0
Yorum
3
Beğeni
0,0
Puan
75
Okunma
Gecenin bir körü, aniden zuhur eden gözyaşlarımın sebebi neydi? Dünyanın acımasız adaletsizliği mi, geride bıraktığımı zannettiğim geçmişimin özlemi mi, bilmiyorum; ama içimde yanan bu ateşin kimi zaman sönüyormuş gibi yapıp sonra bir anda kendini göstermesiyle baş etmeye çalışmak çok yorucu.
Sanki bütün dünya tüm hızıyla dönüyor; zaman alabildiğine koşuyor, milyarlarca insan bir şeylere tutunup sığınabiliyor da ben, kendi içimde onlara yetişebilmenin savaşıyla uğraşıyorum.
Belki yapabilsem, anlamsızlıkların her birine nice anlamlar yükleyebilsem ya da sadece bir omuza kafamı koysam, hiçbir şey düşünmeden, hıçkıra hıçkıra ağlasam; her şey yoluna girmese bile biraz olsun güç toplayabilirim gibi.
Kendime, bu zamana kadar elimi attığım her şeyin kuruyup kalmasına öyle üzgünüm ki, bunu kelimelerle anlatamam. Sanki elimde tuttuğum pusulanın gösterdiği yön hep yanlışmış; ama benim çevremde ne yosunlu bir ağacım varmış, ne de gökyüzünde bir yıldızım.
Pusulamın gösterdiğinin ters yönüne gitmeyi bilememekse, benim aptallığımmış.
Artık koca dünyada annemden başkasına gösterecek güler yüzüm, gerçekleşmesini dileyerek çabalayıp sarılacağım herhangi bir hayalim kalmadı. Gözyaşlarımı saklayan yağmurlar, içimdeki soğuktan titrediğimi belli etmeyecek kış akşamlarındayım şimdi. Fazlası, adaletsiz dünyanın terazisini şaşırtmasın.