0
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
53
Okunma
Derin tarih ağustos 2014
bağırıp çağırmak, birbirini karalamak ve toplumdan dışlamak sadece görüşe göre kötü anlamının güçlenmesi ve yayılması Bu hoşgörüsüzlüğün başlangıcını oluşturur. Şeytanlara da bu gerekir!
Dostoyevski
Eski kitap kokusunu sevenler eski dergi kokularınıda seviyormu acaba sizce ayda ne kadar harcamalıyız kitap alışverişlerine ben ayda 500 tl harcıyorum genelde nadir kitaptan alışveriş yapmaya o eski
dergilere okumak o kadar derin bir okyanuski bazen insan içinde boğuldum zannediyor insan sevince daha fazla o işle meşgul olmak o işi daha fazla yapmak istiyor ama kendimi daha çok
kasarken efendimiz SAV koşuyor yardımıma ve diyorki her harf bir sevap hrr elif bir harf yani yavaş yavaş hece hece okuyalım çünkü bir işi ne kadar çok yapmak istesekte çok okuyunca iş
bitmiyor derin tarih ağustos 2014 sayısı genel yayın yönetmeni Mustafa Armağan filistin için şunu diyor filistin 70 yıldır bir kafes açık hava hapisanesi insanlar sıramızın gelmesini bekliyoruz diyorlar
evet Mustafa Armağanın Gazze ölümle yüzyüze yaşayan insanların ülkesi ingiliz ve fransızlar 1945 ten beri işgal ettiği bu ülkeyi dünyanın gözü önünde işgal edip milyonlarca çocuğu bombalarla
paramparça etmişti bu ayki sayıda Armağan bey bizleri soylu bir direnişe ulu sultan Abdulhamidin mücadelesini okumaya davet ediyor dostoyevskinin dediği gibi birbirimizi karalamak sadece şeytanları memnun eder kötüye güç verir
Filistinden tek toprak parçası satmam
Siyonizm emperyalizmin gülünç bir taklididir siyonizm ve emperyalizm aynı sülaleden gelen aynı ihtiyaçlardan doğan bir düşünceler ailesi
Edward Said
Abdulhamid han siyonizm ile savaşırken şunu söylüyordu filistinden bir karış dahi toprak vermem osmanlı dağılırken ingilizler paylaşım plânlarına başlamıştı ve ilk sözü Yahudilere filistini vaad etmek
oldu birinci dünya savaşında pek çok ülkeyi sömürge haline getiren ingilizler yine kendileri gibi işgalci bir halk olan Avrupalı Yahudilere hiç çekinilmeden altın bir içinde nezaketle ikram ediliyordu
Gazzeyi kuşatan ingilizler ilk savaşta başarılı olamasada 3.taarruzda başarılı olacaktır gazzeyi alay sancağı ile bir yiğit ve kahraman gibi savunsada ingilizler kanlı dişleri ile pek çok kan dökecektir
İşgal edildikten sonra yahudi milliyetçisi Theodor herzl ile Abdulhamidi yolları kesişecektir fransada başlayan ulusal akım pek çok devlet gibi osmanlıyıda etkileyecek ve dağılıp bölünecektir
İşte milli söylemlerle Yahudilerin kutsal topraklara dönme zamanının geldiğine inanan yahudiler ve herzl Yahudiler için bir devlet kurulması gerektiğine inanıyordu fakat Abdulhamit Han
Yahudilerin bu düşüne tek bir adım dahi atmayın ben bir karış toprak dahi satmam benim filistinde suriyede tek bir neferim dahi kalmadı bu topraklar kanları ile halka aittir diyerek engel olacaktı o filistinin kesilip biçilmesine razı olamam diyordu
Çaldıran Savaşı
Halkımız öylesine korumasız, öylesine karanlığa ve ahlaksızlığa gömülmüş ki! Bu anlamda onları yönetenler öylesine yetersiz ve az ki!
Dostoyevski
Çaldıran savaşının üzerinden 510 yıla yakın bir zaman geçti vergiler altında ezilen onların korumasızlığından vergi olaylarının eziciliğinden faydalanan şah ismail bunu bir fırsat görüp her ne kadar
daha önceki yenilmezliğinin cesareti halka sokulacak onları kendi yanına çekecekti fakat tüm bunlara rağmen 23 ağustos 1514 te çaldıran ovasında büyük zafer kazanan Yavuz Han böylece şah
ismail efsanesinide bitirecektir bu zafer siyah atı ile resmedilen Yavuz Han böylece başta diyarbakır amid olmak üzere pek çok bölgeyi fethederek Anadolu birliğini kurmuş oluyordu ÇALDIRAN SAVAŞI iki türkün birbiri ile olan savaşıdır yönetenlerin yetersiz ve az oluşunu fırsat bilen şah ismail haksız alınan vergileride bahane edip osmanlı halkını kendi yanına çekmeye çalışmıştır Mezhep çatışmasının etkin rol oynadığı çaldıran savaşında şii inançlı şah ismail dailer askerleri vasıtası ile Anadoluda büyük karışıklıklara sebebiyet verdi 1512 de çıkan şah kulu isyanına destek veren Şah ismail tek başınıza korumasızsınız ve sizi yönetenler yetersiz diyerek halkı osmanlı devletine karşı ayaklandırmıştır bu ayaklanmalar sonucu çıkan Nur Ali halife isyanında Anadoluda 50 bin kadar insan öldü ve pek çok ev yağmalandı
Hayırlı kahve keyifleriniz olsun inşAllah
Ne müthiş bir tablo, rezillik, skandal, öfkeli çığlıklar, haykırışlar duyulurdu!
Dostoyevski
Bir dergiyi dergi yapan resimleridir özellikle atlas dergisini okumuş iseniz bunu rahatlıkla farkedebilirsiniz tablo gibi resimler resimler öyle güzelse kim bilir yanına gitsek hangi duygular içinde oluruz
Derin tarih bizlere kahve fincanlarındaki zerafeti tanıtıyor ve kahvenin hayatımıza girdiği günden itibaren pişirildiği kaptan kavurulduğu köze kadar üzerine methiye ve mersiyeler dizildiğini söylüyor elde
tutulan fincanları ise zarif bir kalkana benzeten derin tarih dergisi kahve keyfini ise şu şekilde tarif ediyor efsunlu kokusu ile tiryakilerini bir ele geçirdimi bir daha bırakmaz Hz Süleymanında içtiği kahve
hakkında ise rivayetler bitmez efsanelerin ardı arkası kesilmez dostoyevskininde dediği gibi dünyada ne müthiş tablolar fakat sadece dünyanın rezilliklerini görüyor sadece çığlıklarını duyuyoruz
Açık arttırmalarda milyonlarca dolara satılan kücük paha biçilmez kahve fincanları aynı zamanda çay saatlerimizin tanıklarıdır kaç kez fotoğrafını çekip instagramda durum yaptık kahve fincanını
biz Türk insanında çay saatleri o güzelim kahve keyifleri kıymet bilene müthiş bir tablo dünyanın çığlık ve haykırışından bir kaçıştır mutluluk kahvenin telvesinde çayın muhabbetinde saklıdır Allahım sen dostlarımızla kahve içmeyi nasip et bize
Konya Karapınar ve 2.Selim
Sizlere hile yaptığını itiraf ettiyse bana ne? Onun kendine göre bir hesabı var, benim elimdeyse gerçek var, beni rahat bırakın!”
Dostoyevski
Hile ile herkesin kendi elinde tuttuğu hesap defteri olsada sultan 2.selimin beni rahat bırakın bu halktan banane demeyip sorumluluk ve vazife bilinci ile inşa ettiği bir bölgedir Karapınar Sultan 2.selim ben halkıma sırt dönemem ve derdinizden banane diyemem diyordu ve orta Anadolunun en kurak en ıssız bölgesinde bir şehir inşa ediyordu pek çok tarihçi tarafından alkolik olarak gösterilsede 2.selim alimleri dinler onların dilinden güzel sözünden hoşlanırdı savaş ve cenk isteyenlere size hile ve kılıç benim elimde ise gerçek var hakikat var beni rahat bırakın diyordu O Alim sözünü imar faliyetlerini savaştan binlerce ganimetten sahip olunacak kızıl develerden daha değerli göruyordu zaten osmanlının koca mimarı sinana yaptırdığı selimiye camii bunun en büyük kanıtıdır Konya ereğli arasında inşa ettirdiği karapınar külliyesi sayesinde ıssız ve kurak bölge bugün karapınar olarak bilinen kalabalık ve güvenilir bir şehre dönüşecektir dostoyevskinin dediği gibi kimi insan hilecidir ve herkesin kendine ait bir hesabı vardır kimi insan banane beni rahat bırakın desede atalarımız tüm kusurlarına rağmen dedelerimizdir ve bugün karapınar konyanın bir ilçesidir en büyük güneş enerjisi santrali bu ilçededir
En büyük başlangıç niyet etmektir
İşe sonundan değil, başından başlanması iyi olurdu.
Dostoyevski
Her işin başlangıç yeri insanın ettiği niyetdir Fatih Sultan Mehmetde Allah için Allaha ulaşma gayreti ile çıktığı fetih yolculuğunda tüm müslümanları zafer yoluna tekbir Allahu ekber demeye
çağırıp davet ediyordu her işin başında Allah için edilen niyet ve besmele sözü vardır işte bu niyetle yola çıkan Fatih Han askerleri Muhammed ordusu fetih namazını Ayasofyada kılacak istanbul
10 bin müslüman getirdiği tekbir sadası ile inleyecek adeta yenibir başlangıç yaşayacaktı muhteşem demler muhteşem dönemler istanbulun fethi ile birlikte 10 bin kişilik islam ordusu bayram namazını
Gazamız var olsun Muhammedi ordu kaim olsun diyip birbirleri arasında ahiret kardeşliğini inşa ediyorlardı Fatih Sultan Mehmed han ise o gün beyaz burak atının üzerinde sezarlardan daha kudretliydi
Ayasofya-i Kebir Camii vede İstanbul’un fethi yalnı Türk ve İslâm tarihi açısından değil tüm insanlık için büyük bir dönüm noktasıdır osmanlı bu fetih sonucunda dünyanın en güçlü devleti olarak kabul
görür dostoyevskinin dediği gibi işe sonundan değil başından başlanması iyi olur Fatih Han Allah için çıktıysam ayıda verseler güneşide serseler vazgeçmem diyen efendimiz SAV aşkı ile yola çıkmış ve en büyük zaferi kazanmıştır inşAllah
Yazarlarımızı dualarda yaşatalım inşAllah
Durkheim sosyoloji insanların acılarını dindirmeyecekse lanet olsun böyle ilme" der.
Her kitabı bir saray gibi gören cemil meriç sözleri bugünde pek çok kişinin aklında ilk günkü tazeliği ile hatırlanan türk felsefesi ve müteffekkirliğinin önemli isimlerinden pek çok kişiyi etkileyen bir dava adamıdır
Her kitap, tılsımlı bir saray sözü ona aittir yine 150 yıldır batının gölgesinde yaşayıp bir batı taklitçiliğine özendiğimizi şu sözü ile dile getirir 150 yıldır bir gölgeler âleminde yaşıyoruz ilim adamımız değerli kalem sahibi ve kitap ehli Cemil meriçe göre kitabın okunma ve yazılma amacı kendinden kopan insanı düştüğü karanlıktan çıkar insanını unutan türk aydınına yeniden bu güzel halkı
hatırlatmaktır felaketlerin en büyüğü. Mağaraya zincirliyim zaaflarımdan diyen ve bu zaaflarından kurtulmak insandan kaçıp kitap kokusuna sığınmış ve kitaba olan aşkı ile gözlerini feda etmiştir
Insan kucağında yaşadığı toplumdan sıyrılamaz. Sıyrılırsa okunmaz ve anlaşılmaz bugünde cemil meriçin doğum yeri olan hatayda cumhurbaşkanı ve kızının desteği ile cemil meriçin evi müze
oldu ve ziyaretçileri bu eve gelen insanları
Cemil meriçin kitapları onun hayatını anlatan belgeseller bekliyor cemil meriçin isteğin milyonlarca kalpte değil tek bir kalpte yaşamaktı ne dersiniz onu dualarla anıp kalplerimizde yaşatmaya el fatiha
düşünce ve ışığın egemenliğinin ülkemizde, neresi olursa olsun, kısa zamanda kök salacak güçte olduğuna da derin bir inanç besliyorum,
Dostoyevski
Ülkemizde fanus içinde yanan bir kandil nurdan bir damla var yeterki ortak bir değere sahip olalım o fanusun içindeki kandili tevhid ışığını tek bir bölgeye tutmayalımki hepimiz faydasını görelim
Ülkemizin önemli zenginliklerinden biride
Van şehrimizin eşsiz güzelliklerinden olan Akdamar adasıdır vanın gevaş ilçesinde bulunur adadaki akdamar kilisesi kutsal haç adına ermeni kralları tarafından
yaptırılmıştır ermeni vaspurakan kralı 1.gagik tarafından 915-921 yılları arasında yaptırılmıştır güzel bir fikir ve düşünceden yayılan ışığın ülkemde kök salacağına dair sağlam bir inanç besliyorum yeterki ortak
