Sevmek birbirine değil, birlikte aynı noktaya bakmaktır. exupery
Mehmet DEMİR
Mehmet DEMİR

Yamalı Ceket

Yorum

Yamalı Ceket

3

Yorum

12

Beğeni

0,0

Puan

132

Okunma

Yamalı Ceket

Yamalı Ceket

Sokağın en ucunda, zamanın unuttuğu bir ev vardı… Duvarları dökülmüş, pencereleri çoktan kırılmış, kapısı bile rüzgarın insafına kalmış. İçeride, rüzgarın bile ürkerek girdiği bir köşede ihtiyar yaşardı. Adını bilen yoktu, geçmişini soran çıkmazdı. Ama herkes onu aynı şekilde hatırlardı, Yamalı ceketi, yere düşmeyen sigarası ve sürekli kaçan gözleriyle.

Her sabah şafakla birlikte çıkardı o metruk evinden. Elindeki eski bir torbayla aynı sokakları arşınlar, marketlerin çöplerinde işe yarar bir şey var mı diye bakar, sonra ağır adımlarla kendine ait o metruk karanlığa geri dönerdi. İnsanlar nedense onun yanından geçerken gözlerini kaçırırdı. Birisinin ona seslenmesi, selam vermesi,hele hal hatır sorması neredeyse mucize olurdu.

Ben ise onu hep aynı bankta bir başına otururken görürdüm, sanki bu dünyadan değil de dünyaya geçerken uğramış sıradan birisi gibiydi. Yüzündeki o çizgiler, kelimeleri gereksiz kılacak kadar derindi. Birkaç kez bakıştığımız oldu ama o hemen başını eğip sigarasının ucuna saklanırdı.

Kış yine iyiden iyiye çökmüştü, hava ise ayazdan adeta bıçak gibi kesiyor, nefes almak bile artık fazlasıyla acı veriyordu. Her bacadan dumanlar tütüyor, sokaklar ise buz tutuyordu. Ama ihtiyarın yaşadığı ev hep karanlıktı, hep ışığa hasretti sanki içinde bir hayat değil, sadece bir sessizlik vardı.

Bir gün geçti, iki gün geçti… Onu sokakta görememiştim her zaman oturduğu o bankta boştu, torbası yoktu, sigarasını tüterken de görünmemişti hiç bir yerde görünmüyordu. İçimi birden bir sıkıntı kapladı ama “Belki başka yere gitmiştir.” diye avutuyordum kendimi.

Üçüncü gün kapı gürültüsüyle sarsıldı sokak birde çıkıp baktım sokakta birkaç meraklı komşu ve polisler metruk eve doğru yürüdü. Ben de aralarına katıldım, kapıyı açtıklarında içeriden soğuk bir boşluk çöktü dışarıya. Kendimi geri çekemedim. İçeri girdiklerinde bir süre sessizlik oldu, sonra birisi “Buldum!” diye bağırdı.

İhtiyar, duvar dibinde öylece yığılmıştı. Üzerindeki yamalı ceketin çoğu yeri sökülmüştü. Elleri buz kesmişti. Ambulansta sedyeye alırken gözleri kapalıydı ama sanki hala bir şey söylemeye çalışıyordu.

Polis sordu, bu adamı tanıyan var mı ya da Akrabası?”
Kimse cevap vermedi çünkü o koca sokaktan bir tek ses çıkmadı.

Dayanamadım, “Ben tanıyorum.” dedim.
Tanımıyordum aslında… Ama yalnız bırakmaya da vicdanım el vermedi.

Ambulansa bindim. Sirenler çığlık çığlığa hastaneye doğru ilerlerken ihtiyar titrek bir nefes alıyor, bazen anlaşılmaz sesler çıkarıyordu. Doktorlar koşturdu, serum taktılar, sonra yoğun bakıma götürdüler. Ben kapının önünde kaldım… İlk kez gerçekten orada olduğumu hissettim.

Bir süre sonra hemşire elinde bir poşetle geldi...
“Eşyaları bunlar.” dedi.

Poşetin içindeki birkaç kırıntı eşya… Bir kalemtıraş, eski bir fotoğraf, bir çorap, bir de yamalı ceket. Ceketi elime alınca içimden bir şey koptu. Kumaş soğuktu ama sanki yılların yalnızlığına tanıklık etmişti. Ürperdim, titredim, insanlığım utandı, ben utandım.

Kısa süre sonra doktor geldi. Sessizliğiyle her şeyi anlattı. Başını eğdi ve gitti.

Yoğun bakım kapısı açıldığında ihtiyarın yüzünü son kez gördüm. Başını yana düşürmüş, gözleri artık kapalıydı. Sanki yıllardır konuşamadığı tüm sözleri içine gömmüş, sessizce veda etmişti hayata.

Bir çığlık koptu içimden, ama dışarı çıkmadı. Boğazıma düğümlendi.

O an anladım ki giden sadece bir insan değildi… Giden, bu sokaktan eksilen “insanlık”tı.
*
Mehmet Demir
271114

"Gerçekten yaşanmış ve tanığı olduğum bir hayattan bir bölüm"

Paylaş:
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yamalı ceket Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Yamalı ceket yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Yamalı Ceket yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
çiftçi
çiftçi, @ciftci1
30.11.2025 16:36:05
Her insan bir dünyadır Mehmet Bey.
Hikaye gayet gerçekçi ve etkili olmuş.
İster adına anı deyin, ister yaşanmış bir gerçeklik...
Yalnızlık gerçekten de çok mu çok zor.
Sahipsizlik zaten beterin beteri.
Kalemtıraş çıktığına göre anılarını yazıyor olabilirdi belki.
Hikayeye ve üsluba sözüm yok.
Ancak günümüzde o kadar çok yardım kuruluşları var ki!
Gururdan mı, ölümü beklemekten mi?
Allah kimseyi yalnızlıkla sınamasın.
Saygı ve selamlar.
Ulvi ÜRESİN
Ulvi ÜRESİN, @ulviuresin
27.11.2025 22:57:53
İnsan olanın içini acıtan bir öykü..
Özeti de daha acı: "Giden bu sokaktan eksilen "insanlık"tı...." İbretlik bir yazı.
Biz insanlığımızı çoktan unuttuk be üstat.
Para,pul,makam uğruna neyimiz varsa devrettik..
Gönülden kutlarım.
Saygılar, selamlar.
neneh.
neneh., @neneh-
27.11.2025 21:16:35
Ne hikâyeler var , ne hikâyeler.Sokakların hikayesi eksilmez.Bizim sokaklarda mutlu sonla biten hikâyelere de pek rastlanmaz.Mekanı cennet olsun esrarengiz yolcunun.Dilerim ebedi hayatında söyleyemediklerini söylediğinde fazla sayıda canlar yanmaz.Suçluların tövbesi kabul olur.Duyarlı yüreğe-Usta Kaleme saygıyla.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.
ÜYELİK GİRİŞİ

ÜYELİK GİRİŞİ

KAYIT OL