere harcıyor. Ben bu evde artık kalamam."
Bu haber, Murat’ın babasının sert tepkisine neden oldu. Kısa bir süre sonra, Murat okeyden, verdiği sözü yine çiğneyerek, Zeynep’i aradı. Telefondan yükselen öfke, bir fırtınanın başlangıcıydı: “Senin derdin ne? Geliyorum eve, seni öldüreceğim!”
Zeynep, korkuyla titreyerek hemen kayınvalidesini aradı. Aile bir kez daha devreye girdi, tehditler savuran oğullarına fırça attılar.
Murat eve geldiğinde, o vahşi öfke tuhaf bir şekilde yumuşamıştı. Ancak bu yumuşama, pişmanlıktan değil, ebeveynlerinin müdahalesinden kaynaklanıyordu. Suratındaki öfke gitmiş, yerini manipülatif bir sitem almıştı: "Niye üzdün o yaşlı insanları?"
Zeynep biliyordu ki, mesele yaşlıları üzmek değil; mesele, Murat’ın kendi yalanlarının ve şiddet tehdidinin hesabını vermek istememesiydi. O akşam, Zeynep kendi hayatının o yalan dolu sayfasını kapatıp, yeni bir bölüm açmaya karar verdi.
5.0
100% (3)