0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
23
Okunma

Gavroche’a Yeni İletiler - Flamalı Yalnızlık -
"Gavroche’a Yeni İletiler Flamalı Yalnızlık" Ağustos 2025’te okurlarıyla buluşturulan, Yazar Sinan Ayhan’ın on üçüncü eseridir. Deneme türündeki kitap, yüz otuz dört sayfa hacminde ve KDY Yayınları etiketiyle okurlarıyla buluşturulmuş. Deneme yazıları giriş, gelişme ve sonuç üst başlığında tasniflenmiş.
"Gavroche’a Yeni İletiler Flamalı Yalnızlık" kitap ismi dikkat celp etmesi ve neden bu kitabın yazıldığı gibi kimi sorulara yazar önsöz yazısında cevaplandırıyor. Sinan Bey, 2001 - 2002 yılları arasında "Katlı Zımpara Perisi Gavroche" isimli on iki kitap sayfası hacminde uzun bir şiir yazar. Ayrıca bu uzun şiirine bu kitabında da yer vermektedir. Ayrıca yazar; "Düşüncenin ceplerinde hangi nurlar gizlenmiş, bir de "Gavroche" üzerinden bakalım. Yalnızlığımız mı? Bu toplumda o baki zaten" diyerek kitabın mahiyetini ve özetini önsöz yazısında sunmaktadır. Kitapta yer alan "Katlı Zımpara Perisi Gavroche" isimli on iki sayfalık uzun şiirinin son bölümü şu şekildedir. "ne sör ne dük ne avangard/ bir sanatkâr/ kafamızda sadece devrim resimleri/ tarihin çelik sayfalarına doğru yürüyor/ yürüyoruz" (s. 22)
Gavroche, Fransız Yazar Victor Hugo’nun 1862 tarihli meşhur Sefiller romanındaki kurgusal çocuk karakteridir. Gavroche, Paris sokaklarında yaşayan bir sokak çocuğudur. Başka ifadeyle Victor Hugo’nun Sefiller’inin şair ruhlu devrimci çocuk karakteridir. Temiz kalpli, cesur, hazırcevap ve sevimli bu çocuk maalesef ki romanda on iki yaşında iken gençliğine, çocukluğuna doyamadan ölmektedir. Sefiller romanını çoğumuz okumuşuzdur, biliriz. Biz yine romanı ana hatlarıyla kısaca hatırlayalım; Sefiller kitabı, 1724 sayfa ile birden çok cilt hacmindedir. Antimonarşizm, din, Adalet, siyaset ve ahlak felsefesini konu edinmektedir. Epik ve kurgusal tarih türünde yazılmış güzel bir romandır. Sefiller’in konusu dünyada iyilik yapma gücü bulan ama sabıkalı geçmişinden kaçamayan eski mahkum Jean Valjean’ın hüzünlü hikayesidir. Anne ve babası küçük yaşlarındayken ölmüştür. Jean, ablası ile yaşamaya başlayan bir gençtir. Çalışmak için iş bulamadığı için fırından ekmek çalar. Bunun cezasını hapishanede çekerken birçok kere hapishaneden kaçma teşebbüsünde bulunduğu için cezası fazlasıyla katlanır. Seneler boyu kürek mahkumluğu yapan Jean’ın toplum ile arasındaki yaşadıkları ele alınır. Jean, cezasını çektikten sonra geçmişi peşini bırakmayacak ve bir kez daha aynı hataya düşecektir. Bu ıslah sürecinde polis müfettişi Javert tarafından sürekli takip edilir. Gavroche, romanda tarihsel olarak 1830 - 1832 yılları arasında yaşar. 1832 yılında devriminde Gavroche çatışmalar sırasında şarkı söyleyerek fişek topladığı sırada vurularak bu hayattan koparılır. Romanda bunlardan başka karakterler de vardır elbette. En azından Sefiller romanını okumayanlar için merak duygusunu fazla törpülememek için değinimizi burada nihayete erdirelim ve esas konumuza geçelim.
Yazarın, "Gavroche’a Yeni İletiler Flamalı Yalnızlık" kitabında Gavroche’ya bir nevi seslenerek iki yüzün üzerinde seslenişlerle birlikte bir ileti sunulmaktadır. İletilerde geçen bazı seslenmeler şu şekildedir. "...katman katman karanlığı bilir misin Gavroche" (s. 26), "Hangi iz üzereyiz Gavroche, yine kasvet çöktü pencere pervazlarına..." (s. 41), "...Gavroche havalar ısındı" (s. 58), "...canım yanıyor Gavroche" (s. 58), "...kandırma beni Gavroche" (s. 60), "Gavroche’a bütün yollar dar" (s. 87), "gözlerim kapana dursun Gavroche" (s. 118) gibi.
"Gavroche’a Yeni İletiler Flamalı Yalnızlık" kitabında, "kan, büyücü, kanlı mendil, habbe, kunala, çıkrık, lamel, yedi uyurlar, etamin, gılgamış, iskarta, giyotin, apolet, retina, birsuri, gestapo, belit, düello, flamalı yalnızlık, narsist, mostra, türbülans, börü, squid game" gibi kelimeler ve isimler üzerinden iletiler vücut bulmaktadır.
Yazılan yazılar, şiirler atıflarla yol alır anlayışının canlı bir örneğini görüyoruz bu yazılanlarda. Konular dahilinde felsefi ve hermenötik bir incelemeler bütünü gibi. Şöyleki, Hz. Mevlana, Yedi Uyurlar, Rolling Stones, Niçe, Rimbaud, Hamlet,Şarlo, Hiroşima, Nagazaki, Kerbela, Karun" gibi bir çok gönderisiyle ve atıflarıyla yol alınmaktadır. Mesela Hz Mevlana’nın dediği gibi "bir çiş denizinde dışkı parçasına tutunmuş kendini gemi kaptanı zanneden sinekler ve vızıltılar" anlatımına yer verilir. Bütün bu anlatım yol ve yöntemi aynı senkronik duygudaşlıkla yolunu almaktadır.
"prelüd, postular, tüvit, burbon, izomer, fağfur, habbe, lepiska, hermesyan, olemp, perende, sımışka, snopse, francala, obskür, okült gratesk, berlioz, palimsest, artikül, piktogram, adle, göring, trençkot, pandüller, belit, derecat, enfiye, vassal, fevc, miniskül, medusa, kleptoman"gibi sözlük karıştıracağımız onlarca kelimenin anlatımlara misafir edildiğini görmekteyiz.
Yazar, önsöz yazısında da belirttiği gibi kendi kuramı olan "Bileği - Metni" anlayışını bütün kitaplarında olduğu gibi bu kitabında da uygular. "Bileği metni bir sözcük, binlerce anlam nüvesinin dünyaya bakan gözüdür" şeklinde tanımlar. Yazar için Bileği Metni, düşüncenin mayalı halidir. İlk önce "bileği - düşünce" devamında da oradan "Bileği - Metne" geçişi görür.
Öz olarak, bu yazılanların Gavroche üzerinden yalnızlık temasının iletiler, seslenme benzeri bir anlayışla işlendiğini görmekteyiz. Bu iletilerde taşınan yalnızlık, insanın içinde uluyan başlukları da ihtiva etmektedir. Varlık ile yokluk arasındaki bir çelişme gibi. Bu denemeler, sanatsal bir ileti boyutundadır. Gerek Gavroche gerekse de Lorca gibi farklı coğrafyaların gariplerine ve ezilmişlerine yer vermekte ve böylelikle göndermeler de bulunulmaktadır. Alımlayanlar için bütün bunlar, düşünsel bir zenginlik katmaktadır. Sonuçta zorluklar içerisinde ki yaşam herkesin kendi rolünü oynadığı bir süreç ve zaman aralığıdır.
İlkay Coşkun
Papatya Dergisi
Sayı 19, Aralık 2025