Gönlünün arzusuna göre iş yapma ki, sırtına pişmanlık yükü yüklenmeyesin. ferideddin attar
TİLHABEŞLİ FİLOZOF
TİLHABEŞLİ FİLOZOF

Kayseri’nin 1935’te Yakılan Işığı-Elektriğini Kendisi Üreten Fabrikanın Sessiz İnkılabı

Yorum

Kayseri’nin 1935’te Yakılan Işığı-Elektriğini Kendisi Üreten Fabrikanın Sessiz İnkılabı

( 2 kişi )

1

Yorum

3

Beğeni

4,5

Puan

202

Okunma

Kayseri’nin 1935’te Yakılan Işığı-Elektriğini Kendisi Üreten Fabrikanın Sessiz İnkılabı

Kayseri’nin 1935’te Yakılan Işığı-Elektriğini Kendisi Üreten Fabrikanın Sessiz İnkılabı

Cumhuriyet tarihinin büyük hamleleri üzerine düşündüğümüzde, çoğu zaman dev projeleri, büyük meydan konuşmalarını, siyasi kırılmaları hatırlarız. Oysa bazen bir milletin kaderini değiştiren şey, bozkırda sessizce yükselen bir fabrikanın bacasından çıkan ince dumandır. Çünkü o duman, yalnızca yanmış kömürün işareti değildir; o bir ülkenin kendi kendine yetme azminin, kendi gücünü keşfetme iradesinin de sembolüdür.

1935 Kayseri Sümer Bez Fabrikası işte böyle bir semboldür.

Bir fabrikanın “açılması” değil, bir zihniyetin inşa edilmesidir.
Ve o zihniyet, o yılların Türkiye’sinde bir devrim niteliğindedir:
Elektriği bile olmayan bir şehirde, kendi elektriğini üreten bir fabrika kurmak.
Bir Cumhuriyet Rüyası: “Sanayiyi şehirlerin beklemesine bırakmayacağız”
1930’ların başı…
Ankara’da yeni bir devlet büyük kanatlarını açmaya çalışıyor.
Ekonomik olarak genç, altyapı olarak yetersiz, fakat ideal olarak devasa bir ülke.
Ulaşım zayıf, demiryolları yeni yeni serpiliyor.
Elektrik altyapısı ise yalnızca bazı vilayet merkezlerinde mevcut ve o da pek istikrarlı değil.
Tam da bu dönemde, hükümet bir karar alıyor:
“Sanayiyi, altyapı gelsin diye bekletmeyeceğiz. Gerekirse her fabrikayı kendi enerjisiyle, kendi yaşamıyla, kendi gücüyle kuracağız.”
Türkiye’nin ilk büyük sanayi planı olan Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1934–1938) işte bu anlayışla hazırlıyor.
Planın en stratejik tesislerinden biri ise Kayseri’ye kurulacak modern bir tekstil üretim merkezi,
Kayseri Sümer Bez Fabrikası.
Neden Kayseri? Neden Kayseri’de elektrik yokken dev fabrika?
Kayseri, Anadolu’nun tam ortasında, ticaret yollarının tarihsel kesişiminde yer alıyor.
Ayrıca pamuk üretim bölgeleriyle bağlantısı kolay; hammadde ulaşımı ekonomik.
Bir başka önemli neden ise çok daha stratejik:
Sanayi yalnızca İstanbul veya İzmir’e sıkışıp kalmasın, Anadolu’nun ortasında da bir üretim omurgası kurulsun.
Kayseri seçiliyor.
Ama bir problem var:
Elektrik yok. Şehirde modern sanayiyi kaldıracak bir enerji altyapısı yok.
Bugün belki tuhaf görünebilir, ama 1930’larda Türkiye’de birçok şehirde elektrik gece belirli saatlerde yanıyor, bazı yerlerde ise tamamen yok.
Kayseri de bu şehirlerden biri.
Peki o zaman ne yapmak lazım?
Cevap dönemin vizyonunda saklı:
“O halde fabrikanın elektriğini de biz üretelim.”

Sovyet-Türk işbirliğinin mühendislik mucizesi
Fabrika, 1934’te Sovyet mühendislerinin projelendirmesiyle planlanıyor.
16,5 ay gibi bugün bile etkileyici sayılacak bir sürede inşaat tamamlanıyor.
Bu işbirliği, Türkiye’nin o dönemki dış politikada ekonomik bağımsızlığını güçlendirmek için kurduğu dengeli ilişkilerin bir meyvesi.
Sovyetler,
Sanayi planlaması

Mühendislik kadroları
Proje çizimleri
Makine donanımının büyük kısmı
konusunda teknik destek sağlıyor.
Türk mühendis ve işçileri ise projeyi uyguluyor.
Bu ortaklık, Anadolu’da bir mucize yaratıyor:
Elektriği olmayan bir bölgeye, kendi elektriğini üreten bir sanayi kenti kurmak.

Fabrikanın kalbi: 4.500 kW gücünde dev elektrik santrali
Kayseri Sümer Bez Fabrikası, yalnızca üretim makineleriyle değil, içindeki santral ile de dönemin ilerisinde bir yapıydı.

Santral şu düzen üzerine kuruldu,
Her biri 1.500 kW gücünde üç buhar türbini
İki türbin sürekli çalışır, üçüncü türbin yedek olarak bekletilirdi
Yüksek basınçlı buhar kazanları
Yerleşke içinde elektrik dağıtım şebekesi
Toplam kurulu güç: 4.5 MW

Bu rakam 1935 yılı için çok yüksek bir değerdir.
Türkiye’de pek çok şehir o tarihte 4.5 MW elektriğe sahip bile değildir.
Tesis, yalnızca makineleri değil,

Lojmanları
Atölyeleri
Yönetim binalarını
Hamamı
Sinemayı
Kreşi
Yolları
Pompa istasyonlarını
Depoları
aydınlatıyordu.

Yani fabrikanın içinde bir mikro şehir bulunuyordu ve bu şehir tamamen kendi elektriğiyle yaşıyordu.

Sümerbank Kayseri yerleşkesi, o yıllarda Türkiye’de modern anlamda planlı kentleşmenin ve enerji bağımsızlığının en başarılı örneklerinden biriydi.

Bir sosyal yaşam laboratuvarı
Bugün birçok modern kampüste bile bulunmayan düzen, 1935’te Kayseri’de vardı,
Modern lojmanlar
Spor tesisleri
Hamam
700 kişilik sinema
Kreş ve ilkokul
Yeşil alanlar
Mesleki eğitim atölyeleri
Sağlık birimleri
Bu yapılaşma, Cumhuriyet’in “yalnızca üretim değil, insan yetiştirme hedefinin somutlaşmış hâliydi.
Kayseri’de binlerce kişi için fabrika yalnızca bir işyeri değil, bir yaşam alanıydı.

Kayseri’nin dönüşümü: Fabrikanın şehirleşmeye etkisi
Fabrika açıldığında Kayseri’nin nüfusu yaklaşık 50–60 bin civarındaydı.
Sümerbank kompleksi, şehre,
Ekonomik canlılık
Göç
Eğitimli işgücü
Altyapı gelişimi
Kent kültürü
getirdi.
Bugün Kayseri’nin modernleşmesinin kalbinde bu fabrikanın katkısı inkâr edilemez.
O dönem halkının anlattıklarına göre,
“Şehrin ışıkları ilk kez fabrikadan taşarak evlere kadar ulaştı.”

Bu cümle sadece bir mecaz değildir; çünkü o yıllarda şehirde elektrik bulunmadığı için bölgedeki ilk sürekli elektrik kaynağı gerçekten fabrikanın santralidir.

Günümüzde sessiz bir anıt- AGÜ Kampüsü
Zaman geçti, Türkiye büyüdü, sanayi politikaları değişti.
Sümerbank fabrikaları birer birer kapandı veya dönüştürüldü.
Kayseri Bez Fabrikası’nın üretim faaliyeti sona erse de binaları yıkılmadı.
Bugün o tarihi fabrika,

Abdullah Gül Üniversitesi’nin kampüsü olarak yaşamaya devam ediyor.
Binalar restore edildi, korundu ve yeniden işlevlendirildi.
O duvarların arasında çalışan makinelerin sesi artık yok; ama o duvarlar hâlâ bir şey fısıldıyor:
“Bağımsızlık, kendi gücünü üretmekle başlar.”

Kayseri Sümer Bez Fabrikası’nın bize bugünkü mesajı
Türkiye’nin enerjide ve teknolojide bağımsızlık arayışı sürüyor.
Yenilenebilir enerji, yerli sanayi, üretimde özerklik gibi hedefler her gün konuşuluyor.
Ama belki de bu hedeflerin en yalın ifadesi, 1935’te Kayseri bozkırına kurulan o fabrikanın vizyonunda saklı,

Elektrik yoksa şikâyet etmeyeceksin.
Makine yoksa dışarı bakmayacaksın.
Fabrika yoksa “kurulmaz” demeyeceksin.
Gerekirse elektriği de, makineyi de, fabrikanın kendisini de “kendin kuracaksın.”
Sümer Bez Fabrikası’nın en büyük mirası işte bu zihniyettir.
Bugün dahi Türkiye’nin kalkınmasında yol gösterici olabilecek bir zihniyet:
Bağımlı değil, üretici; bekleyen değil, kuran; boşluk arayan değil, çözüm üreten Türkiye.

1935 Kayseri’sinden bugüne gelen o ışık...

Kaynakça
Atatürk Ansiklopedisi, “Kayseri Sümerbank Mensucat (Dokuma) Fabrikası” – Elektrik santrali ve türbin bilgileri.
Arkitera Mimarlık Arşivi, “Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası” – Açılış tarihi, inşaat süresi, yerleşke alanı.
Mimarlık Dergisi, “Sümerbank Kayseri Bez Fabrikası ve Lojmanları” – Sovyet proje desteği ve sosyal alanlar.
Birinci Beş Yıllık Sanayi Planı (1934) – Sümerbank tekstil tesisleri planlaması.
Abdullah Gül Üniversitesi – Tarihi fabrika yapılarının dönüşümü ve koruma notları.

Erol Kekeç/5.10.2025/Namazgah/İST

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 

Topluluk Puanları (2)

5.0

50% (1)

4.0

50% (1)

Kayseri’nin 1935’te yakılan ışığı-elektriğini kendisi üreten fabrikanın sessiz inkılabı Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Kayseri’nin 1935’te yakılan ışığı-elektriğini kendisi üreten fabrikanın sessiz inkılabı yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Kayseri’nin 1935’te Yakılan Işığı-Elektriğini Kendisi Üreten Fabrikanın Sessiz İnkılabı yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Volkan70
Volkan70, @volkan70
9.12.2025 04:25:51
"Cumhuriyet Dönemi Türkiyesi'nde Millîleştirmeler Meselesi (1923-1938)
Yıl 2024, Cilt: 2024 Sayı: 1, 128 - 148, 19.02.2024
Volkan Soran

https://doi.org/10.58646/bengi.1429755
Öz
Millîleştirme, yabancı sermayeye ait işletmelerin kamu yararı adına devlet mülkiyetine alınmasıdır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk yıllarında izlenen millîleştirme politikasının nedenleri ülkedeki yabancı sermayenin durumuyla bağlantılı olmuştur.
Osmanlı Devleti zamanından kalma onlarca yabancı sermayeli ve ayrıcalıklı şirket 1920’li yıllar boyunca da varlığını sürdürmüş; ulaşım, iletişim, madencilik gibi alanlarda faaliyet göstermeye devam etmiştir. Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran yönetici seçkinler ise ülkedeki sermaye ve yatırım yetersizliğinden dolayı söz konusu şirketlere karşı tutarlı bir tavır takınamamıştır. Ne var ki, Lozan Antlaşması’nın hükümleri gereği Türkiye’nin uymak zorunda kaldığı ekonomik sınırlamaların kalkacağı 1929 yılı aynı zamanda tüm dünyayı etkisi altına alan büyük ve derin bir ekonomik kriz yaratınca devletin ekonomide daha etkin olduğu bir politikaya dönülmüştür.
O döneme dek yalnızca 3 yabancı şirket kanun yoluyla ve satın alınarak millileştirilmişken, 1930’lu yıllarda benimsenen devletçilik denemesiyle birlikte 13 yabancı şirket daha satın alınmış ve devlet tarafından işletilmeye başlanmıştır. " ALINTI
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL