Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Bakûrî
Bakûrî

KARLA ÖRTÜLÜ DAĞ KÖYÜ VE ANNEMİN KUŞA DÖNÜŞEN KIZ HİKÂYESİ Yine kar yağmıştı doruklara… Diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a

Yorum

KARLA ÖRTÜLÜ DAĞ KÖYÜ VE ANNEMİN KUŞA DÖNÜŞEN KIZ HİKÂYESİ Yine kar yağmıştı doruklara… Diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

28

Okunma

KARLA ÖRTÜLÜ DAĞ KÖYÜ VE ANNEMİN KUŞA DÖNÜŞEN KIZ HİKÂYESİ Yine kar yağmıştı doruklara… Diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a

KARLA ÖRTÜLÜ DAĞ KÖYÜ VE ANNEMİN KUŞA DÖNÜŞEN KIZ HİKÂYESİ

Yine kar yağmıştı doruklara… Diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyünün yollarını çoktan kapatmıştı. Elektrikler yoktu. Köylü, benzinle yanan lambanın etrafında toplanırdı akşamları. O loş ışığın altında, sobanın çıtırtısı eşliğinde, kadınlar hikâyeler anlatır, masallar söyler, bilmeceler sorardı.
Belki de mutluluğun resmi çizilse, o kış akşamlarındaki sade mutluluk olurdu: azla yetinme, olanla mutlu olma hâli…

Kış, bu dağlarda altı ay sürerdi. Küsler barışır, dargınlar kapısını çalardı birbirinin. Çünkü başka çare yoktu; bu beyaz sessizliğin içinde kimse kimseye küslük taşıyamazdı. Dışarıda eksi derecelerde bir soğuk, içeride sobanın üzerinde kaynayan çayın buharı…
Ve her zaman olduğu gibi, evin kalbi annemin sesiydi.
Geceleri kar fırtınası kopardı bazen; sanki kıyamet yaklaşır gibi olurdu. Çocuk aklı işte, kar durmayacak sanırdım bazen. Umut tükenir, içimiz karamsarlıkla dolar, baharı dört gözle beklerdik.

Sobanın yanışı ise içimizdeki umutsuzluğu kırardı.
Fırın içinde pişen patateslerin kokusu…
Kuru ekmekle yenen tulum peyniri…
Babamın peyniri sobanın üstünde eritip yemesi…
Saç sobanın kızarmasıyla evin içinin hamam gibi olması…
Sabahları yataktan çıkmak istemezdik. Akşamdan kalan külün içinde annem sobayı tutuşturur, ev ısındıkça biz de uyanmaya başlardık. Kahvaltıdan sonra koyunlar "dangi" denen yerde Köme Köme beslenirdi; günde iki defa, soğuğun altında..

Amcam bir gün tavşan avında atla dik bir yamacı inerken yuvarlanmıştı. Tavşanı kovalamak uğruna… Avcılar koşup müdahale etmiş, zor kurtarmışlardı.
Biz “uslanır artık” demiştik, ama onda bir hastalık vardı; fırsat buldukça ava giderdi yine.

Bazen avladığı tavşanı getirirdi eve. Göğsü parçalanmış, kafası yana düşmüş, gözlerinde o son korku… Çocuk kalbimle hiç kabullenemezdim; hep zulüm gibi gelirdi bana.

Kış olunca okul da kapanırdı günlerce,haftalarca,aylarca.

Köyde televizyon yoktu çoğu evde. Elektrik zaten aylarca gelmezdi. Filmler yarıda kesilir, başka bir zamana kalırdı. Ama bu yokluk, insan ilişkilerini daha sıkı, daha derin yapardı. Herkes birbirine gider gelir, sohbet eder, beraber ısınırdı.

Annem bir gece lambanın fitilini kıstı. Işık titredi, gölgeler duvarlarda dans etti. Sobanın üzerinde çayın ince uğultusu vardı. Annem oturdu, dizlerinin üzerinde ellerini birleştirdi.

“Size,” dedi,
“kızken dinlediğim bir hikâyeyi anlatacağım. Üvey annesi tarafından büyü yapılan bir kızın… kuşa dönüşmesinin hikâyesi.”

Biz hemen sustuk. Dışarıdaki tipi bile dinliyor gibiydi.
( Devamı birgün gelecek ama o gün bugün değil):))

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Karla örtülü dağ köyü ve annemin kuşa dönüşen kız hikÂyesi yine kar yağmıştı doruklara… diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Karla örtülü dağ köyü ve annemin kuşa dönüşen kız hikÂyesi yine kar yağmıştı doruklara… diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
KARLA ÖRTÜLÜ DAĞ KÖYÜ VE ANNEMİN KUŞA DÖNÜŞEN KIZ HİKÂYESİ Yine kar yağmıştı doruklara… Diz boyunu aşan o derin beyazlık, dağ köyün&a yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
Paylaş
YAZI KÜNYE
Tarih:
5.12.2025 02:01:46
Beğeni:
0
Okunma:
28
Yorum:
0
BEĞENENLER
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL