Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
Muhsin DURUCAN
Muhsin DURUCAN

KONUMUZ: UMUT

Yorum

KONUMUZ: UMUT

0

Yorum

1

Beğeni

0,0

Puan

15

Okunma

KONUMUZ: UMUT


Konumuzu iki başlık halinde sunmaya çalışacağım.

Birincisi Umudu Öldürmek…
İkincisi Umudu Öldürmeyen Bir Kişilik…

“Ben umudumu insanlığı küçülten çıkar hesaplarına bağlamıyorum. Ben umudumu insanlığı yücelten duygulara bağlıyorum.”

Bülent ECEVİT
Facebook arkadaşım Reşit Çağın’dan aktardığım alıntı yazısını ilginç ve güncel buldum. Okurlarımla paylaşmak istedim:



Umudu Öldürmek…

“Kral, dondurucu bir kış mevsiminde gecenin soğuğunda nöbet tutan bir muhafıza sordu:
--Üşümüyor musun?
Muhafız:
--Ben alışığım kralım, dedi.
Kral:
--Olsun sana sıcak tutacak elbise getirmelerini emredeceğim, dedi ve gitti. Ancak bir süre sonra emri vermeyi unuttu...

Ertesi gün duvarın yanında muhafızın soğuktan donmuş cesedini gördüler. Muhafız duvara bir şeyler karalamıştı. Şunlar yazıyordu:
‘Kralım, soğuğa alışkındım, fakat senin sıcak elbise vaadin beni öldürdü!
Türlü vaatlerle, insanları bekleterek bir umuda bağlayarak kesinlikle imtihan etmeyin. Çünkü insan, bekletildikçe değişir. Beklettiğiniz kişi hakkınızda telafisi imkânsız olumsuz düşüncelere girer.’

Önce umudu öldürürsünüz. Ardından sevgi, saygı, güven ölür... Dostluk ölür...”

(Tarih Arşivi) Alıntıdır



Umudumuzu şiirlerle renklendirelim:

Umudumsun Sen
Gülünce yüzüne nakşeden desen
Gönlümü coşturan umudumsun sen.
Sevginin rüzgârı başımda esen
İçimi dolduran umudumsun sen.

Bitmeyen sevgiyle yola koyulduk
Yürekten sevginin peşinden koştuk
Birlikte olunca hep mutlu olduk
Sevgiye katılmış umudumsun sen.

Bıkmadan özlemle bana bakarsın
Hareli gözlerle beni sararsın
Kalbimi titretir durmaz yakarsın
Gönlümü avutan umudumsun sen.

Konuştur bekletme tatlı dilini
Vuslata ayarla gönül telini
Bırak nazlanmayı uzat elini
Duygumu okşayan umudumsun sen.

Bulansa da akıp hep duru kalmak
Durucanca amaç ilkeli durmak
Güzel anılara özlemli olmak
Anılara sadık umudumsun sen.

Muhsin DURUCAN


Beklenti ve Umut
Bitmek bilmiyor yarınların umutları
Gün gelir biteceği umudu ile yaşamak
Yarınların olacağı umudu ile
Yarınlar olduğu zaman

Peki, ne olacak hayat beklemekle
Yine bulunur beklenecek bir şeyler
İnsanoğlu işte hiçbir şeyden tamahkâr değil
Olamıyor bir şeyden tamahkâr

Hep arayış içerisinde bir şeylerin
Tatminkâr değiliz biz insanoğulları
Hep bir şeyler isteyip duruyoruz
Peki, istediğimiz olunca değişen ney
Hep yeni bir şeyler istemeye devam ediyoruz

Hep yeni bir şeyler istemeye devam ediyoruz
Sonu bitmek bilmeyen istekler arzular
Hayat boyu devam edip duruyor
Ta ki hayatın son bulduğu ana kadar…

Kemal ÇORUH

Umudu Öldürmeyen Bir Kişilik…



Filli Boya’nın Sahibi - Gözde Akpınar (Şimdilerde devrettiği söyleniyor.)

Henüz 25 yaşındaydı. Babasını kaybetti. Babasının prensesiydi. Ailenin tek çocuğuydu.

Sektöründe Avrupa’nın en büyük fabrikası, 340 trilyon liralık devasa ciro ve binlerce çalışanın sorumluluğu omuzlarına kaldı.

Cesareti vardı ama tecrübesi yoktu. Üstelik babası ona daima nasihat ederdi, “kaç kişi çalıştırıyorsan, o kadar insan akşam çorbasını içiyorsa, yüzün gülsün, yok eğer o insanlar akşam aç kalıyorsa, sen de aç kal” derdi.

Bu sözler kulaklarında çın çın çınlıyordu, altında ezilmeden taşıyabilmesi için zamana ihtiyacı vardı, pişmesi gerekiyordu. Şirketin yönetimini aile dostlarına ve profesyonellere bıraktı, kendi şirketine yönetim kurulu üyesi olarak katıldı. Öğrendi, öğrendi, öğrendi. 29 yaşında kendini hazır hissetti. Direksiyona geçti. Yönetim kurulu başkanlığı koltuğuna oturdu. Kriz ortamıydı. Herkes kemerleri sıkmaya gayret ederken, o tam tersini yaptı, Türkiye’ye olan güveniyle yatırımını arttırdı, herkes küçüldü, o büyüdü.

Babasının kendisine bıraktığını ikiye katladı, fabrika sayısını dörde çıkardı, çalışan sayısını üçe katladı. Vergi rekortmenleri listesinin değişmez ismi oldu. Türkiye’nin en güçlü 50 işkadınından biri oldu. Babasının vasiyeti gereği, kazandığını, toplumla paylaştı. Sosyal sorumluluk projelerine büyük önem verdi. Özellikle kadınlar için, fırsat eşitliğinden faydalanamayan kızlar için çaba harcadı. Aile Bakanlığı’yla işbirliği yaptı, “kadın ustalar” projesini hayata geçirdi, kadınlara 15 şehirde meslek eğitimi verip, iş hayatına kazandırdı.

Özgecan vahşice katledildiğinde, 30 televizyon kanalının reklam kuşaklarını eş zamanlı olarak satın aldı, yarım dakika boyunca simsiyah kararttı. Ne logo vardı, ne marka… Zifiri karanlıkta sadece “Özgecan için” yazıyordu.

Ticari kaygıyla değil, toplumsal bilinci arttırmak için yapılmıştı. Tokat gibi çarptı. Kadına yönelik şiddette böylesine etkili bir reklam tarihte görülmedi. “Bir kadın ve bir kız çocuğu annesi olarak, bu sorunu ruhumun derinliklerinde hissediyorum” düşüncesiyle.

Kadına yönelik şiddete dur demek için atılan her adımda yer aldı, her projeye katkı sağladı, para harcadı, mesai harcadı. Şiddet mağduru 12 kadının hayat hikâyesinin anlatıldığı “Ölümcül Yaralı” isimli uluslararası farkındalık projesine
İstanbul’da ev sahipliği yaptı. Tübitak ve Boğaziçi Üniversitesi’yle birlikte yoksul kız çocuklarımız için Bilim Kampı düzenledi.

Bazen milyonlarca Erkeğin yapamadığını, bir kadın yaparak bir anda her şeyi değiştirebilir.

*








Paylaş:
1 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Konumuz: umut Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Konumuz: umut yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KONUMUZ: UMUT yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL