1
Yorum
3
Beğeni
5,0
Puan
88
Okunma
Sorunların üstünde tepinmek…
İnsan bazen gerçekten de bunu yapıyor. Bir mesele çıkınca ona öfkeyle, hırsla, inatla yükleniyoruz. Oysa hep aynı yere çarpıyor hayat: Bir sorunu hırpaladıkça, o da başka bir kılığa girip yeniden çıkıyor karşımıza. Ders veriyor, uyarıyor, kimi zaman da “Ben buradayım” diye bağırıyor.
Sonra anlıyoruz ki mesele, sorunun kendisi değil; onu görme biçimimiz.
Çünkü çözüm, problemin tam ortasında gizli değil. Çözüm, bizim içimizde. Biz değişince şekil değiştiren, biz olgunlaşınca ağırbaşlı hâle gelen, biz sakinleşince sükûnete kavuşan bir şey bu.
İnsan önce kendini eğitiyor aslında.
Okulla değil, hayatla.
Küçük bir çocuğun “Neden?” diye sorduğu o içtenlikte bir eğitimden geçiyoruz her gün. Her talihsizlikte bir ders, her hatada bir durak, her incinmede bir ayna… Kırılan yanlarımızı onarmak için önce kendimize dürüstçe bakmayı öğreniyoruz. Çünkü kendini eğitmeyen insan, duygularını da terbiye edemez; terbiye edemediği duyguların ise çözüm üretmesi mümkün değildir.
Sevgi de burada devreye giriyor.
Öyle yüzeysel, süslü kelimelerle bezeli bir sevgi değil bu…
Derin, emek isteyen, insanı baştan aşağı yenileyen bir sevgi.
Bir soruna sevgiyle yaklaşmak belki kulağa fazla romantik geliyor. Ama gerçek şu ki, sevgi insanın içindeki sisleri dağıtan tek ışıktır. İnsan sevgiyle baktığı zaman öfkesi azalır. Sevgiyle düşündüğü zaman kalbi genişler. Sevgiyle konuştuğu zaman karşı tarafın dili çözülür.
Kavga eden iki kişi bile susup birbirine sevgiyle baktığında sorunların keskinliği eriyip gider. Çünkü sevgi, çözümün kapısını açan o ince anahtardır.
Eğitim ve sevgi…
Aslında bir yolun iki tarafında duran iki işaret levhası gibidir. Biri zihni, biri kalbi hizaya çeker. Ve insan ancak bu iki yönü aynı çizgide tutabildiğinde çözüm üretebilecek hâle gelir.
Sorunlardan kaçmak mümkün değil. Ama sorunlara takılıp kalmak da kader değil.
Bazen kendimizi dinleyerek, bazen bir büyük sözü hatırlayarak, bazen de sadece susup derin bir nefes alarak yolumuzu buluyoruz.
Çünkü hayat böyle bir yolculuk:
Her sorun, bizi bir adım daha büyüten bir çağrı…
Her çözüm, içimizdeki insana doğru atılmış bir adım…
Ve insan nihayet şunu fark ediyor:
Sorunların üzerinde tepinmek insanı yorar; ama üzerine düşünmek insanı olgunlaştırır.
Çözüm ise çoğu zaman en dışarıda değil, en içeridedir.
Asıl mesele, insanın kendini eğitmesi ve sevgiyi yeniden hatırlamasıdır. Çünkü bütün yollar dönüp dolaşıp kalbin kapısına dayanır. Açmayı bilirsek içeriye sükûnet dolar; bilmezsek kendi gürültümüzde boğuluruz.
Ve belki de işin en tuhaf, en dokunaklı tarafı şudur:
Her canlının doğuştan ezbere bildiği hâlde, ısrarla yabancı bir dil gibi uzak durduğu tek şeydir sevgi dili…
Ramak Kaldı / Samim İğde
5.0
100% (2)