1
Yorum
11
Beğeni
0,0
Puan
66
Okunma

Bilgi, insanı yalnızca donanımlı hale getirmez, aynı zamanda onu güvenilir, emin ve olgun bir karaktere dönüştürür. İnsan, bilgiyi ne amaçla kullandığını bildiğinde, davranışları hem kendisine hem de çevresine anlam katar. Dürüstlük ise insan olmanın ve ahlakın en temel kuralıdır, fakat bu kural yalnızca bilgiyle beslenip olgunlaştığında gerçek değerine ulaşır. Bilgisiz dürüstlük çoğu zaman kırılgandır, doğruyu savunmak, ancak bilinçli ve sorumlu bir bilginin rehberliğinde güç kazanır.
Hata yapmak hepimiz için sıradan ve doğaldır aynı zamanda insanın öğrenme ve gelişme sürecinin gözardı edilemeyecek bir parçasıdır. Ama bilerek ve isteyerek yapılan yanlış, güveni yerle bir eder ve çoğu zaman geri dönüşü olmayan yaralar açar. Bilgili ve dürüst insan, hatasını fark ettiğinde asla kaçmaz, o sorumluluktan kaçınmaz. Bilakis o hatayı telafi etmek, ve eksikliklerini düzeltmek ve doğruluğu yeniden kurmak için adımlar atar. Bu da dürüstlüğün ve bilginin birleşmesinden doğan bir erdemliliktir.
Bir kişinin bilgili ve dürüst olması, yalnızca kendisini nasıl tanımladığıyla değil, aynı zamanda toplum içinde yaptığı seçimler, davranışlar ve ihmallerle ölçülür. İnsan, sadece kendi vicdanıyla değil, başkalarıyla olan ilişkileriyle de sınanır. Söylemler ve davranışların arasındaki uyum, bilgiyle şekillenen dürüstlüğün en somut göstergesidir.
Bilgi ve dürüstlük bir araya geldiğinde güven inşa edilir, ilişkiler sağlamlaşır ve toplum daha sağlıklı bir hal alır. Bu ikisi birbirinden ayrı düşünülemez, biri eksik olduğunda diğerininde gücü zayıflar. İnsan olmanın en güçlü yanı, bilgiyi adalet ve doğruluk için kullanabilmek ve dürüstlüğü her davranışına yansıtabilmektir. Bugün yaşadıklarımızı değerlendirerek nelerin hayatımıza nasıl ve ne şekilde etki ettiğini o doğrultuda yaşanılan maddi ve manevi kayıpların sebeplerinin cevabını görmek mümkün her adımda adil ve dengeli olmak olabilmek için bilgili ve dürüst olmak adil olmayı kaçınılmaz kılar ki aklın ve bilimin pek eğrisi olmaz.
“Dürüstlük hata yapmamayı değil, hatayla yüzleşmeyi gerektirir.”
Mehmet Demir
201122