değerlerimizin sayısını çoğaltalım dostoyevskinin dedigi gibi düşünce ve ışığın egemenliği ülkemizde kök salacak yeterki almakla değil vermekle yüceleceğimizi bilelim hakkın egemenliği
kök salacaktır maneviyat ilim ve bilim kızıl develere sahip olmaktan daha kıymetlidir Van Akdamar kilisesi ülkemizi tanıtmak için unesco dünya mirası listesine girmek için başvurusunu yaptı 915-921 yılında
yapılan kilisenin amacı kudüsten irana kaçırılan ve 7.yy da kutsal olan hakiki haçın bir parçasını korumaktı işte ülkemiz böylesine binlerce tarihi kültüre sahip asıl memleket ibadet ettiğimiz şehirdir ibadet kıymet vermeyi incitmemeyi öğretir
Kışın güneşin yazın gölgenin önemi var
Bu sönen mevsimin son nefesi bu soğuk nağme derki ey faydasız inleyen ömür şarkı söyleme zamanı geçti sen baharın kudmünü beklerken yaz hayata veda edip gidiyor seni güzün eline bırakıyor
Tevfik fikret
Ağustostan sonra kışın gelişini ve bahara veda edişimizi anlatan değerli şairimiz tevfik fikret her bir vedanın ardından inlemenin geldiğini baharın şarkı söyleme kış ile güz mevsiminin ise bir veda ediş
olduğunu anlatıyor peki bu yaz mevsimi ne demektir yaz aylarının ardından hazan mevsimi gelir fakat o yaz yavaş yavaş aramızdsn ayrılırken sıcaklık ve güneş en tepe noktaya çıkar bu günler genelde 18
Ağustos gününe rastlar eyvamı bahur denilir o günler ağustos ayı aşırı sıcak olduğundan dolayı içinde odun yanan bir fırına benzetilir havaya kavurucu bir hava hakimdir eyyamı bahur isminin anlamı
Ağustos ayının ilk yedi günü demektir Tevfik fikret ayrılığı şu sözler ile tanımlar
şu ayrılık duygusu yok mu, şu ayrılık duygusu... Kolumu kanadımı o kırardı işte, bir kızgın ateş düşerdi yüreğime İşte mevsimlerin bitişi günlerin ard arda gelip gidişi yaprağın dalından kopup düşmesi bize ayrılıkları haber veriyor ve her güzel mevsimden sonra her ayrılışta mutlaka insanın bir yerinin kanadığını söyleyen atalarımız ağustos ayını şu dize ile ifade ediyor ağustosta beyni kaynayanın zemheride kazanı kaynar ağustosta gölge kovan zemheride karın ovar evet her mevsimin bir güzelliği var kışın güneşin yazın gölgenin önemi var kıymet bilelim
Büyüksün Allahım bizleri aydınlat
aydınlanmanın kimseye zarar vermeyeceğini biliyor ve buna kesinlikle inanıyorum.
Dostoyevski
Evet kitapları okuduğumuz kadar dergileri okumuyoruz oysaki hiç bir icat boşuna değil dostoyevskininde dediği gibi hayatın ipleri bizim elimizde ve biz o iplerle bir salıncakta inşa edebiliriz dar ağacıda
Yani okurken internetten dergilerdende faydalanalım derin tarih gazveleri ile meşhur olan bereket ve uğur ayı olarak bilinen şevval ayını inceliyor bir aydınlık ve bir tutam aydınlanmanın kimseye zarar
vermeyeceğine inanıyorum şevval ayı ruhları aydınlatan maneviyatımızı zengin eden Ramazan ayından sonra ulaşılan bir aydır Allah Teala bizleri seviyorki pek bereketi böyle önümüze çıkartıyor
Şevval ayı faziletli bir Allah Teala bizleride faziletine eriştirsin inşAllah şevval ayı içinde kutlu hicret olayını barındırırken kelime anlamı yukarı kalkmak yükselmek şeklinde ifade edilir dostoyevskinin dediği
gibi aydınlanmanın kimseye zarar vermeyeceğini biliyor ve buna kesinlikle inanıyorum bu aydınlanmada ancak Allah Tealaya ulaşmanın gayreti sayesinde gerçekleşir Allaha yakın olan aydınlıkta
Allah Tealadan uzak olan ise karanlıkta yaşar Ya Rabbül Alemin sen bizi karanlıktan aydınlıktan çıkar mübarek gün ve gecelerini ihya eden kullarından eyle bizleri senin yolunda yaptığımız cihatları secdeleri kıyamları sen kabul et büyüksün
5.0
100% (1)