1
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
199
Okunma

Sevgili Öğretmenlerim;
Sıkıntılarınızı isteklerinizi çeşitli vesilelerle dile getiriyor ve yetkililerle paylaşıyorsunuz, bende yıllardır içimde biriken bir kaygıyı sizlerle paylaşmak istiyorum. Öğretmenlik, yalnızca öğrencinin zihnini değil; karakterini de yoğuran bir meslek… Ve bu mesleğin görünür yüzü olan kılık-kıyafetin artık eskisi kadar ciddiye alınmadığını görüyoruz.
Bir zamanlar öğretmen, okulun kapısından içeri adım attığında kendisine özgü bir vakar taşırdı. Erkek öğretmenler takım elbiseleriyle, temiz tıraşlarıyla; kadın öğretmenler özenli kıyafetleriyle öğrenciye daha derse başlamadan bir mesaj verirdi;
“Ben buradayım, sana örnek olmak için.”
Bugün ise birçok okulda tablo değişmiş durumda. Kot pantolon, spor ayakkabı, tişört, özensiz sakal… Sınıfa giren kişinin öğretmen mi, yoldan geçen biri mi olduğu çoğu zaman ayırt edilemiyor. Evet, çağ değişti; rahatlık modern zamanların ortak dili oldu. Fakat unutmamak gerekir ki, öğretmenlik rahatlığın değil, temsilin mesleğidir.
Kılık-kıyafet bir öğretmenin mesleki niteliğini tek başına belirlemez; elbette işin özü bilgide, emekte ve iyi niyettedir. Ancak görünüm, öğrencinin öğretmene bakışını etkiler. Saygı çoğu zaman ilk izlenimle başlar. Düzenli giyinen bir öğretmen sınıfa girerken disiplini sağlar. Öğrenci, örnek aldığı kişinin duruşunu da kıyafetini de hafızasına yazar.
Bunun tam tersinde ise bir belirsizlik başlar. Öğretmenlik kimliği sıradanlaşır; öğretmenin otoritesi görünmez hale gelir. Bugün okullarda yaşanan disiplinsizlilerin bir bölümünde, bu kimlik erozyonunun da payı olduğunu düşünmeden edemiyorum.
Burada mesele kimseye zorla kravat taktırmak değil, kimseyi eskiye döndürmek değil. Mesele, öğretmenlik kültürünün inceliğini yeniden hatırlamak.Bu meslek, ciddiyeti ve vakarını her dönem korumak zorunda. Öğretmen öğrencisine yalınızca bilgi taşımaz; hayatın nasıl yaşanacağını da kendi haliyle öğretir.
Geliniz, öğretmenlik mesleğinin dış görünüşle yansıyan saygınlığını yeniden hatırlayalım. Öğretmenin kıyafeti, onun ciddiyetinin sessiz dilidir. O dili kaybedersek, geleceğimizi inşa eden mesleğin görkemi de sessizce kaybolur.
Geleceğimizi yetiştiren o büyük mesleğin onuruna sahip çıkalım.
Fevzi GÜLTUNA
5.0
100% (2)