Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
ipekyolu
ipekyolu

TÜRK DÜNYASI'NIN KALBİ ANKARA

Yorum

TÜRK DÜNYASI'NIN KALBİ ANKARA

0

Yorum

3

Beğeni

0,0

Puan

292

Okunma

TÜRK DÜNYASI'NIN KALBİ ANKARA

TÜRK DÜNYASI’NIN KALBİ ANKARA
YAHYA AKSOY
“…Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez… Bugün Sovyet Rusya, dostumuzdur, komşumuzdur, müttefikimizdir. Bu dostluğa ihtiyacımız vardır. Fakat yarın ne olacağını kimse kestiremez… ortak bir mazi yaratmak peşindeyiz” ATATÜRK
Diplomat,tarihçi,yazar ve akademisyenlerin Ankara notları bize ilham kaynağı olmalıdır:
“…İspanya’nın Türkiye’deki büyükelçiliği dünyanın en önemli on büyükelçiliği arasında yer alıyor. Bu sevgili ülkeye büyükelçi olarak atanmam benim için büyük bir onurdur…” 1
“…Diplomasi alanında kadın olmak bir sorun değil, aksine tam tersi olduğunu hissettim ve bu bakış açısını ve deneyimimi işime olumlu bir şekilde yansıtabildiğimi düşünüyorum. Türkiye’de geçirdiğim zamandan oldukça memnunum. Görülecek fazla inanılmaz yer ve tanışacak çok fazla ilginç insan var. Bana göre diplomat olmanın en güzel yanlarından biri insanlarla tanışmak ve kişisel temalarla bir ülkeyi daha iyi tanımaktır.” 2
“…70 yaşına kadar 4 milyon Osmanlı evrakı inceledim.28 eser yazdım. Anladım ki bugünü millet olarak buradaysak; bir milletin, devletin varsa bunu Atatürk’e borçluyuz.Bize varlığımızı hazırlayan odur…”3
.Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi Azerbaycan’da (6‑7 Ekim 2025), Türk dünyasının güçlü iş birliği için bir araya geldiği bu zirvede; enerji, güvenlik, kültür ve ekonomik entegrasyon gibi kritik konular ele alındı. Bu zirve, Türk Dünyası’nın uluslararası alandaki rolünü artırma ve ortak vizyon geliştirme açısından büyük önem taşıyor. Türk Devletleri Teşkilatı Turizm Bakanları 10. Toplantısı’nda, Türk Dünyası’nda turizm alanındaki iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik önemli kararlar alındı. Toplantı kapsamında, ortak müze kart uygulamasının hayata geçirilmesi, kültürel iş birliklerinin artırılması ve Türkiye’nin başkenti Ankara’nın 2026 yılı için “Türk Dünyası Turizm Başkenti” ilan edilmesi kararlaştırıldı.
Toplantının açılış konuşmasını gerçekleştiren Türkiye Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, ortak turizm politikalarının önemine dikkat çekerek şu ifadeleri kullandı: “Ortak turizm rotalarının oluşturulması, vize kolaylıkları sağlanması ve kültürel mirasın birlikte tanıtılması gibi adımlar yalnızca ülkelerinizi değil, tüm Türk Dünyası’nı daha görünür ve cazip hâle getirecektir.”
Toplantıya TÜRKSOY’u temsilen katılan Genel Sekreter Yardımcısı Sayit Yusuf ise yaptığı konuşmada kültür ve turizmin birbirini tamamlayan iki temel unsur olduğuna işaret etti. Yusuf, “Kültür, bir milletin hafızasıdır; turizm ise bu hafızayı dünyaya tanıtan en samimi dildir. Bugün burada yalnızca ekonomik iş birlikleri değil, gönül bağlarımızı da güçlendiren bir adım atıyoruz. TÜRKSOY olarak yıllardır sanat, müzik, şiir ve gelenek aracılığıyla Türk Dünyası’nı bir araya getiriyor; bu zenginliği tüm dünyaya tanıtıyoruz.” sözleriyle, kültürel diplomasiye dayalı turizm çalışmalarının önemine vurgu yaptı. Toplantıda ayrıca, Türk Dünyası Kültür Başkenti uygulamasının turizme olan katkısı da dile getirildi.
Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi (bundan böyle Türk Konseyi olarak anılacaktır) Gayriresmi Zirvesi “Türkistan: Türk Dünyasının Manevi Başkentlerinden Biri” temasıyla çevrimiçi olarak 31 Mart 2021 tarihinde düzenlenmiştir.Türk Konseyi Devlet Başkanları,İlkbahar ekinoksunu müjdeleyen, doğanın yenilenmesini ve yeni bir hayatın başlangıcını simgeleyen Nevruz Bayramını kutlayarak; Türk Dili Konuşan Devletlerin son yıllarda elde ettiği kayda değer siyasi ve sosyoekonomik ilerlemeyi vurgulayarak ve Türk Dünyası’nda çok taraflı ilişkilerin gelişimine yüksek değer atfederek ve Türk Devletleri arasındaki işbirliğini daha da derinleştirmeye yönelik güçlü taahhütlerini ifade ederek bir bildiriyi kabul etmişti.
1. Türkistan şehrini Türk Dünyasının Manevi Başkentlerinden biri olarak ilan ederler. Türk Dünyasının diğer seçkin kadim şehirlerine gelecekte rotasyon usulü temelinde benzer statünün verilebileceği konusunda mutabık kaldıklarını ve Sekretarya’ya, Türkiye’de yapılacak 8. Türk Konseyi Zirvesi öncesinde Dışişleri Bakanları Konseyinde (DBK) kabul edilmek üzere, Üye Ülkelerle birlikte bu konuda bir yönetmelik hazırlama talimatı verdiklerini;
2. “Türk Dünyası Vizyonu-2040" ve “Türk Konseyi 2020-2025 Stratejisi” belgelerinin ilk taslaklarını hazırlamasından dolayı Sekretaryayı takdir ederek, Üye Devletlerin ilgili makamlarına, Türkiye’de yapılacak müteakip Zirve’de, ulusal uygulamalarına uygun olarak muhtemelen onaylanmak üzere, Sekretarya ile birlikte çalışarak anılan belgeleri hazırlama talimatını verdiklerini;
3. Türk Konseyi’nin, daha iddialı ve ulaşılabilir hedefler belirlemesine, özellikle ulaştırma, gümrük, enerji ve altyapı alanlarında stratejik öneme sahip bölgesel projeler gerçekleştirmesine ve bunları etkin şekilde uygulamasına olanak sağlamak için ekonomik şartların önemini vurguladıklarını;
4. Türk Dünyasının edebiyat, sanat, sosyo-ekonomik, ilim ve kültürel hayatının gelişmesine büyük katkı sağlayan ünlü şair ve devlet adamı Ali Şir Nevai’nin Türk halkları nazarındaki büyük değerine işaretle ve doğumunun 580. yıldönümünün bu yıl kutlanması münasebetiyle Türk Konseyi Uluslararası Ali Şir Nevai Ödülü tesis edilmesinde mutabık kaldılarını; ifade etmişlerdir.
Türk Devletleri Teşkilatı Turizm Bakanları 10. Toplantısı’nda, Türk Dünyası’nda turizm alanındaki iş birliğinin güçlendirilmesine yönelik önemli kararlar alınmıştır. Toplantı kapsamında, ortak müze kart uygulamasının hayata geçirilmesi, kültürel iş birliklerinin artırılması ve Türkiye’nin başkenti Ankara’nın 2026 yılı için “Türk Dünyası Turizm Başkenti” ilan edilmesi kararlaştırıldı.
Türk Devletleri Teşkilatı 12. Zirvesi (6‑7 Ekim 2025 Azerbaycan) Türk Dili Konuşan Devletlerin son yıllarda elde ettiği kayda değer siyasi ve sosyoekonomik ilerlemeyi vurgulayarak ve Türk Dünyası’nda çok taraflı ilişkilerin gelişimine yüksek değer atfederek ve Türk Devletleri arasındaki işbirliğini daha da derinleştirmeye yönelik güçlü taahhütlerini ifade ederek; Türkistan şehrinin geniş Türk Dünyasından halkları bir araya getirmedeki manevi önemini kabul ederek; İslam ahlakının Türk ekolünü kuran ve Türk Dünyasında felsefenin gelişiminde güçlü bir etkide bulunan ilham kaynağı büyük bir şahsiyet olarak Hoca Ahmet Yesevi’nin mirasını överek; Türk Dili Konuşan Ülkeler İşbirliği Konseyi’nin Kurulmasına Dair Nahçıvan Anlaşması doğrultusunda, Örgüte Üye Devletlerin ortak tutum geliştirmelerini teminen, Türk Dünyasının çıkarlarını etkileyen bölgesel ve uluslararası konularda istişarelerde bulunmaya devam etmenin önemini ifade etmştir.
Türkistan şehrini Türk Dünyasının Manevi Başkentlerinden biri olarak ilan ederler. Türk Dünyasının diğer seçkin kadim şehirlerine gelecekte rotasyon usulü temelinde benzer statünün verilebileceği konusunda mutabık kaldıklarını ve Sekretarya’ya, Türkiye’de yapılacak 8. Türk Konseyi Zirvesi öncesinde Dışişleri Bakanları Konseyinde (DBK) kabul edilmek üzere, Üye Ülkelerle birlikte bu konuda bir yönetmelik hazırlama talimatı verilmiştir.
Türk Dünyasının edebiyat, sanat, sosyo-ekonomik, ilim ve kültürel hayatının gelişmesine büyük katkı sağlayan ünlü şair ve devlet adamı Ali Şir Nevai’nin Türk halkları nazarındaki büyük değerine işaretle ve doğumunun 580. yıldönümünün bu yıl kutlanması münasebetiyle Türk Konseyi Uluslararası Ali Şir Nevai Ödülü tesis edilmesinde mutabık kalmışlardır...”
Kökleri tarihin derinliklerine dayanan Türk kültürünün, Orta Asya’dan Anadolu’ya ve Kafkaslardan Balkanlara ve Orta doğuya uzanan izlerini şiirlerine aktaran şair Mahdumkulu,"Yiğit ölür yurt üstüne/ Canın verir ar üstüne diyerek , Köroğlu,ndan Karacaoğlan’a ,Yunus Emreden, Ahmet Yesevi’ye ve büyük şair Nevâyi’e uzanan tarihe,kültüre, kardeşliğe ve mertliğe de değinmiştir :" Ol merdin oğludur merttir pederi /Köroğlu kardeşi sarhoştur başı /Dağda düzde kovsa sayyatlar(avcılar) diri /Alabilmez yolbars oğlu Türkmenin."
Prof.DR. Malik Muradoğlu (Özbekistan) ifadesiyle “Cihanda iki ulu yol vardır ;yer yüzünde İpek Yolu, gök yüzünde Saman Yolu /Gök yüzünde yıldızlar, yer yüzüne Türkler serpilmiş; bunlar araştırılmakla bitmez….” Anlatımını, ünlü şair Akboğa şiirinde dile getirmiştir:“…Çin’ den Orta Asya’ ya Anadolu’ ya kadar /İnsanlık tarihine ipek ismini adar /Otantik bu destanı okuyan ancak tadar/Yazarı YAHYA AKSOY eseri İPEK YOLU…”
"Pir-i Türkistan " diye anılan Ahmed-i Yesevî, Türk kültürü ve dilinin temel taşıdır.Bir şiirinde şöyle demekte: "Sevmiyorlar/Sizin Türkçe dilini/Bilgelerden işitsen/Açar gönül ilini/Ayet hadis anlamı/Türkçe olsa duyarlar/Anlamını bilenler/Başı eğip uyarlar/ Miskin Zayıf Hoca Ahmet/Yedi atana rahmet/Fars dilini bilir de/Sevip söyler Türkçeyi." Kaşgarlı Mahmut “Erdemin başı til-dil” /Karamanoğlu Mehmet Bey 13 Mayıs 1277 tarihli fermanda , " Bugünden sonra hiç kimse sarayda, divanda, mecliste ve seyranda Türk dilinden başka dil kullanmaya" demiştir.
"Türk diline kimseler bakmaz idi/ Türklere hergiz gönül akmaz idi/ Türk dahi bilmez idi bu dilleri/İnce yolu,ol ulu menzilleri" diyen, 12000 beyitli Türkçe Garipnâme yazarı ,Horasan’dan Anadolu’ya göçen Türkmen oymaklarından tanınmış mutasavvıf Baba İlyas’ın torunu, Türk dilinin savunucusu Kırşehir’de yatan ve şiirlerinde âşık mahlasını kullanan Alâddin Ali- Âşık Paşa XIV. yüzyılda acı bir şekilde yakınmıştı.
15.yüzyılda " Ben kalemimle Türkçe yazdığım şiirlerle Türk Dünyası’nı birleştirdim. Onları tek memleket haline getirdim " diyen ve Klâsik Çağatay dil ve edebiyatını kuran ,90 adedi kervansaray olmak üzere köprü ve medrese gibi 370 hayırlı eser ortaya koyan Ali Şir Nevâî, (1441-5501) Çağatay Türkçesi’nin dil eri olarak köşe taşı olmuştur.
"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir; yeter ki bu dil şuurla işlensin. Ülkesini,yüksek istiklâlini korumasını bilen Türk Milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır." diyen ve bir ulusun yaşamında tarihin ve dilin öncelikli ve önemli yerini çok iyi bilen ve değerlendiren Atatürk , Türk tarih Kurumu ve Türk Dil kurumu’nu kurmuş ve değişik alanlardan 713 dilsever delegenin katıldığı kesintisiz dokuz gün süren " I.Türk Dili Kurultayını "nı 26 Eylül 1932 ’de aydınlatıcı öncülüğünde başlatmıştır.
Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün , önsezisi ve talimatı :
