Mezardakilerin pişman oldukları şeyler için, dünyadakiler birbirini kırıp geçiriyorlar. imam gazali
EYMEN ERENBAŞ
EYMEN ERENBAŞ

DEDE OLMAK ŞEFKAT İSTER

Yorum

DEDE OLMAK ŞEFKAT İSTER

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

21

Okunma

DEDE OLMAK ŞEFKAT İSTER

Bir sonbahar akşamı idi. Rüzgâr soğuk soğuk esiyordu. Bazen yağmur yağıyor ve gök gürültülü yordu. İşte böyle bir zamanda dünyaya geldim ben.
Acaba içim sonbahar gibi mi olacaktı. Ya da yağışlı mı?
Doğduğumda çok ağladım. Babam ben doğmadan ölmüş. Nenelerim ölmüş. Sadece dedem ve annem vardı hayatta.
Dedem bir baba gibi yanaşırdı. Belki kucağı bir baba şefkatinden daha alımlıydı. Onun kucağında iken ağlamıyordum. Aksine etrafa gülücükler saçıyordum. Çünkü dedem peygamberimizin dedesi gibiydi; heybetli, şefkatli, bakışı ve duruşu kötü insanları korkutur, iyi insanları kendine yakınlaştırırdı.
Geceler gündüzler günler haftalar aylar yıllar bir şelale misali geri dönmemek kaydıyla gelip geçti…
O kadar güzel günlerlim oldu ki annem anneliği ve nineliği dedem ise dedeliği ve babalığı en güzel şekilde yaşattı. Ben babamı bilmiyordum ama onunla yatıp onunla kalkmayı dedemin bana vermiş olduğu şefkat, özveri, özgüven sayesinde öğrendim. Dedem her gün şu nasihati yapardı ; ‘’Benim güzel torunum o kakar iyi insan ol ki sana kötülük yapan insanlara karşı şefkatli ve merhametli ol! Senin doktor olmanı çok istiyorum. Doktor ol ki bütün insanların hastalıktan kurtar. Evladım farklı farklı insanlarla tanışacaksın. Bazıları annesine asi olarak bazıları çocuklarını köle gibi kullanacak azıda büyüğünü küçüğünü sevgi ve saygıyı merhamet ve şefkat çerçevesinde hayatlarını yaşadıklarını göreceksin evladım …’’’
Dedem benim okumamı çok istiyordu. Kendi gözleriyle DOKTOR olduğuna dair diplomasını görmek isterdi. Ama zaman buna izin vermedi. Daha 10 yaşlarındayken dedem gece saat 3.00 sularında vefat etti. Dedemin vefat ettiğini görünce ağlamadım ağlasaydım onun ölümüne inkâr etmiş olurdum. Dedem o kadar iyiydi ki ölürken bile güler yüzlüydü. Dedemi en güzel şekilde son yolculuğuna uğurladık. Doğmadan babamı, küçük yaşta da dedemi kaybettim. Annemle beraber hayatta yaşamaya başladık. Allah bana öyle bir güç verdi ki sanki babamın ve dedemin gücünü bana nakşettirmiş. Küçük yaşta bir büyük insan gibi düşünüyordum. Annem benim için çalışıyordu. Bende dedem gibi olmak istiyor idim. Çünkü dedem anlatılmaz yaşanırdı.
Okullarda çok başarılı bir öğrenci idim. bütün sınıfları birincilikle bitirdim. Dedemin bir vasiyeti vardı ; ‘’sen doktor olacaksın! Herkesi iyileştireceksin. Son arzum budur.’’ Benim doktor olmamı çok istiyordu. Zaman geldi doktor oldum. Doktorluğumda bir sürü tez yazdım. Yaşım 30’a merdiven dayamıştı. Küçük yaşta BAŞHEKİM olmuştum. Herkesi iyi etmek için elimden gelenin fazlasını yapıyordum. Özellikle yaşlılara baktım. Hepsi daha 50 yaşlarındayken bir şey yapamaz hale gelmişler. Sanki dünyayı sırtına almışlar. Evlatları Babalarını ve dedelerini çok çektirmiş. Dedemin önceden bana vasiyet ettiği gibi farklı insanlarla tanışmıştım. Bir gün ayakları tutmayan bir adamı hastane getirdiler. Yaşlı dedeye baktığımda pislikler içinde bakılmayacak halde idi. Dedeye sordum ; ’’Senin bu halin nedir ? Hiç yakının yok mu? Sana bakan yok mu? ‘’ dedim. Dede de dedi ki ‘’ Evladım beş tane çocuğum var. Ama hiçbiri bana bakmıyor. Hepsi de zengin ve büyüklere karşı saygı göstermiyorlar. Şefkat yok, hepsinin kalbi katılaşmış.’’ Bende dedeyi iyice dinledim. Hayretler içinde farklı bir dünyaya gelmişim gibi oldum. Ağlamaya başladım. Dedem yaşlı dedeyi hastalığı ise kendine bakmadığından pislikten hasta olmuş. İğne vurdum. Bütün polikliniklere baktırdım. Sonra giydirdim. Her şeyiyle ilgilendim. Bir eve yerleştirip bir bakıcı tuttum. Bunları yaptıktan sonra dedeye sordum ; ‘’ Memnun kaldın mı? ‘’ diye. Dede de dedi ki ; ‘’Evet çok memnun kaldım. Bana hayatımda böylesine değer veren olmadı. Küçükken ben bile böyle sevgi beni çok güzel, saygı ve şefkatli biri olmadım. Sana bunu kim öğretti ?’’ dedi. Bende dedim ki ‘’ Dedem öğretti, beni çok güzel yetiştirdi. Bana sevgiyi saygıyı doğruluğu ve her şeyi öğretti. Ama küçük yaşta iken vefat etti. Her zaman bana bir tavsiye de bulunurdu ; ‘’ evladım eğer yardıma muhtaç kişi olursa ona yardım et! Doktor ol ki insanlara faydan dokunsun.’’derdi. Yaşlı dede ‘’ Ne güzel. Çok iyi bir deden varmış.’’dedi. Bende dedim ki ;’’Dedeciğim; sen hiç evlatlarına benim dedem gibi davranmadın mı? Hiç sevgi saygıyı öğrettin mi ?’’dedim. Yaşlı dede ise ‘’Hayır, öğretmedim. Ben sarhoşun tekiydim. Çocuklarıma değer vermezdim. Onlar hep kendi isteklerini yapar, ona göre yaşarlardı. Takip etmedim. Ben dedim ki ;’’ İşte siz evlatlarınıza nasıl davrandıysanız, onlarda size öyle davranırlar !’’ Yaşlı dede ise ;’’Evet, çok haklısın. Seni tanıyınca ne kadar hata işlediğimi anladım. Çok pişmanım.’’dedi.
Ve sonra ben evlatlarını araştırıp tanıştım. Tek tek muhabbet ettim. Başımdan geçenleri anlattım.’’Dedeniz size iyi davranmamış olabilir. Bu size kötü davranmanızı icap ettirmez.’’dedim. Onlara kısa zamanda sevgiyi ve şefkati aşıladım. Onlarda bana hak verdiler. Dedelerine bakmaya başladılar. Çocuklarına iyi bir şekilde yetiştirmeye kendilerine düstur edindiler.
Ve sonuç olarak, bir insan babasız doğa bilir ama vicdansız doğamaz. İnsanı vicdansız yapan etraftaki ortamdır. Onun için görmüş geçirmiş tecrübe edilmiş en büyük insanlar dedelerimizdir. Onları kendimize örnek almamız lazım bir gün bizde dede olacağız; daha iyi dede olmak için o koltuğu şahlandırmamız lazım. Dede olmak eline baston alıp yavaş yavaş yürümek değildir. Dede olmak oturduğu zaman şöyle geçmişine baktığında hayatını dolu dolu yaşadığını hissetmektir.
Bütün dedelerin ellerinden öpüyorum…

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Dede olmak şefkat ister Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Dede olmak şefkat ister yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
DEDE OLMAK ŞEFKAT İSTER yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL