0
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
56
Okunma
Adam sessizce sanki hiç kimseye görünmek istemiyormuşçasına hafifçe dizlerini bükmüş saklanarak yürür gibi bir kaç adım ötesinde Cam Dibinde ki boş Masalardan birine ilişiverdi. Elini gömleğinin cebine öylesine bir alışkanlıkla attı ki, Sigara paketinden yaktığı sigaranın son dal sigara olduğu, paketin içini açıp parlak jelatini itina ile çıkarırken anlaşıldı. Yeni yaktığı sigaradan, derin bir nefes çekti.
Gözleri uzaklara dalmış, yakınlardan umudunu kesmişçesine uçsuz bucaksızlığın belli belirsiz bulanık görüntüsü onu ne kadar oyalıyor bilinemezdi, bakıyor olmakla görüyor eyleminin ayrımsızlığı öylesine kendini belli ediyordu ki bu da dehşetli bir kayıtsızlık hali içinde, derinlerden gelen sigara dumanına eşlik ediyormuşçasına bir izlenim veriyordu. Bu arada ellerinin arasında özenle tuttuğu atık Folyo kağıdını kimbilir kaç kez Dörde sekize katladıkça katladı, olmadı Üçgen yaptı yaptığı her şekli diğer parmaklarının yardımıyla donuk düşünceler içinde İşaret parmağına rulo gibi doluyor, Çayını da ağırdan ağırdan yudumluyordu.
Konu Sigara değildi elbette, Yaşadıkları yettikleri, Yetemedikleri, Karşıladıkları, göğüs gerdikleri, göğüslemeyi bırak, un ufak olduğu zamanları hatırladıkça, savrulmuşluğu, unutulmuşluğu, belki de harcanmışlığı düşüncesi ağır bir BALYOZ gibi ruhuna indikçe tuz buz olduğu halinden bir türlü kurtulamıyor, anlaşılabilmiş olmaya, empatiye hiç bu kadar ihtiyaçlık hissi duymadığı, kendi aleminde kaybolmuşluğu, yeterinden fazla kullanılmışlık düşüncesinin beynini esir aldığı, davranışlarına mahkumiyet yüklediği, kimliğini kaybederken, kişiliğinin böylesine hadsizce ayaklar altında ezilmesine, çaresizlik içinde teslim olduğu duygudurum halini anlatacak biri olsa öylesine rahatlayacaktı ki. Kimbilir hafiften gülümsiyebilecekti bile..
Yaşamda çok iddialı olmasada, Vahşi Kapitalizmin tüm gücüyle abandığı, üretim çarklarını öyle hızla ve Başdöndürücü süratle çevirdiğini Emekçilerin bu hıza yetişmekte zorlandığını, geç kaldığında yetişemediğinde, işsiz kalma kırbacıyla korkutulduğu çaresizliğin, yoksullukla düğümlenmiş açmazına sıkıştırıldığı gerçeğiyle yüzleşmek zorunda bırakıldığı, Sistemi görüyor gördüğünden fazlasını düşünüyor, düşündüklerinin sadece kendi çevresinde yaşanmadığını Ülke ve Dünya ölçeğinde, önü alınamaz İşbirlikçi yönetimlerle, başedilemez güçte görünüyor olsa bile bu Doymaz ve Kanmaz Kanemici Gücün, Emekçilerin ortak mücadele ve dayanışması ile hizaya çekilebileceğini, bu döngünün esir alıcı alışkanlıklarını akışkan ve süreklilik getirdiğini en yakınlarından yolda karşılaştıklarına anlatma gereği hissediyordu.
Farkındalık bilincinin, ortak düşünce ve birlikte hareket etme duygusunun, İçgüdüsel bir savunma ile direnme ruhu geliştireceği ihtimalinin ne kadar uzak olduğunu kabul ediyor olsada, bir kıvılcımın Harlı Korlu bir Görüngüye, çakmak çakmak Zihinlerin YAŞAMIN EN YÜKSEK DEĞERİNİN EMEK Değeri olduğu saygınlığana dönüşeceği umudu içinde. ÜTOPİK heyecanlarının Kocaman Denizde bir bardak su etmediğini defalarca görmüş, bu Alışılmış Çaresizlik içinde, kendi içine gömüleceği ve asla çıkmak istemeyeceği MODERN KÖLELİK mahkumiyet fermanının yazılmasına yardım edeceği, yenilmişlik mahcubiyeti içinde kendi Rızasıyla hükmü kabul ettim diyeceğim diye geçiriyordu içinden. . N.K