“... Bugün biz bu kitlelerden dil bakımından, gelenek, görenek, tarih bakımından ayrılmış, çok uzağa düşmüşüz. Bizim bulunduğumuz yer mi doğru, onlarınki mi? Bunun hesabını yapmakta fayda yoktur. Onların bize yaklaşmasını bekleyemeyiz. Bizim onlara yaklaşmamız gerekli… Köklerimize inmeli ve olayların böldüğü tarihimizin içinde bütünleşmeliyiz. Tarih bağı kurmamız lazım, folklor bağı kurmamız lâzım… Bunları kim yapacak? Elbette biz! Nasıl yapacağız? İşte görüyorsunuz, dil encümenleri, tarih encümenleri kuruluyor… Dilimizi, onun diline yaklaştırmaya ve böylece birbirimizi daha kolay anlar hale gelmeye çalışıyoruz… Tarihimizi ona yaklaştırmaya çalışıyoruz, ortak bir mazi yaratmak peşindeyiz. Bunlar açıktan yapılmaz, adı konarak yapılmaz, bunlar devletlerin ve milletlerin derin düşünceleridir.” Mustafa Kemal ATATÜRK
Ankara, Türk Dünyasının her zaman kalbi olmuştur. Atatürk, yüksek öngörüsü ile tarihe geçen bu gerçeği vurgulamıştır. Ankara Marşı’nda ifade edildiği gibi; “ Ankara Ankara güzel Ankara / Seni görmek ister her düşen dara /Yetersin onlara güzel Ankara…”
.ünlü kazak düşünür Muhtar Şahanov’a yaşayan Türk halkına bir mesajı olup olmadığı sorulur. O’da şu cevabı verir:“ Ben Atatürk konseptinin yolundayım. Atatürk, çok zeki, dirayetli bir şahsiyetti. O bütün Türk varlığının, bütün Türk halklarının bağrına basması gereken ve her millete nasip olmayan tanrı vergisi bir ruhtur.
Biz Türk halkları olarak onun izinden gidersek, onun bizi görmek istediği yere ulaşabiliriz. Tarihin her döneminde büyük şahsiyetler gelir ama onlara büyüklüğünü veren kendi milletinin ruhudur. Kendi ruhunu temsil eden böyle ruhlara gereken saygı gösterilmezse, bu millete saygısızlıktır. Saygıyı kendi halkı göstermez veya saygısızlara izin verirse, bu kendine saygısızlık demektir ve milleti alçaltır. Türk halkına kendi öz oğluna gösterdiği saygı nispetinde saygı duyulur. Bu yüzden Atatürk ruhuna uymayan işleri onun mu amına yapanlar sadece Atatürk’ü değil Türk milletini küçültmüş olur. Oysa Türk halkını takdir etmek gerekir ki onun içinden böyle bir ruh çıkmıştır bu ruhu kaybetmeyin. 4
Tarihi İpek Yolu Anadolu kolunda Türkiye’nin başkenti Ankara’nın 2026 yılı için “Türk Dünyası Kültür-Turizm Başkenti” ilan edilmesi kararlaştırıldı. Türk Dünyası konusunda, bütün kurum ve kuruluşlar ile Türkiye Cumhuriyeti ,yoğun ve etkin bir program çerçevesinde buluşmalı, kaynaşmalı ve ortak kültür değerlerimiz yüceltilerek ulusal ve evrensel boyutlara taşınmalıdır. Bu gerçeği tema olarak seçen bir müzikal senaryo, başta ünlü kompozitör sanatçı Fazıl say olmak üzere diğer sanatçılarımız tarafından yaygın ve etkin bir şekilde seslendirilmelidir. 2026 yılında yurt genelinde ulusal ve yerel kültür değerlerimiz bütün varlıkları ile sahnelenmeli Türk Dünyası ile ortak değerlerimiz coşkun ve etkin bir ruhla kaynaştırılmalıdır…Basın yayın organlarına, uzmanlara, yerel yönetimlere, Ankara Kulübü Derneği-seğmenlerimize ve bilim adamlarına bu alanda büyük görevler düşmektedir.
1- Crıstına Latorre Sanacho, İspanya Büyükelçisi-/2- Malena Mard , İsveç Büyükelçisi. (Oksijen,1-7 Agustos 2025)/ 2- Tarihçi Prof.Dr. Halil İnalcık/ 4-Kazakistan haberleri.

Paylaş:
3 Beğeni
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Türk dünyası'nın kalbi ankara Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Türk dünyası'nın kalbi ankara yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
TÜRK DÜNYASI'NIN KALBİ ANKARA yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL